0.13

349 30 12
                                    


Merhaba buraya okuduğunuz saati bırakabilirsiniz.

.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Uzun süredir hissetmediğim tüm duygular tekrar hissederken titreyen ellerim ve sürekli salladığım bacağım bunu da kanıtlıyordu. 

Tek hissettiğim korku..

"Yaprak abicim hemen odana geç ben yanına gelene kadar çıkma." Kapı hâlâ çalmaya devam ederken gözümün önüne gelen profille irkilirken çenemde titremeye başlamıştı, kriz geçirecektim istemiyordum kriz geçirip onun yüzünü görmek istemiyordum. 

"Yaprak! Kardeşim kendine gel ne olur." Abim için kendimi biraz daha toparlarken hızla ayağa kalktım çalan kapıya dikkatimi vermeden odama geçip kapıya ters olan dolabım ve duvar arasında ki küçük yere girdim, bacaklarımı kendime çekerken kafamı da kollarımın arasına gömüp kriz geçirmemek için içimden saymaya başladım.

"Talha abi o.. o çıkmış." Bu Oğuzhan'dı, içim biraz olsun rahatlasa da kafamı kaldıramadım. "Yaprak nerede, iyi mi?"

"Altıma sıçtım lan o nasıl kapı çalış." Bir süre daha ona kızdı. "Gir içeri ne kadar güvende bilinmez odada." 

Onları dinlemeyi bırakıp vücudumda ki titremeyi geçirmek için çabalarken daha da artan titremeyle gözümden yaşlar akmaya başladı, kriz geçirmek istemiyordum, ilaç yutmak istemiyordum, onu görmek istemiyordum, uyumak istemiyordum, tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyordum.

"Yaprak neredesin?" Yakından duyduğum ses beni daha çok ağlatırken bir bebeğin anneye olan ihtiyacı kadar ona ihtiyacım olduğunu fark ettim. "Güzelim." Hissettiğim ani utanmayla kafamı bile kaldıramadım beni böyle görmesini istemedim bir an.

"Ellerini tutabilir miyim?" Burnumu çektiğimde benim nezdimde bu bir nevi evet demekti ki kısa süre içinde kollarımın üstünde hissettiğim el ile beni kendine çekerek o küçücük yerden çıkardı.

"Gitti mi?" plansızca söylediğim cümleyle kafamı kaldırırken göz göze geldiğimiz an dudaklarım kendiliğinden büzüldü.

"Hiç gelmedi bir tanem gelmeyecekte." Yüzüme gelen saçlarımı geriye itip göz yaşlarımı sildi. "Güven bana hem yazık değil mi bu gözlere kıpkırmızı olmuşlar ben bakmaya doyamıyorum." sitem eden sesiyle ağzımdan kaçan kıkırtıya engel olamazken o istediğini elde etmenin keyfiyle hâlâ titreyen ellerimin içine öpücük bıraktı. "Gel bakalım böyle." 

Ben üzerimde ki etkisine şaşırırken o beraber yatağımın üstüne oturttu, biraz daha sakinleştiğimi hissediyordum buna sebep olanın Oğuzhan olması da farklı hissetmeme sebep olmuştu.

Sürekli en kötü hallerimi görüyordu ve hâlâ beni sevmesi şaşırtıcıydı sümüklü birine aşık olmak neyse...

"Sürekli ağlıyorum karşında." Birde yüzsüzlükle burnumu çektim. "Ve sümüklü bir şekilde."

SADACE BENİ SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin