- 12 -

314 34 8
                                        

Bu bölümü lütfen sabırla okuyalım... biraz sıkıcı çünkü. Elimden geleni yaptım.

--------

Genç adam belindeki kemeri iyice sıkıp önündeki korkuluktan aşağı baktı. Bir nefes vererek iki adım ötesindeki arkadaşına baktı omzunun üzerinden. "Artık gitsek mi?"

Seungmin bir iç çekti ve Minho'ya döndü. "Bir yerde ayrılacağız. Kulağın bende olmalı."

Minho kaşlarını çattı sertçe. Seungmin'in bunu ona son dakika söylemesi onu kızdırmıştı. "Ne? Neden?"

"Ryujin,"

"Nasıl? Onun burada ne işi var?"

Seungmin akıllı saatinden az sonra bağlanacağı kulaklıkları kontrol ederken konuşmaya devam etti, "Yüksek ihtimalle yeni çalışanlardan biri rüşvet alarak rakip şirkete bilgi aktarımı yaptı. İşimizi sabote etmek için geldi buraya. Ve yalnız değil. Ekibi ile beraber gelmişler."

"ITZY ve NMIXX deme."

Seungmin mırıldandı. "Gözün korkmasın. Bu ekipler bizim tırnağımız bile olamazlar." Kafasını kaldırıp Minho'nun gözlerine baktı. Elleri omzundaki büyüğünün. "Sana inanıyorum, iyi bir iş çıkaracaksın. Biz de çıkaracağız. Her şey harika olacak." Minho o an kendisini çok kötü hissetti. Yerinden aldığı Halatı geri koymak için çok geç olduğunu hissediyordu. Bedenini hareket ettiremedi. Çok heyecanlıydı çünkü aylar sonra ilk defa bir göreve beraber çıkmışlardı. Bu onun için çok önemliydi ve elinden geleninin en iyisini yapacaktı. Seungmin'in gözüne girmek istiyordu. Halbuki zaten Seungmin ondan başkasını göremiyordu.

Yaklaşık on beş dakika sonra herkes yerindeydi ve hepsi iletişim halindelerdi kulaklarındaki kulaklıklar sayesinde. Seungmin ile Minho şirket binasının zemin katındaki restoranda çalışanların molaya çıktıkları alandan gizlice sızması ile başlamıştı her şey. İkili bir lavaboya geçip giydikleri beyaz aşçı kıyafetlerinden kurtulmuş ve merdiven dairesinden hızla çıkmaya başlamışlardı.

Girmeleri gereken odanın bulunduğu kata vardıklarında merdiven dairesinde çömelip soluklandılar. "Burada ayrılıyoruz," Dedi Seungmin. "Ben pencereden dışarı çıktığımda sen de içeriye gir ve Cho'nun odasının önüne geç. Şimdi hızlıca üzerini değiştir, ben gidiyorum."

Minho bir şey demeden yanındaki çantadan ceket çıkarıp gömleğinin üzerine giydi ve siyah güneş gözlüğünü taktı. Merdiven dairesinden adımını atmadan önce Minho yanındaki cihazlar ile dışarıda biri olup olmadığını teyit etmiş ve öyle kendisini koridora atmıştı.

O esnada Seungmin binanın duvarına yapışık bir şekilde Bay Cho'nun odasının içini gözetliyordu. Rüzgar saçlarını sürekli gözünün önüne getiriyordu, lacivert pelerini havada usulca süzülüyordu. "Seungmin!"

"Ne oldu?"

Hyunjin'in endişeli sesi ile kaşları çatılmıştı Seungmin'in. Hyunjin devam etti, "Felix korkusundan söylememiş. Ben de yeni fark ettim. Bay Cho odasında ve onu odasına götüren Felix olmamış. Felix başarısız oldu."

