yorumm
ve oyları
unutmayalımmm!!!***
jisung chan'ın dükkanın yani çiçekçinin önüne gelip de kapıdan baktığında karşılaşması gereken kedisi yerine tanımadığı bir adamla göz göze gelirken memnuniyetsiz bir şekilde içeriye doğru adım attı.
"hoşgeldiniz, buyrun."
sarışın bedenin gülümseyen yüzünün güzelliği jisungu afallatırken dudaklarını nazikçe kıvırmaya çalışarak mırıldandı."minho'yu arıyordum da? o nerde?"
hyunjin duyduğu soruyla karşısındaki adamı süzerken tam olarak minho'nun anlattığı sahibine benziyor oluşunu fark ettiği gibi başını eğerek heyecanla konuştu.
"sen jisungie misin yoksa?"jisung fazla samimi gelen tavırla kaşlarını çatmak istese de kendini zar zor tutarak düz bir ifadeyle elini uzattı.
"han jisung ben.""ah.. hwang hyunjin ben de."
kendisinin aksine uzun parmaklara sahip olan el elini kavradığında içeriden çıkan chan tokalaşan iki bedene bakıp kaşlarını havalandırdı.
"tanışmışsınız bakıyorum da.""aynen... gerçi ben önceden tanımış kadar olmuştum minho sayesinde zaten."
jisung sahte gülümsemesiyle konuşurken hyunjin kıskançlığını fazla belli eden bedene gülmemek adına dudaklarını birbirine bastırarak başıyla onayladı onu.
"ben de aynı şekilde... fazlasıyla bahsediyor minho senden.""öyle mi, ne diyor?"
hyunjinin dediğini duyduğu gibi gözlerini merakla büyültürken chan gülerek arkadaşının yanına gelip sorusunu umursamadan elini onun omzunu attı .
"kedini çok mu özledin? çıkış saatine daha bir saat varken almaya gelmişsin onu.""almaya gelmeme izin verir mi sence o..." dedi jisung hala ortaya çıkmayan kedisinin nerde olduğunu merak ederken.
"bana mesaj atmış çiçek yaptım sana dükkana gel de al diye."hyunjin duyduğu şeyle birlikte siyah kedinin sabahtan beri uğraştığı çiçek demetinin güzel olması için bitmek bilmeyen huysuzluğunun nedenini anlayarak güldü.
"lavanta bizde bittiği için hazırladığı demete koyamayınca sinirlendi biraz... " dedi alaylı bir tavırla."chan da biraz korktu ondan, biraz rahatlasın diye aşağıdaki çiçekçiden biraz lavanta alması için yolladı."
jisung duyduğu şeyle birlikte arkadaşına gülerek bakarken onla dalga geçmek için ağzını araladığı gibi dükkanı kaplayan adım sesiyle çiçekçiyi anlık da olsa kaplayan lavantaların kokusu onu hızlıca kapıya doğru döndürdü.
minho kaşlarını çatarak istediğinin aksine fazlasıyla hızlı gelen sahibine bakarken sorgularcasına başını eğdi."niye erken geldin?"
"kaçta gelceğimi yazmamışsın ki bebeğim, gel demişsin sadece."
gergin olan beden kafasındaki şapkayı çıkartıp tüylü kulaklarını serbest bırakırken jisungun yumuşak sesinin hoşuna gittiğini belirtircesine onun yanından geçerken kulaklarını kahverengi tutamlara sürtüp arkaya doğru yöneldi.
"bekle beni.beş dakikaya gelicem."
küçük odanın kapısını kapatmadan önceki mırıldanışının netliğine eklenen yumuşak kulakların baskısı jisungun yutkunmasına neden olurken kafasını sallayarak onaylayıcı bir mırıldanma çıkardı.
"bu minhoyla nasıl anlaşıyorsun ben hala anlamıyorum."
chan, minho duymasın diye özellikle fısıldarken arkadaşı ona baktığı gibi devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kitty / minsung
Fantasykedis minho ve sahibi jisungie 🐱 bazı bölümler yetişkin içerik barındırır⚠️