Keyifli okumalar
Oy ve yorum yapmayı unutmayın 🫶🏻🧸
"Sesini alçalt baba!"
"Hayır dediysem hayır Chan! Uzatma"
"Yeter! Sıkıldım senin bu saçmalıklarından en kısa sürede götüreceğim onu anladın mı?!"
Bay kwan, alaycı bi tavırla gülümsedi oğluna doğru. Gözlerindeki duygusuzluk hissi Chan'ı delirtiyordu, elinde olsa bi kaşık suda boğacaktı babasını ama yapamıyordu, eli kolu hep bağlıydı yine ve yine küçük kardeşi için.
Kwan, küçük oğlundan nefret ediyordu, nefreti çok önceden başlamıştı. Yıllar önce Felix'in rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığı gün öğrenmişlerdi rahminin olduğunu. Oğlunuz bi bebeğe sahip olabilir bi cümle onu biricik oğlundan deli gibi soğutmaya yetmişti. Leke, lanet, rezillik Felix bunları andırıyordu babasına.
O günden beri Felix dışarı çıkamaz oldu abisi ve annesi zorla izin alıp çıkarıyorladı ama çok nadirdi. Dışarı çıkarda başına bi şey gelir diye değildi, hamile kalır korkusu vardı üstünde, oğlunun böyle bi şeye sahip olduğu öğrenilirse maddi-manevi zarar göreceğini düşünüyordu. Bu yüzden hapis hayatı yaşattı Felixe, babası ona her gün iğrenç bi şeye bakıyormuşçasına bakıyordu, onun yüzünü görmeye bile tahammülü olmuyordu bazen.
Bi baba kendi öz çocuğuna nasıl bu denli kötü hisler besleyebilirdi ki?
Bugün Felix'in doğum günüydü ve en güzel günü olması gerekiyordu...
"Annesinin öldüğünü bilmesini istemiyorsan otur oturduğun yerde Chan!"
"Bilsin! Bilsinde bitsin bu senin saçmalıkların! Sen istediğini söyle ben ne istersem onu yapacağım!"
Chan öfkeyle konuşurken merdivenlerin başında onları dinleyen Felix'ten habersizdi. Küçük, duyduğu şeyler ile zar zor yutkunurken gözlerinden bi damla süzüldü yanaklarına doğru. Güzel gözlerinden düşen yaş zeminle buluşurken bi tane daha düştü ve bi tane daha..
Felix, hassas biri olduğundan ve babasının ona yaşattıklarından, hissettirdiklerinden dolayı Chan annesinin ölümünü ona anlatmadı, anlatamadı; korktu. Felix çok üzülür, içine kapanır, kendine bi şey yapar diye çok korktu; bu nedenle saklamak zorunda kaldı yalanlar söyleyerek.
Tabii Felix'in doğum gününde öğreneceğini bilmiyordu..
Chan yukarı çıkmak için merdivenlere doğru adımlarken Felix koşarak odasına gidip yatağına girdi. Abisi onun odasına gelirken uyuma taklidi yapmak mantıklı gelmişti o an, Chan odasının kapısını hafifçe açıp içeri baktığında yatakta uzanan bedenle rahatladı; felixi uyuyor zannedip içi rahatlarken kapıyı kapatıp çıktı.
Kapı kapandığı an Felix yatakta doğruldu. Başucundaki fotoğrafı eline alıp uzun uzun baktı.
"Öldüğün için mi ben ağlarken üzülürken yanıma gelmedin anne? Ölenler niye gelmiyor ki bi daha?"
Güzel gözleri tekrar dolarken yaşları fotoğrafın üzerine damladı.
Bazı gerçekler vardır ki üzerine bi ton ağırlık yapar, kambur kalırsın. Hiç bilmek istemezsin, düşünmek istemezsin ama kötülük barından hayat bi şekilde yüzüne sert bi tokat atarmışçasına gerçeklikle yüzleştirir insanı..
Felix gerçeklikle yüzleşirken Chan evden çıkıp seungminim evine gitmişti. Changbin ve jeongin de oradaydı.
"Neyin var?"
Chan içeri girmek için yeltense de seungmin gözlerindeki hüznü görüp izin vermemişti. Sorguya çekiyordu ama Chan geçiştiriyordu.
"Yok bir şey hazırlıklar tamam mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hyunjin'in Bebeği
FanfictionBebeksi koku, sarı tutamlar, kalp şeklindeki dudaklar ve yıldızları anımsatan çilleri; benim hayatım bundan ibaretti. [Texting - Düz yazı]