17.BÖLÜM: Yapboz Parçaları

112 0 0
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



2022

Bazen yaşadığın birçok andan şüphe edersin. Gerçekten bunlar oluyordu diye ve hayat seni her yerde şaşırttığı gibi burada da şaşırtır. Sana farkındalık yaratır bu anları yaşadığına dair. Sonra ne yaparsan yap o an kıpırdayabileceğin hiçbir yer olmadığını çok iyi bilirsin.

Şimdide o anlardan biriydi, ne yaşıyorduk bilmiyorum ama zaman geçtikçe gerçekliğini sorgulamaya devam ediyordum, onu çok iyi biliyorum.

Aşağıdan gelen ses hem daha gür hem daha sert olmaya devam ediyordu neyden ötürü oluyordu bu ses. Öğrenebilmek için orada olmam gerekiyordu. Tedirginlikle çantamı omzuma asıp merdivenlere doğru ilerlerken Cihan kolumdan tutup beni olduğum yerde kendine doğru çevirdi. Anlam vermeye çalışarak yüzüne baktım.

"Sen bekle, ya aşağıda biri varsa o zaman ne yapacaksın." dedi tedirgin halde. Bu sefer Emre öksürerek belindeki silahı alıp yavaşça merdivenlere doğru ilerledi. Olabileceğim en yavaş halde arkasından inmeye devam ediyordum. O kadar yavaş ve duvara en yapışık halimle aşağı kata iniyordum şuan. Hiç kimse gözükmüyordu, karanlığın ortasında olan ufak bir aydınlanma bize kimseyi göstermiyordu. Şimdi nasıl emin olabilirdik attığımız her adımdan. Salona giden koridordan yavaşça ilerlerken Emre tam salonun kapısına odaklanmışken bende etrafıma bakındım Cihan'da arkamızı kolluyordu sırtı bana çevrili bir şekilde, kim ne derse desin şuanda tamamen ajan gibiyiz. Elde silah, dizler hafif kırılmış ve atılan her adım bir rüzgârın eserken bıraktığı sesten daha sessiz.

Salona yavaşça geçip etrafa baktık hiçbir yer dağılmamıştı camın önü hariç giren kişi camın ufak bir kısmını kırıp içeriye camı açarak girmişti. Peki ya neden geldi ne almış olabilirdi? Artık kafamda oluşan soru sayıları arterken ona cevap bulamamam zoruma gidiyordu. Anlayamadığım birçok şeyin oluşu.

Etrafımıza bakınıp duruyorduk ki en pasif anımızda evi sallayabilecek kadar yüksek bir ses geldi. Hepimiz birden kapıya doğru baktık biliyorduk çünkü sesin nereden geldiğini.

Emre yeniden siyahını eline alıp bu sefer hızlı adımlarla kapıya doğru ilerledi, bizde arkasından gittik ama yeniden elde olan koca bir boşluktu. Dış kapının çarpması çok barizdi. Hızlı adımlarla kapıya doğru koşup kapıyı açtım, karşımda ne ile karşılaşacaktım bilmiyorum ama o an olan sinir, panik ve karışıklık bana bunları yaptırabilecek kadar güçlüydü.

Kapıyı açtığımda tahminimin ardında olan bir şeyle karşılaştım. Ağaçların arasında koşmaya çalışan siyah pantolon, siyah bir hırka kapüşonunu başına geçirmiş elinden geldiği kadar atabildiğince attığı en hızlı adımları atıyordu. Buradan çokça belliydi. Beklemeden ardından koşmaya başladım.

"Hey! Bekle. Neden buradasın, bekle." diye seslenirken bir yandan Emre bir yandan Cihan arkamdan sesleniyordu. Bir bana birde önümüzde koşan bilinmez adama. Biz ona daha yetişemeden o arabasına binmiş çalıştırmaya çalışıyordu. Bende bizim arabamızın nerede olduğuna baktım en hızlı şekilde onu kaybetmeden takip etmem gerekiyordu, bizi sonuca ulaştırabilecek bir kişi olabilir.

Yaz ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin