...
Kravatımı sıklaştırırken, okulun boş koridorunda hızlı adımlarla ilerliyordum. Bugün toplantıyı öğretmenler odasında yapacaktık, normalde odamdaki toplantı salonunda yapıyorız. Ayrıca, yeni müdür yardımcısını ilk kez görecektim.
Odaya girdiğimde hocalar toplanmış, beni bekliyordu. Sandalyeme giderken, sağımda oturan çelimsiz adama kaydı gözlerim. Yüzündeki hafif gülümseme, masum görüntüsüne daha da masumluk katıyordu. Sandalyeme oturduğumda, gergin gözlerle bana döndü ve elini uzattı.
"Ben Ahmet, Murat Bey. İlk kez yüz yüze tanışıyoruz."
Elini sıkarken, ciddi yüzümü bozmadım.
"Hayırlı bir dönem olması dileğiyle, Ahmet bey."
Elleri yumuşacık ve sıcaktı. Bir kadının elini sıkıyor gibi hissettim.
Hemen sonra toplantıya geçmiştik. Ahmet Bey'in gözlerini toplantı boyunca üstümde hissetmiş ama bundan rahatsızlık duymamıştım. Toplantı bittiğinde önümden geçti. Parfümü uzaktan bile duyulan, ağır bir erkek parfümüydü. Onu tamamlıyor gibiydi.
...
Evime girdiğim anda küçük kızım beni karşılamış ve hemen kucağıma atlamıştı.
"Kızım, önce bir elini yüzünü yıkasaydı. Rahat bırak babanı!"
Kızımı kucağımdan indirmiş, eşime bakmıştım.
"Ben bi' üstümü değiştirip geliyorum."
Üstümü değiştirmiş, yemek sofrasına oturmuştum. Eşimin sorduklarına kısa ve geçiştirici cevaplar veriyor, dinliyormuş gibi yapıyordum. Son zamanlarda çok fazla konuşuyor ve canımı sıkıyordu. Konuşmasını daha fazla dinlememek için erkenden yatmış ve işe de normalden erken gitmiştim. Okula girip, odama çıkarken Tunç ile mesajlaşıyordum. Anlaşılan eve geç gidecektim. Boş okula girdim, öğrencilerin gelmesine daha çok vardı.
Okula girdiğimde, ilk gördüğüm kişi ahmet Bey oldu. Hafifçe gülümsedi ve başıyla selam verdi. Ona karşılık vererek hızlıca odama çıktım, bu kadar masum gözükmesi beni artık sinirlendirmeye başlamıştı.
...
Saat dokuz buçuktu, ikinci dersin başlamasıyla okula sessizlik çökmüştü. Odamın kapısı çalındığında, duruşumu dikleştirdim ve gelen kişiye baktım.
Tamer kapıyı arkasından kapattı ve koltuğa oturdu. O da ikinci müdür yardımcısıydı. Spor salonunda yapmayı düşündüğümüz birkaç değişikliği konuşmak için gelmişti. Telefonuma uzandım ve Ahmet Bey'e odama gelmesi için mesaj attım. Çok geçmeden o da gelmişti ve yaklaşık yarım saatlik bir konuşma gerçekleştirmiştik. Sonrasında Tamer hızlıca odadan çıkmış, Ahmet Bey ise önündeki kağıtları toparlıyordu.
"Siz bekleyin, Ahmet Bey."
Kağıtları bırakıp, tekrar otururken yanıtladı.
"Sadece Ahmet diyebilirsiniz, hocam."
Sırıttım.
"Peki, Ahmet. Biraz sohbet edelim, seni tanımak isterim. Evli misin?"
Gülümsemesi solarken, başını eğdi.
"Öyleydim. Yani, şey... Karım sekiz yıl önce, doğumda öldü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N'aber Müdür?¿
Fiksi Penggemar"Teneffüs zili çalacak birazdan, öğrenciler gelecek...." "Salla, sen daha önemlisin." ... (Kitabın varlığından haberi olmayan hocalarımdan özür dilerim efendim.) ⚠bxb⚠