𝙼𝚛. 𝚅𝚊𝚖𝚙𝚒𝚛𝚎 𖤍 𝙷𝚠𝚊𝚗𝚐 𝙷𝚢𝚞𝚗𝙹𝚒𝚗

𖤍Heart (6)

Kalp

Önümde olan Jeongin elini açarak, parmaklarını oynatmaya başladı. Ne yapacağı hakkında ufak fikrim dahi yoktu.

Ve bir anda karşımda çok güçlü ışık dalgası oluştu. Bu, gözlerimi kısmama neden olmuştu.

Işık o kadar güçlüydü ki gözlerimi kapatsam bile ışığı göre biliyordum. Bu biraz rahatsız olamama neden olmuştu.

Sonuçta söz konusu göz delen ışık..

Aniden kolumu bir hışımla tutan Jeongin benim onayımı almadan geriye doğru koşmaya başlamıştı. Bende arkasından birazcık sürünmüş gibi oluyordum sonuçta. Olayın şokundan ve aptalığımın sayesinde kapamış olduğum gözlerimi açtım ve Jeonginin hızına yetişmeye çalıştım.

Tekrardan karşımızda bir tünel açıldı ve bu yine gözlerimizi kısmamıza neden olmuştu. Eh yani tozcuklar bayılıyor bizi rahatsız etmeye.

"Galiba bu tunel bizi başka yöne çekiyor. Koşacak gücün yoksa sırtıma çıka bilirsin. Çünkü yolumuz uzun görünüyor." Dedi Jeongin durarak.

"Tamda içimi okudun.. rahatsız olmazsın dimi? " soruma yanıt kafasını olumsuz anlamda salladı ve sırtına binmem için yere otutarak tek dizini toprağa dayadı.

Hızlı bir şekilde onu incitmeğerek sırtına çıktım ve ayağa kalkmasını bekledim. Ayağa kalkıncada derinden nefes aldı ve yeni model arabanın bile ulaşamayacağı bir hızda koşmaya başladı.

Yüzüme çarpan oksigen yüzünden rahatsız olmuştum ve bir an düşünmeğerek Jeonginin boynuna sokulmaya çalıştım. Başka türlü olmuyordu. Fırsatçı değilim ben..

'Yaw HE HE'

Kes sesini!

𖤍

Dakikalar saatleri kavalarken bizde tüm tuneli koşarak eski bir köye  varmıştık.

"Bence burda yaşayan insanlara sormalıyız. Çünkü böyle aramakla bir sonuca varamaya biliriz. Boşuna zaman kaybı... Aloo kime diyorum acaba... Aishh.." etrafda bir şeyler arayan Jeongine karşılık göz devirerek bende onun gibi bir şey aramaya başladım.

"Hayır diyorum bende. İnsanları görmedin mi? Bize far görmüş tavşan gibi bakıyordular.. Aman Tanrım çıldıracağım.."

"Pardonda senin sayende bize o bakış açısından bakıyordular. Karşından minicik bir kedi geçince sanki dinazor görmüşcesine bağırdın. Tabi buda insanların aklında soru işareti bıraktı. Salak mı bular?"

"Sende kediyi görünce 'AYİHHH ÇOKKHH TATLIIĞ' değip bağırmasaydın. Ashii boş versene.."

Şaşkınca onda döndüm. "Nasıl yani sen bir kediye tatlı demiyor musun?!."

"Konumuz bu mu sence Yeonson?"

Yüzüme anlamsızca baktıkdan sonra "Peki" diyerek kaçiştirdim ve bu köyün manzarasına odakladım.

Ortam tam eski yüzyılı anlatıyordu. Minicik tek katlı tahta evler ve köyden biraz uzaklarda yerleşmiş uzun bir kule vardı. Bu kule o kadar bana tanış geliy- bekle bir dakika bu bizim Stray kids'in yaşadığı kuleyle aynı!?

Uzun kule tıpa tıp aynı duruyordu. Yerden duvar yükseye kadar ulaşan kızıl güller bile aynıydı. Yoksa bu..

"Jeongin şunu görmen gerek." Diyerek Jeonginin fikrini benim gördüğüm yere çekmeye çalışdım.

Yanıma doğru geldiğini hiss etmemle onda doğru şaşkınca döndüm.

"Bu sizin yaşadığınız kuleye benzemiyor mu?!"