Bölüm Şarkısı: Yaz Gülü-İrem Derici
Uyandığım da saat 5.23'dü. Hızlıca soğuk bir duş aldım. Buz pateni için özel olarak aldığım tayt ve cropu giydim. Her zaman kullandığım spor çantama gerekli bir kaç şey koydum. 5.47'de tamamen hazırdım. Emre'ye 'Çıktım,hızlı ol' yazıp evden çıktım.
Emre'yi de ben alıyordum beraber gidiyorduk. Emre'nin evinin önüne geldiğim de kornaya bastım. Hızlıca geldi ve yan koltuğa oturdu. "Kahveyi unuttun mu?" dedi direkt. "İnsan bi selam verir" diyerek tersledim. "Ya kahvee?" dedi çantasını arkaya atarak. "Beraber alalım diye düşündüm" dedim arabayı çalıştırırken.
"Yani bana kitlemek için değil,öyle mi?" dedi imayla. "Ne diyorsun? Hiiç anlamadım" dedim gülerek. "Yeme beni Selen,bana kitleyeceksin" dedi sırıtarak. "Yani birazcık öyle düşünmüş olabilirim" dedim yola bakarken.
Kahkaha attı. Bende güldüm sadece. "Kahveler sana feda olsun kankam" dedi gülmesi bitince. "Yaa şapşiikk" dedim gülerek. Her zaman ki kafenin önüne gelince Emre arabadan indi. 4-5 dakika sonra elin de kahvelerle beraber geldi.
"Thanks" dedim elinden kahvemi alırken. Arabanın kahve koyulan yerine kahvemi koydum eve arabayı sürmeye başladım. Pistin önüne gelince arabayı park ettim. Kahvemi ve çantamı alıp arabayı kitledim. Emre önden gitmişti.
Kapı da Aysu ile karşılaştım. Görmezden gelerek yürümeye devam ettim. Kolumdan tuttu ve beni durdurdu. Çevik bir hareketle ben onun kolunu tutup çevirdim. "Bişey mi diyecektin?" dedim ona dönerek. Kolunu hâlâ tutuyordum.
"Bırak kolumu!" diye bağırdı. "Aaa çırpınma balık gibi" dedim alayla. "İmdat!" diye bağırmaya başladı. Arkamdan bir ses duydum ve irkildim. Doruk gelmişti. "Partnerimi rahat bırak" dedi sert bir sesle.
"Hadi yaa" dedim omzumun üstünden ona bakarak. "Bırakmazsan bıraktırmasını bilirim" dedi bana doğru yürüyerek. "Ay çok korktum" dedim alayla. "Kork diye demiyorum,hayal bile edemeyeceğin şeyler yapabilirim" dedi sırıtarak. Öksürdüm. "Sizinle uğraşamayacağım sabah sabah" dedim ve kolunu bıraktım.
Hızlıca soyunma odasına gidip patenlerimi giydim. Buz pistinin kapısını açıp girdim. Emre,Doruk,Aysu ve Maria bana bakıyorlardı. "Geç kaldın!" dedi Maria sinirle. "Üzgünüm" dedim yanlarına kayarken.
Doruk sert bir şekilde bana dikmişti gözlerini. Umursamayıp Emre'nin yanına gittim. Antrenmanlara başladık. Emre ile ilk başta el ele tutuşup kayıyor sonrasında,benim belimden tutup hava da döndürüyordu.
Ardından diğer hareketleri yapıyorduk. Müzik eşliğin de hareketleri bitirdik. Tabii ki hemen bitmemişti. Yaklaşık 30 dakika sürüyordu. Bitirdiğimiz de ikimiz de nefes nefeseydik. Aysu ve Doruk da aynı şekilde.
Pistten çıkıp soyunma odasına gittim. Patenlerimi çıkardım. Yanım da getirdiğim eşofman takımı mı giydim. Çok terlemiştim,hemen eve gidip duş almak istiyordum. Ben çıkarken Aysu girdi. Bana omuz attığın da sarsıldım fakat düşmedim. "Sen akıllanmadın" dedim dişlerimi sıkarak.
"Ay çok pardon" dedi alayla. "Seni şimdi burda ayağımın altına alırdım. Dua et acelem var" dedim sinirle. Cevap vermesini beklemeden erkeklerin soyunma odasına gittim. Emre'ye haber vermek için. Biz erken saatte geldiğimiz için pistte kimse olmuyordu.
O an sinirle soyunma odasının kapısını çalmadan açtım. Açmaz olsaydım keşke. Karşım da Doruk duruyordu. Üstü çıplak bir şekilde,şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Ben" dedim kekeleyerek. "Sen?" dedi şaşkınlıkla. "Emre'ye bakmıştım" dedim kekelemeye devam ederken.
"Çıktı" dedi sessizce. "Tamam" diyerek kapıyı kapattım. Derin bir nefes verip kapının karşısında ki duvara bakıyordum. İçerden Doruk'un gülme sesleri geliyordu. O an sadece aklım da Doruk'un karın kasları vardı. Spor yaptığı belliydi. Buz pateni bile bir spordu ama ayrı olarak da yapıyordu.
Vücudunun kavisleri,çizik çizik belli olması... Sadece aklım da bunlar vardı o an. Tam yürüyecekken spor çantamın elim de olmadığını fark ettim. Erkeklerin soyunma odasın da düşürmüştüm. "Kahretsin!" dedim dişlerimi sıkarak. Arkama döndüğüm de Doruk bana bakıyordu. Elin de de spor çantam duruyordu.
"Bunu mu arıyordun" dedi çantamı işaret ederek. "Şey düşürmüşüm de" dedim utanarak. İlk defa utanıyordum birinin karşısında. Özellikle Doruk'un karşısında.
"Alabilir miyim?" dedim çantama uzanarak. "Dikkat et,bi daha düşmesin" dedi sırıtarak. Hemen elinden alıp hızlı adımlarla çıkışa yöneldim. Emre arabanın orada beni bekliyordu. "Ya salak! Niye haber vermiyosun?!" diye bağırdım arabaya binerken.
Emre de bindi. "Neyi?" dedi şaşkınlıkla. "Soyunma odasın da olmadığını!" diye çıkıştım. "Unutmuşum" dedi rahatlıkla. "Ya Doruk'u çıplak bastım senin yüzünden" dedim utançla. "Ne ne ne?" dedi kahkaha atarak. "Ya sus" dedim ona vurarak. "Bayılıcam şimdi gülmekten" dedi kahkaha atarken.
"Seni geberticem dur sen," dedim arabayı çalıştırıp. "Alev'e mesaj at,Naz'ı da alsın ve eve geçsinler" dedim. "Okuldalar" dedi telefona bakarken. "Bi yolunu bulup çıksınlar" dedim sadece. "Of iyi" dedi homurdanarak.
****
Bu bölüm bu kadar olsun. 7. Bölüm bi tık acılı olcak sanırım:)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşten Kaçmak
RomantizmSelen Yıldırım ve Doruk Öztürk birbirinden ölesiye nefret ediyorlardır. Ama kader onları birleştirip durur. Peki ya birbirlerinden nefret etmeye devam mı edecekler yoksa kendilerini birleştirecekler mi?