"Ah.." Başını eğip iki yana salladı. "Tamam sorun değil. Halledeceğim. Sen de daha dikkatli ol şimdi." Hyunjin ile Seungmin'in görüşmesi bittikten sonra Seungmin Fransız balkona kendini attı. Yanındaki aletlerle balkonu açıp içeri girdikten sonra odada tuhaf bir sessizlik olduğunu fark etti. Çünkü odada aslında şu an iki kişi olması gerekiyordu.

Seungmin oldukça lüks ve pahalı eşyalarla dizayn edilmiş bu devasa odada ilerlerken yatakta uzanan kişiyi fark etti, Bay Cho'yu. Ardından onu bu hale getireni..

Hızla arkasını dönerken yere çömeldi böylelikle sağlam bir yumruktan kaçmış oldu. Çömelirken varlığını hissettiği kişiye aynı zamanda çelme takan Seungmin ayağa geri kalkar kalkmaz yere serdiğini düşündüğü kişiye baktı. Ama yanılmıştı. O ayaktaydı. "Shin Ryujin,"

Alaycı bir ses tonuyla karşılık verdi, "Kim Seungmin, sanırsam küçük planınızda küçük bir değişiklik olmasına sebep oldum."

Gülümseyerek, "Evet." Dedi Seungmin. "Ancak hiç sorun etmedim, merak etmeyin."

Ryujin'in yüzündeki alaycı ifade yok olurken nefret yerini buldu. Üzerinde oldukça şık bir elbise olan Ryujin'in buraya nasıl geldiğini hemencecik anlamıştı Seungmin. Felix'in başarısız olma sebebi kendinden kaynaklanmamıştı.

Saniyeler sonra şirketlerinin en iyileri olan ajanlar bir dövüşe başladı.

-

Minho saatini kontrol etti sabırsızca. Dudaklarını büzerek kafasını iki yana salladı. "Cidden bana layık gördüğün iş bu muydu?" Diye mırıldandı. "Beraber aksiyon yaşayacağımız için çok heyecanlanmıştım."

O esnada bir ses Minho'nun kulağını doldurdu, "Bulunduğumuz katta kimse olmasın!"

Minho ilk önce Seungmin'in dediğini anlamasa da saniyeler sonra idrak edebilmiş ve hızlı adımlarla bulunan tüm kapıları kameralardan bakılınca anlaşılmayacak şekilde elindeki cihazlar ile açılmaz hale getirmiş ve geri yerine dönmüştü.

Döndüğünde ise Ryujin Seungmin'i fena halde yere sermişti. Seungmin'in burnundan kanlar akarken Ryujin topuklu ayakkabıları ile Seungmin'in sırtına sertçe basmış ve bileklerini sırtında birleştirmişti. Dudakları halı ile birleştiği için ve burnundan kan geldiği için doğru düzgün nefes alamazken Seungmin ne kadar yorgun olsa da son gücünü de kullanarak ondan kurtulmaya çalışmıştı. Ancak feci haldeydi şu an, aldığı darbeler sonucu şu an bayılabilirdi.

Ryujin Seungmin'i binanın ortasındaki ihtişamlı, dönerek yukarı doğru çıkan merdivenlerin arasındaki boşluğa doğru atmıştı. Minho olanı yeni yeni idrak ederken koşarak merdiven korkuluklarına asıldı. Hızla Hyunjin ile iletişime geçti. İki parmağı kulaklıklarındaydı, "Şirket ortasındaki merdiven dairesinin boşluğuna koş Hyunjin! Hemen!"

Minho kendisinin yetişemeyeceğini bilse de kemerine bağlı ipi korkuluğa bağladı ve aşağı atladı. Seungmin yere çoktan varmıştı, Hyunjin'in kucağındaydı.

Yere ayaklarını basar basmaz Hyunjin'in kollarındaki arkadaşını alıp koşarak mutfağa girdi. Girdikleri kapıdan çıkıp minibüse atladı ve Yeonjun'a hastaneye sürmesini haykırdı.

















Biraz fazla aksiyon filmi izledim :)

Bu bölümden sonra başlıyor her şey.. 

Umarım beğenmişsinizdir..

where are you? - 2min minminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin