☆ 3' İkilem

69 25 20
                                    

☆☆☆

Eve geldiğimde, yorgun bir şekilde kendimi koltuğa bıraktım. Gözlerim odayı tararken, sessiz bir iç çekişle düşüncelere daldım.

"İşte yine buradayım... Hayatımın koca bir parçası olan bu sessizlik..."

Üstümü değiştirdikten sonra telefonumu çıkardım ve hızlıca bir pizza siparişi verdim. Acıkmıştım ve bugün kendimi ödüllendirmenin tam zamanıydı.

Pizza geldiğinde, sessizce yemeğimi yedim. Her lokmam, düşüncelerimin derinliklerine gömülü olan anıları hatırlatıyordu.

"Ela... Bir zamanlar senin en sevdiğin yemek... Senin en sevdiğin kokular..."

Yemeğimi bitirdikten sonra, bilgisayarımın başına geçtim. Gözlerimi ekrana kilitledim ve araştırmalarıma derinlemesine daldım. Rakamlar, haritalar ve dosyalar önümde dizilmişti. Ama aklımın bir köşesinde, her zaman olduğu gibi, Ela'nın hatıraları vardı.

Ela... Kız kardeşim. Onun gülüşü, hayatımı aydınlatan neşesi... Bir zamanlar birlikte geçirdiğimiz anılar, şimdi içimi hüzünle dolduruyordu. O gittikten sonra hersey değişti. O günden sonra hiç eskisi gibi hissetmedim.

Artık, içimdeki hüzünle birlikte, daha durgun ve ciddi bir şekilde düşüncelere daldım. Muzip ve şakacı tavrımdan uzaklaşmıştım. Anılarını yeniden yaşarken, bilgisayarın ekranına odaklandım ve her zaman yaptığım gibi düşüncelerimden kaçarak araştırmalarıma yoğunlaştım.

'---'

Evin sessizliği içinde, Florence bilgisayarının başına geçti. Riley'in dosyalarını incelemek için araştırmaya başladı. Gözleri ekrana kilitlenmiş durumdayken düşünmeye devam ediyordu.

Riley Hunter... Gizemli bir casusdu. Ama arka planında neler olduğunu bilmek önemliydi.

Florence ilk başta yüzeydeki bilgilere göz attı, ancak daha derine indikçe, Riley'in geçmişiyle ilgili daha fazla soru işareti ortaya çıktı.

SHIELD'in dosyalarında pek bir iz yokdu... Ama bu kadar yetenekli bir casusun izini kaybettirmesi şaşırtıcı değil.

Riley'in her adımını analiz ederken, içinde bir tedirginlik hissetti. Onun gizemli dünyasına girmek, beklenmedik sürprizlere yol açabilirdi. Ama bu zaten Florence'in işinin doğasıydı.

Dosyaları incelemeye devam ederken, bir dosyanın içeriğine dikkatlice odaklandı. Dosyanın adı Koru Kalkanı idi ve bir görev raporuydu.

Ela...?

Dosyayı açıp incelemeye devam etti. Görev raporlarında her zaman görev sonucu ve detayları da yazardı ama bu rapor görev ek notlardan sonra direkt olarak bitiyordu. Bu detay biraz kafasını karıştırsa da Riley'in geçmişine odaklanmaya karar verdi. Bir süre sonra aradığım bilgiye ulaşmıştı zaten.

Ela Hunter... tabii yaa nasıl olur da böyle bir bilgiyi gözden kaçırabilirdi?

Ela Riley'in ablasıydı. Riley 1 yaşında iken Ela evlatlık alınmıştı. O zamanlar Ela 7 yaşlarında olmalıydı.

Riley bunu bu kadar uzun süre gizlemeyi nasıl başarmıştı?

Ela'nın ölümüyle ilgili daha fazla bilgi edinmek için araştırmalarıma devam etmeliydi.

Dosyalar arasında gezinirken, Ela'nın ölümüne dair daha fazla detay arıyordu. Bir sürü dosyayı araştırsam da aradığım raporun devamını bulamadı.

Ela'ya ne olmuştu?

Bu soru zihninde dolaşırken daha fazla detay bulmak için bilginin kaynağına gitmeye karar verdi. Aradığı her bilgiye genelde ulaşırdı ve bu sefer bu durum Florence'i oldukça sinirlendirmişti. Ela'nın sadece ölüm tarihine ve Riley olan bağlantısına ulaşabilmiş, en son gittiği görevin de Koru Kalkanı olduğunu bulmuştu. Ölüm tarihi ve görevin tarihi aynı gündü. Belki görevde ölmüştü ama raporda bununla alakalı hiçbir şey yazmıyordu.

Sonunda pes etti ve hazırlanıp bilginin merkezine doğru yola çıktı.

'---'

Gecenin ilerleyen saatlerinde, Florence, Orwell'nin evine vardığında kararlı adımlarla kapıya yaklaştı ve kapıyı çaldı. Bir süre sonra kapı açıldı ve Orwell, şaşkın bir ifadeyle karşısında belirdi.

"Florence? Bu saatte burada ne işin var?"

"Sana da merhaba, Nick."

Florence, Nick'in yanından geçerek evin içine girdi ve oturma odasındaki koltuğa oturdu. Nick gözlerini ovarak kapıyı kapattı ve o da içeri geçti.

"Dökül."

"Tamam ilk soruyla başlayalım. Koru Kalkanı görevinin sonucu neden raporda yok"

Nick, bir an için şaşırdı, ancak hızla toparlandı ve ciddi bir ifadeyle Florence'e baktı.

"Neyden bahsediyorsun? Biliyorsun, şirkette her yıl binlerce göreve gidiliyor. Her görevi hatırlama imkanım yok?"

"Ela Hunter'in öldüğü görev, tek bir dosyada bile sonucu bulamadım. Aynı tarihte ölmüş ve o görevin sonucu yok, bundan ne anlamamı bekliyorsun. Görevden sonra eve girince ayağı merdivenden kayıp düşüp öldüğünü falan mı? Bu görevin sonucunun nerede olduğunu biliyorsan bana hemen lazım. Önemli bir mesele."

Nick, Florence'e sakinleştirmek için elini omzuna koydu. Sonra da sakinleştirici bir ses tonuyla konuşmaya çalıştı.

"Florence, lütfen... Ela'nın ölümü hepimizi derinden etkilemişti. Bilerek veya isteyerek yapılan bir şey değildi. Belgeler de bir şekilde ortadan kaybolmuş olmalı. 8 yıl önceki bir belgeyi bulmak tabiki zor olur. Lütfen bu meseleyi yine tekrar konu yapıp herkesi üzme. Evet o görev plana göre gitmedi ama bu 8 yıl önceydi. O zamandan beri daha fazla önlem alarak görevlere gidiyoruz. Artık bu konuda bir sıkıntımız yok. Bu konu hakkında kafanı yorma, hem neden gece gece bunları araştırdın ki."

Florence biraz daha sakinleşmişti, "Ela'nın bir kardeşi olduğunu biliyorsun, değil mi Nick? Riley Hunter... O, Ela'nın ölümünden doğrudan etkilenen birisi."

Nick, Florence'in ciddi ifadesine karşı sessiz kaldı, Florence'in ne demek istediğini anlamaya çalışıyordu.

"Riley'i işe almanı öneriyorum. Hem... sekiz yıldır tek başına yaşamış, belki de.."

Nick'in yüz ifadesi ciddileşti ve derin bir düşünceye daldı. Bir an odaya sessizlik hakim oldu.

"Florence biliyorum onu en iyi anlayabilecek kişi sensin. Ama hızlı karar verip hata yapmak istemiyorum."

"Onun çok iyi bir ajan olduğunu ikimiz de biliyoruz, ayrıca her zaman iyilik için çalışmış. Yani zaten bir süredir sürekli yolumuza çıkıyor ve bence bizimle çalışmak istediği belli. Yoksa neden yardım etsin ki?"

"Tamam tamam, bu kadar sebep yeterli. Onu işe alacağı-"

"Eveett, işte bu, çok teşekkür ederim Nick."

Nick birşey daha söylemeden Florence koşarak evden çıktı ve Nick öylece ortada kaldı. Sonra gidip Florence'in açık bıraktığı kapıyı kapatarak uyumaya gitti.

☆☆☆

AfriShade // Natasha Romanoff & Clint Barton   [Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin