☆☆☆
Bugün yine sıradan bir görevdi. Gölgelerin arasında kaybolmuş, sessiz adımlarla ilerlerken, işte o an geldi. Karşıma çıktılar. Sonunda beni fark ettiler.
Tam da istediğim gibiydi. Her adımımı önceden planlamıştım, her hareketim stratejikti. Karşılarında duran kişi, sadece Riley değildi, AfriShade idi. Bir çelik gibi soğuk, bir panter gibi çeviktim. İçimdeki ateş, karanlık gölgelerin içinde bile parıldıyordu.
North'un gözleriyle kesiştiğinde, bir an için dondum. Ama sonra, o soğuk bakışlarını karşıladım. Bu karşılaşma beklediğimden daha erken gelmişti. O, KEY'in en iyilerinden biriydi, benim de başarımı görmüştü. Gülümsemem, işte tam da bu anda daha da genişledi.
Ajanlara beni yakalamaları için işaret verdi. Bu benim için sadece bir adımdı. Hızla reaksiyon verdim, ama kendi tercihime göre. Onları şaşırttım. Açıkça görmek istedikleri gibi değildim. İzledim, gözledim ve bir kez daha sessizce gölgelere karıştım.
Bu planladığım bir dövüştü. Ben, bir gölgeydim. İzlerken, beklerken ve gizlenirken güçlüydüm. Ve şimdi, KEY'in dikkatini üzerime çekmiştim. Artık, gerçek oyun başlayacaktı. Bu benim için sadece bir başlangıçtı. Her bir ajanlarla tek tek yüzleştim ve sıradan bir casusun ötesinde olduğumu kanıtladım.
Ajanların peşime düşmesi, planımın bir parçasıydı. Her adımda, onların hareketlerini önceden görmüş ve karşı hamlelerimi yapmıştım. Karşımdakiler sadece adımlarını izlediler, ama iş işten geçtiğinde fark ettiler ki, onlar benim oyunumu oynuyorlardı ve ben açıkça onlardan daha iyiydim.
Tüm ajanları etkisiz hale getirdiğimde sırada karşıma Florence North çıktı. Kararlı adımları ve soğuk bakışlarıyla, bir an için bile olsa, içimde bir korku uyandırdı. Ama ben kendi planımdan sapmadım. Dövüşe başladık, ancak bu dövüş benim için farklı bir amaca hizmet ediyordu.
Florence, becerileriyle ve deneyimiyle beni alt etti. Ancak bu yenilgi aslında benim planımın bir parçasıydı. Ona karşı koymak için gücüm yetmedi, ancak amacım zaten bu değildi.
Yere serildiğimde, ona baktım. Gözlerinde bir şeyler gördüm, kızgın değildi. Sanki... Sanki gururluydu. Neden böyle baktığını anlamasam da ona gülümsedim ve sessizce, beklediğim sonuca doğru ilerledim.
Artık KEY'in dikkatini tamamen üzerime çekmiştim ve gerçek oyun başlıyordu. Bu sadece bir başlangıçtı ve ben hâlâ karanlık gölgelerin içinde parlıyordum.
'---'
Florence arabayı sürerken, ellerim kelepçeli şekilde yanında oturuyordum. Arabada sessizlik hakimdi ta ki ben sıkılıp konuşmaya başlayana kadar.
"Hey, bu lüks, kocaman arabayla beni götürmeye gerek var mıydı? Bi de şu kelepçeler? Bir taksi çağırsak daha mı ucuz olurdu? Yanlış anlama araba çok iyi, sadece baya pahalı görünüyor. "
Florence gülümsedikten sonra cevap verdi, "Seni KEY Company'e götürüyorum. Ve evet, çok hareketli biri olduğun için kelepçeye ihtiyaç vardı."
Omuz silkip, "Hey, haksızlık yapma. Ben sadece eğleniyordum, biraz hareketlilik katıyordum olaylara." dedim.
"Bu çok eğlenceli bir konu mu senin için insa-" Florence devam edip bana beş saatlik bir nasihat seansı vermeden önce sözünü kestim.
"Evet."
"On tane ajanımızı tek başına alt ettiğinin farkında mısın?"
"Tabii ki farkındayım, ben yaptım." dedim kelepçeli ellerimle kendimi gösterirken. Hiç suçlu hissetmiyordum, aksine gururluydum. "Hem zaten işleri bu değil mi? Biraz tatile çıkmış olurlar, hey bi saniye, iyilik bile yapmışım resmen." Florence gözlerinin devirdi ve tam birşey söyleyecekdi ki ben devam ettim, "Bir de bir dahakine birkaç boy büyük bir kelepçe alabilir miyim? Bileklerimi biraz sıkıyorlar da."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AfriShade // Natasha Romanoff & Clint Barton [Düzenleniyor]
Aktuelle Literatur[Bölümler düzenleniyor ve tekrardan yazılıyor] Natasha Romanoff'un gözleriyle kesiştiğinde, bir an için dondum. Ama sonra, o soğuk bakışlarını karşıladım. Bu karşılaşma beklediğimden daha erken gelmişti. O, SHIELD'in en iyilerinden biriydi, benim de...