Bölüm Şarkısı:Delil-İrem Derici
Eve girdim. Montumu asıp,ışığı açtım. Annem bacak bacak üstüne atmış,kollarını önün de birleştirmiş bana bakıyordu. Kızmasın diye gülümsedim. Tip tip bakıyordu. "Otur" dedi sert bir sesle. Hiç birşey demeden oturdum. "Nerdeydin?" dedi.
Üstüme baktı. Topuklularıma baktı. Saçlarıma baktı. Beni baştan aşağıya süzdü. "Niye o partiyi kabul ettin?" dedi sert bir şekilde. İçimden bir oh çektim. Alev'i sormamıştı. Naz kabul etti dersem susardı. Çünkü Naz onun biricik kızıydı. Kızı gibi görüyordu. "Eee şey" dedim kekeleyerek. "Ney?" dedi tek kaşını kaldırarak. "Naz kabul etti" dedim susacağı için ve bir daha da konuyu dahi açmazdı.
Kaşı indi. Bacakları gevşedi. Kollarını indirdi. "Tamam,yat uyu" dedi ve kalkıp gitti. Bazen çok kıskanırdım Naz'ı. Annemin onu daha çok kızı gibi görmesinden. Yoksa o da benim kardeşim gibiydi. İşin kötüsü Doruk'u da oğlu gibi görürdü.
Bu çok canımı sıkıyordu her zaman. Hayır,asla kıskanmak değildi bu. Annemin Doruk'tan nefret ettiğimi bildiği halde onunla can ciğer olmasıydı sorun. Bazen inadına yaptığını sanardım. Belki gerçekten de öyleydi kim bilir?
Yukarı çıkıp üstümü değiştirdim. Makyajımı sildim. Saçlarımı açtım. Ağlamak istiyordum. Sebepsizce saatlerce ağlamak istiyordum. Babam yurt dışında olduğu için görüşemiyorduk. Aşağı kata inip kahve yaptım kendime. Ev her zaman ki gibi çok sessizdi.
Kahvemi de alıp yukarı kata çıktım. Uykum yoktu. Yorulmuştum fakat uykum yoktu. Telefonuma bakmaya başladım. Kahvemi bitirdiğim de aşağı inip yıkadım. Normal de yarın da yıkayabilirdim ama annem bunu yaptığımı görse burnumdan fitil fitil getirirdi. Onun laf,sözünü dinlemek istemediğim için yıkayıp tekrar yukarı çıktım.
Telefonu kapatıp yattım.
***
Uyandığım da saat 5.00'di. Alıştığım için uyuyamıyordum 5'ten sonra. Kalkıp soğuk bir duş aldım. Aşağı indiğim de annem kahvaltı hazırlıyordu. Tabaklarımıza koyduğu,1 yumurta,4-5 adet salatalık ve domates biraz da peynir. Annem her zaman kiloma çok dikkat ederdi.
Aslında,artık midem mi küçülmüştü nolmuştu bilmiyordum ama fazla yiyemiyordum. Beni görünce dik dik bakmaya devam etti. Kulağın da kulaklığı vardı. Alıştım diyordum ama bir yere kadardı. Bişey demeden masaya oturdum. Önüme tabağı koydu ve "Çay? Kahve?" dedi. "Kahve" diyerek yanıtladım.
Filtre kahvemi tabağımın yanına koydu ve karşıma oturdu. Yemeye başladı. Bense sadece boş boş bakıyordum. Çatalımı alıp bıçakla ufak bir peynir kestim. Ağzıma attım ve çiğnemeye başladım. Kahvaltı boyunca sadece 1 kere konuşmuştuk. Onda da ne içeceğimi sormuştu o kadar.
Tabağımı bitirdiğim de kalkıp yıkadım. Yıkarken konuştu. "Ben Pınar Teyzengile gideceğim. Gelecek misin?" dedi. Pınar Teyze,Naz'ın annesiydi. "Hayır" diyerek net bir cevap verdim. "Emin misin?" diye sordu.
"Gayet" diyerek kısa bir cevap verdim. "Peki öyleyse" dedi ve tabağını bırakıp yukarı çıktı. Onun tabağını da yıkadıktan sonra odama çıktım. Yatağımı topladım. Oda da dün sandalyemin üzerine koyduğum elbiseyi astım. Ortalıkta ki herşeyi topladım. Telefonumdan bildirim sesi geldi. Naz bana yazmıştı.
Naz: Annen bize gelecek. Sende gelsenee
Selen: Çok yorgunum sonra
Naz: Lütfeenn
Selen: Zorlama aşkım sonra
Naz: Peki tamam
Konuşmamızdan sonra telefonu kapattım. Alev'e yazdım.
Selen: Kanka buluşalım mı???
Alev: Noldu dayanamadın mı yokluğuma?
Selen: Hem de nasııılll
Alev: Bize gel hiç dışarı çıkasım yok
Selen: Okeyy
Şeklinde konuştuk ve anneme mesaj attım. Alev'lere gideceğim diye. Tamam yazmıştı. Telefonu kapatıp üstümü değiştim. Mavi bir sweatshirt altına da mavi bir eşofman giydim. Ardından hızlıca çıktım.
Naz annem geleceği için çıkmayacağını söylemişti. Alev'in evine geldiğim de hızlıca arabayı park ettim. Zili çaldığım gibi açtı. İçeri girip montumu çıkardım. "Helloo" dedim Alev'e dönüp. Gülerek karşılık verdi. Salona geçip oturduk.
"Yarın okula gelecek misin?" diyerek söze girdi. "Hiç gelesim yok" deyip dudaklarımı büzdüm. "Bana öyle bakma" dedi sinirle. "Of ya tamam" dedim pes ederek. "Beni burda bekliyosun kahve yapıp geliyorum" diyerek mutfağa gitti.
Telefonuma bakmaya başladım. Geldiğin de hemen kapatıp elinden kahve mi aldım. "Anlat bakalım" dedi koltukta bağdaş kurup. "Neyi?" dedim kahvemi içerek. "Doruk olayını" dedi bastırarak. İçtiğim kahve boğazım da kalıyordu az kalsın. Öksürdüm.
"Yaa böyle olur işte" dedi sinirle. "Yanlış anlaşılma" dedim öksürüğümün arasın da. "Şarap dökmüssün çocuğun üzerine!" diye bağırdı Alev. "Yanlış anlaşılma.." dedim ama sözümü kesti. "Ay ben,yanlışlıkla bir şişe şarabı senin başından aşağıya dökmek istiyorum mu dedin?" dedi hiddetle.
"Ya,tamam biraz abartmış olabilirim" dedim suçlulukla. "Biraz mı?" dedi bana bakarak. "Ooofff üstüme gelme" dedim kahvemden içerek. "Gelirim," dedi sakinlikle. "Konuşmuşsun onunla" dedi sakinliğini yok ederek. "Çocuk hayvan değil ya konuşabilirim" dedim ona dönerek.
"Daha 1 hafta önce nefret ediyordun," dedi düşünceli bir sesle. "Şimdi noldu?" dedi kahvesinden bir yudum alarak. Hiç bir şey demedim. "Sana 'yumuşak davran,' dedim davranmadın" dedi hüzünle. "Boş yere nefret etme dedim dinlemedin" dedi hemen sonra. "Şimdi noldu? Söyle anlat bana" dedi ellerimi tutarak.
Kafamı iki yana salladım. "Bilmiyorum" dedim derin bir nefes vererek. "Aşık mı oldun?" dedi bana bakarak. Hızlıca ayağa kalktım. "Yok daha neler" dedim kızgınlıkla. "Tamam tamam" dedi sakinlikle. "Konuyu kapat" dedim oturarak. "Tamam dedim ya" dedi bütün ciddiyetinden ayrılarak.
***
Akşama kadar Alev'gildeydim. Akşam eve geldiğim de annem hâlâ gelmemişti. Üstümü değiştirip uyudum.
***
Bölüm şarkıları öylesine. Sevdiğim şarkıları koyuyorum sadece bilginize.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşten Kaçmak
RomanceSelen Yıldırım ve Doruk Öztürk birbirinden ölesiye nefret ediyorlardır. Ama kader onları birleştirip durur. Peki ya birbirlerinden nefret etmeye devam mı edecekler yoksa kendilerini birleştirecekler mi?