altıncı bölüm

188 18 7
                                    

(Toby'nin bakış açısı)

Odanın kapısı sert bir şekilde açılırken Hoodie Toby'i neredeyse tekmeleyerek uyandırdı...koştuğu belliydi küfrederek uyanan Toby daha olduğunu anlayamadan yakasından tutup onu bodruma sürülüyordu...kapıyı açıp aşağı doğru ittirirken merdivenlerden yuvarlanmamak için zar zor duvara tutundu.

Şaşkınlıkla içeriye bakarken kimse yoktu...hemde hiç kimse kalbinin teklediğini hissesince aniden Hoodie'e baktı.

Hoodie: Masky çoğunu avlamaya gitti, küçük sikik aşkını kurtar ya da kurtarma, ama kaçmaları senin suçun. Kelepçeyi kitlemeyi unuttun!

Hoodie bodrumdan çıkarken Toby olduğu yere yığılmamak için zor duruyordu kaçmak ve avlamak sözleri zihninde gezinirken hızlıca bir baltasını alıp ormana doğru koşmaya başladı, nasıl olur da kaçabilmişti?! Nasıl?!! Oysaki ona su verecek kadar merhamet göstermişti!

Ormanda koşarken bir av gibi düşünürken avcıdan kaçmak için gidebileceğim yerleri düşünmeye başlamıştı. Güneye doğru koşmaya başlarken buraya gittiğine dair büyük bir umut vardı çünkü güney kısmında çok fazla terk edilmiş kamp alanı ve oduncu kulübeleri vardı...nefesi kesilmeye başlamıştı ama Masky'nin onu öldürecek düşüncesi çok kötüydü.

Kamp alanına geldiğinde Masky'nin bir adamı yere yatırıp öldürdüğünü görürken ona bakmadı bile hızlıca evlere girip aramaya başlıyordu...

(Y/N'in bakış açısı)

Titriyordum...kaçıcak hiçbir yerim kalmamıştı, beyaz maskeli adam kaçanların çoğunu öldürürken en uzaktaki yıkılmak üzere olan bir oduncu kulübesinde saklanıyordum...ondunların koyulduğu büyük sandığa girmiştim...titrememi ve engellemek ve herhangi bir ses çıkarma ihtimaline karşı ağzımı sıkıca kapatırken ağlamaya başlamıştım...sessizce titreyip zor nefes alırken ağlamak çok zordu(derde bak mk)...(Doğru yazan kişi benim kendime niye küfür ettiysem-NEYYYSEEE)

İçeriye giren aceleci ve sert sesleri duyduğumda dona kaldım...içeriyi arayan ve dolapları neredeyse kırarcasına açan sesleri duyduğumda hareket etmedim...titrerken adım sesleri durmuştu...hiç ses yoktu kontrol amaçlı sandığın kapağını ses çıkarmadan gözle görebilmek için açarken Tobias'ın kulübeden yavaşça çıktığını görüyordum..sandığa doğru omzunda bir bakış atarken çoktan sandığı kapatmıştım...

Birden bire sert bir ses duyuldu..gözlerimi açtığımda istemsizce neredeyse ruhum gitmişti bir baltasını sandığa atmıştı ve şu an keskin demir gözüme karşı sadece bir santim uzaktaydı...biraz daha sert atsa yüzümün sol tarafına tam anlamıyla baltayı saplardı...balta çekilip çıkarıldı ve sandık açıldığında eldivenli elinin bir tanesini ağzımı sıkıca kapatıp beni ordan çıkarttı...

Duvara doğru çarpılırken yere düştüm, boğazımdan yakalayıp yukarı doğru kaldırırken kendisiyle aynı göz hizzasına getirdi beni. Eli hala boğazımı sıkarken iki elimle bileğinden ve elinden tutup çekmeye çalışıyordum ama Tobias neredeyse bir heykel gibi duruyor bir santim kıpırdamadan gözlerimin içine bakıyordu, gözleri bile titremiyordu sol gözüme iki gözünü odaklarken istemsizce yavaşça ağlamaya başladım...

Diğer elinde hala baltasını tutarken sıkmaya başlamıştı o kadar sıkı tutuyordu ki eski baltanın sapını eli titrerken seğiriyordu, eminim parmak eklemleri beyazlamıştı...tikleri ve garip sesleri daha da artarken boynundan gelen kırılma sesleri içime doğru işliyordu...




Hadi bu da ara sahne olsun sizeeee....biraz fan kurgusu gibi oluyor belki Canon hali ile bir kaç X reader kitabi çıkarabilirim Toby olabilir Jeff Hoodie ya da belki kızlardan da yaparım Canon halini fan olarak bu oldu çünkü çok önceden yazdığım için değiştirmek istemedim...

"Bilmiyorum..." (Ticci Toby X Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin