Bölüm Şarkısı: İkiye On Kala-Bütün İstanbul Biliyo
Kapının önün de onları bekliyorduk. Alev'in ehliyeti olduğu için arabası da vardı. Arabayı evin önüne park etti. "Nerde kaldınız?" dedim homurdanarak. "Ay abartma" dedi Alev kapıyı açarken. Saat daha 12 bile değildi.
"Yerleri yeni sildim dikkat edin" dedi montunu asarken. Hepimiz montlarımı astık ve salona girdik. Zaten kapıdan içeri girince salona giriyordunuz. "Noldu?" dedi Naz merakla. "Ay durun mısır patlatayım" dedi Alev heyecanla.
"Bende yardıma gidiyim" dedi Emre ayağa kalkarak. "Sakın anlatma" dedi Alev işaret parmağını bana doğru sallayarak. "Tamam ya" dedim oflayarak. İnstagrama girip onlar gelene kadar biraz oyalandım. Alev mutfaktan çıktı elinde kahvelerle.
Ardından Emre çıktı. Emre koşarak geldiği için,pat diye yere düştü. Ama hafif bir düşüş değildi. Yer sallandı desem yeridir. Hızlıca elim de ki telefonu koltuğa atıp yanına koştum. Her yer mısır olmuştu. Tabak kırılmıştı. Ayağım da terlik olduğu için umursamadım. Emre bağırıyordu kuyruğu sıkışmış fare gibi.
Hepimiz başına toplanmıştık. Hemen arabaya oturttuk Emre'yi. Gaza basabildiğim kadar bastım. Hastanenin önüne geldiğimiz de arabayı orta yere koyuverdim. Hızlıca kapıyı açıp çıkmalarına yardım ettim.
Naz ağlıyordu. "Sakin ol" dedim Emre'yi yürütmeye çalışırken. Bizi gören hemşireler sedye getirdi hemen.
***
Ufak bir operasyon geçirdi. Bacağın da ciddi bir kırık olduğunu söylemişti doktor. Odaya almıştır. Fakat 'başına kalabalık yapmayın' demişlerdi. "Ben kalırım yanında" dedim kapının önün de dururken. "Olma-" demesine kalmadan sözünü kestim Naz'ın. "Sormadım" dedim sertçe.
"Şu birilerine bişey olduğun da diğerlerine kızma huyunu bırak artık" dedi Alev ayağa kalkarak. Emre'nin annesigil uzaktaydılar gelememişlerdi. Ama bizim ailelerimiz vardı. Alev dışında. Onun ailesi de uzaktaydı.
Annem her zaman ki gibi Naz'ın yanın da onu teselli ediyordu. Naz çok narin bir kız olduğu için çabuk ağlıyordu. Sinirden gözümden bir yaş düştü. Sinirim kimseye değildi. Kendimeydi. Doruk da ordaydı. "İyi misin?" diyerek yanıma gelip elini omzuma koydu. "Dokunma bana!" dedim elini iterek.
"Hop hop,tamam sakin ol şampiyon" dedi ellerini havaya kaldırarak. Cevap vermedim. Sadece yanıma oturduğu için ayağa kalktım. Annem bana dik dik bakıyordu. 'Ne var?' anlamın da başımı iki yana salladım.
Derin bir nefes verdi ve sustu. İlk defa sustu. Kavga etmedi benimle. Doktor yanımıza geldi. Direkt yanına gittim. "Tekrardan merhaba," dedi doktor. "Hastamız 4 ay kadar ayağının üzerine basamayacak" dedi hepimize bakarak. "Operasyon başarılı geçti,şu an bacağı alçı da" dedi.
"Ne?!" diye bağırdım. "Olmaz olmaz olamaz" dedim sessizce. Naz daha çok ağladı. Artık paten kayamayacaktı. Önemli olan o değildi. Artık 4 ay boyunca tek bacaklı olacaktı. Doktor gitti. Alev yanıma gelip kollarımdan tuttu. Destek olmak istermiş gibi.
Bu sefer ağlıyordum işte,dizlerimin üstüne çökmüş ağlıyordum sessizce. "Hepiniz gidin!" diye bağırdım. "Hepiniz!" diye bağırdım bir daha. Annem söylenerek gitti. Yanın da da diğerleri. Alev yanımdaydı. Sadece Alev yanımdaydı. Naz kaldıramamıştı.
O da gitmeyecekti aslında. Ama annem zorladı gidelim diye. Şu an umrum da değildi annem. "Burda bekle" dedim Alev'e. Kapıyı açıp odaya girdim. Emre yemekle bakışıyordu. Önün de çorba ve salata vardı.
"O sesler neydi kanka?" dedi gülerek. Gözümden bir yaş düştü. "Hiç" dedim yanına giderek. "Yemeğini yemedin mi?" dedim koltuğa oturarak. "Güzel değil" dedi omuzlarını silkip. "Bebek gibisin Emre çabuk ye" dedim sahte bir sinirle. "Banane" diyerek burun kıvırdı.
"Beni sinir etme" dedim işaret parmağımı savurup. Kaşığı alıp zorla ağzına götürdüm. Yemek zorunda kaldı. "Sana bişey diyeceğim" dedim çorbasını bitirince. "Ne?" dedi yuttuktan sonra. "4 ay yürümek yok" dedim yutkunarak. Yüzün de ki gülümseme soldu.
"Paten?" dedi hüzünle. İlk aklına bu gelmişti. "Boşver" dedim umursamamaya çalışarak. "Boşver olmaz,Selen" dedi yarım oturduğu yerden tam oturarak. Sustum. Sustum çünkü diyecek birşey yoktu. Sadece yanında kalırken ağladım sessizce. Gece,görmediğin de ağladım.
Hayatı kaymıştı resmen. Abartma demeyin,paten onun gerçekten hayatıydı.
***
Koltukta başımıza omzuma koyup uyumuştum. Alev'in sesiyle irkilerek uyandım. "Kahvaltı edelim. Hiç bir şey yemedin" dedi elinde ki tepsiyi koyup. Emre uyuyordu. "Sessiz olalım uyanmasın" dedim ayılmaya çalışırken. "Gel hadi" dedi ekmek bölüp.
Klasik zeytin,peynir falan vardı. Birkaç bişey attım ağzıma,ayakta durabilmek için. Emre derin bir uykudaydı. Gece ağrı kesici vermişlerdi. Telefonumu alıp instagram girdim. Bayadır post atmıyordum.
@Selen_Yildirim: Yaşam belirtisi vermeye geldim
(3.890.518 like 1.392.473 yorum)
@kokuşmuşterlik: Bu kızın güzelliği ben de olsa yeterdi.
@çorap_birkültürdür: Ay sonun da post attın
@selenegıcığım: Çok çirkinsin
@nurdigundiasko: Yeni post gelmiş uçuuuunnn
Eski bir fotoğrafımı paylaşmıştım. Yorumların birkaçını okuyup telefonumu kapattım.
***
Devamını yazasım gelmedi. Artık instagram falan da olacaakkk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşten Kaçmak
RomanceSelen Yıldırım ve Doruk Öztürk birbirinden ölesiye nefret ediyorlardır. Ama kader onları birleştirip durur. Peki ya birbirlerinden nefret etmeye devam mı edecekler yoksa kendilerini birleştirecekler mi?