Yağız'ın gözleri Meyra'ninkilerle buluştuğunda neredeyse ağlayacaktı. Hayatını adadığı sevdiği kız en yakın arkadaşıyla evlenirken nasıl mutlu olabilirdi ki? Neden bunları yaşadığını düşündü bir an. Neyse ki bu düşüncesi çok uzun sürmedi. Salonun ortasındaki dans pistinde dans eden çok fazla çift vardı ve en ortada ise Kerem ile Meyra... Çok güzellerdi ama ikisi de mutlu değildi. Bu suratlarından bile okunuyordu. Arkadaki şarkılar yavaş yavaş değişiyordu. En sonunda Love Story çalmaya başladı. Gözleri doldu Yağız'ın. Bu Meyra'nın en sevdiği şarkıydı ve küçüklüğünden beri en sevdiği kişiyle bu şarkıyla dans etmek istediğini söyleyip duruyordu. Meyra yavaş adımlarla Yağız'ın yanına geldi. Sanki tüm salon susmuş ve tüm odaklarını onlara vermişti."Yağız..." dedi Meyra çekingen bir tavırla.
"Biliyorsun en sevdiğim kişi ile bu şarkıyla dans etmek istediğimi söylüyordum hep ve..."
"Ve?" diye mırıldandı Yağız anlamamazlıktan gelerek.
"Ve benim bu dünyada en sevdiğim kişi sensin Yağız... Sen hep benimleydin. İyi zamanımda kötü zamanımda hep seni gördüm ben yanımda. Hep sen destek oldun bana. Ve onu geç sen bana bir baba gibi oldun. Sana olan borcumu belkide asla ödeyemeyecegim ama..."
Reverans yaparak elini Yağız'a uzattı.
"Bu dansı bana lutfeder misin?"
Yağız midesinde küçük küçük bir sürü kelebeğin uçuştuğunu hissetti. Hem gerilmiş hemde çok mutlu olmuştu. Meyra'ya minik bir gülümseme sunarak başını salladı ve elini tuttu. Diğer eli ise Meyra'nın belini buldu. Kalbi güm güm atıyordu sanki yerinden çıkacakmış gibi. Yağız kendi düğünündeymiş de Meyra ile dans ediyor gibi hissetti. Dans ederken şunu fark etti; Meyra, Kerem'i sevmiyordu ama evlenmişti. Kulağına eğildi ve fısıldadı:
"Hala evlenmeden buradan gitme ihtimalin var biliyorsun değil mi? Seni buradan kurtarabilirim."
Meyra'nın gözleri ışıldadı ama sonra bir anda söndü.
"Teşekkür ederim ama buna gerek yok."
Yağız kalbnin binbir parçaya bölündügünü hissetti bir anlığına. Meyra kesinlikle böyle şeyler söyleyecek biri değildi ve bunu en iyi Yağız biliyordu.
Sonunda dansları bittiğinde nikah memuru tarafından kürsüye çağrıldı Meyra ve Kerem. Sonunda memur konuşmaya başladı.
"Evet sayın misafirler, bugün burada Meyra Dinç ve prens Kerem Arslan şahzade çiftçimizin nikahı için bir araya toplandık."
Salonda büyük bir alkış tufanı koptu. En sonunda alkışlar kesilince memur Meyra'ya dönerek konuşmaya devam etti.
"Sayın Merya Dinç hiçbir baskı altında kalmadan, iyikte ve kötülükte, hastalıkta sağlıkta,Prens Kerem ile evlenerek Louvy Krallığı'na itaat edeceğiniz ve krallık için herşeyi yapacağınıza söz veriyor musunuz?"
Meyra sessizce mikrofona doğru eğilerek kabul etti. Memur Kerem'e döndü.
"Ve siz sevgili prensimiz Kerem. Hiçbir baskı altında kalmadan, iyilikte ve kötülükte, hastalıkta sağlıkta, Meyra Dinç ile evlenerek Louvy Krallığı'na itaat edeceğinize ve krallığımıza gözkulak olacağınıza söz veriyor musunuz?"
"Evet."
Ve o büyük alkış tufanı yeniden koptu.
"Bende sizi Lovuvy Krallığı'nın bana verdiği yetkiye dayanarak karı koca ilan ediyorum. Hayırlı olsun. Gelini öpebilirsiniz."
İkisinin dudakları birbirine değdi. Yağız kendinin bir bok olduğunu düşündü.
~~~🌟
Benim hiç içine sinmedi şahseeen ama halledicez güveniyorum kendime😎👍🏻
Ay bu arada bölümleri hep böyle kısa kısa yazıcam ha
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK KALPLER ŞATOSU
RomanceSarayın yetimhanesinde büyüyen Meyra ve ona abilik yapan Yağız.