5.BÖLÜM:GÜN IŞIĞIM

10 4 1
                                    

5.bölümden merhabalar efenim...
bu bölüm aşk dolu bir bölüm...
bakalım YazÇağ çiftimiz bu bölüm neler yaşayacaklar?..
not:bu bölümde misafir karakterimiz var...

(bu bölümde "+" olarak işaret koyduğum yerden itibaren olan kısımları Tuna Kiremitçi ve Öykü Gürman'ın-İyi Şeyler" şarkısıyla okumanız rica olunur !.. Keyifli Okumalar...)

"Benim hayatımın Yaz'ı
olmaya var mısın
Gün Işığı'm..."

Küçük dilimi yutmuştum resmen. Bu nasıl olabilirdi? Bir insan bunu nasıl yapabilir? Bunu ancak vicdansızlar yapabilir...
Polis memurunun uzattığı fotoğrafa baktım ve midem bulanarak yanıt verdim.

"I know this woman. This is Miss Miller.(Bu kadını tanıyorum. Bayan Miller bu.)"

Polis memuru,ben kendimde değilken her şeyi anlatıyordu. Kulaklarımda karşımdaki iri yarı adamın sözleri yankılanırken ellerimi masanın üstüne koyup iki elimle başımı kavradım. Başım ağırıyordu. Her şey bir hırs ve kin üzerine yapılmıştı.
Karşımdaki iri yarı polis memurunun sözü ile artık her şey benim için bitmişti...

"I'm sorry but we have to close your office!(Üzgünüm ama ofisinizi kapatmak zorundayız!)"

Her şeyim gitti... Yıllarca verdiğim emekler... Hayallerim... Umutlarım ve ümitlerim... Her şeyim... Bitti...

Gözyaşları içerisinde sorgu odasından çıktığımda karşımda Çağan vardı. Koşup ona sarıldım. Her şeyden haberi olmuş olmalı ki iki eliyle yüzümü tutup,

"Ben senin arkandayım Yaz... Merak etme..."

Ağlayarak çıktığım karakoldan dışarıdaki küçük kıza gözüm takıldı. Ellerinde barbieleri ile oynuyordu. Ben küçükken oyuncak bebeklerimin elbiselerini dikerdim. Küçüklüğümden beri terzi olmayı istemişimdir ben. Sonunda hayallerime kavuştum derken her şey mahvoldu.
Nasıl olmuştu diye merak ediyorsunuz değil mi?
Hemen anlatayım size...

(Yazarın Anlatımıyla-3.Kişi Ağzından...)

O gün yani 2 gün önce elbisesini beğenmeyen Bayan Miller,Bayan Akın'ın ofisinden çıkıp arabasına bindi. Şoförüne eve sürmesini emretti. Hırçınlıkla arabadan inip evine girdiğinde delirmek üzereydi. Bu akşam ki baloda o kıyafeti giyecekti. Fakat Bayan Akın olacak terzi bozmuştu her şeyi. Bir şey yapmalıydı... Bu akşam ki baloya katılamayacaktı ama bu da Bayan Akın'ın yanına kalacak değildi. Hızlıca villasının bodrum katına inip kasaya yöneldi. Siyah kasasının şifresini açıp içinden 3 paket uyuşturucu çıkardı. Ofisten bir çalışanı tutmuştu bu için. Eğer bu işi yaparsa 100 Bin Amerika Doları verecekti.
Hızlıca kızı arayıp evine çağırdı ve her şeyi anlattı.
Kız da sonraki gün paketi yerleştirdi ve plan tamamdı.
Polisi arayıp Manolya Ofis Dükkanını ihbar etti.
Ardından çalışanından türk kahvesi isteyip yudumladı. Fakat her şey bu kadar da basit değildi.
Tuttuğu kız,2 yıldır Bayan Akın'ın yanında çalışıyordu ve yaptıklarından dolayı pişmandı. Karakola gidip gerçeği anlattı. Güvenlik kayıtları ile de her şey uyuştu.
Sorguya alınan Bayan Miller,her ne kadar inkar etse de en sonunda yola geldi. Ve itiraf etti...
Hırs,kin,öfke... Ne kadar da kötü duygular değil mi... Bir işi yaparken asla sonunu düşünemiyoruz... Yaptığımız işin sonunda da bahane olarak şöyle söylüyoruz;Öfkeme Yenildim!..
Bu 3 duygu insanı mahveder...

(Yaz'ın Anlatımıyla...)

(4 gün sonra...)

Yarın Türkiye'ye dönecektim... Artık hiç kimseden sipariş alamıyordum... Çalışanlarım işten ayrılmıştı... Ben olsam ben de ayrılırdım... Odamda bavulumun başında oturmuş düşünüyordum... Bu ülkeye,bu eve ilk geldiğim günü...
İçim kıpır kıpırdı. "Başardın be kızım Yaz!" demiştim kendi kendime.
"Hayallerinin ilk adımını gerçekleştirdin. Artık kimse sana engel olamaz..." diyordum.
Şimdi ise Türkiye'ye,kendi ülkeme dönüyorum. Şu an tarihe geçsin 25.03.2024.
Bundan sonra asla kimseye güvenmeyeceğim...
Telefonumun çalışı ile elimi telefonuma attım. Çağan arıyordu.

TERZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin