4 : Aşıklar Köyü

530 32 12
                                    

"Rıza & Zeynel Eskici - Yıkma Umutlarımı"

Annem ve babam, daha doğrusu babam, köydeki düğünü bahane ederek tam dört gün önceden köye gitmişlerdi. Babamın köy sevgisi kelimelerle anlatılamazdı. Fırsatıda bulunca annemin başının etini yemiş ve erkenden köye gitmeye ikna etmişti.

İki gündür evde yalnızdım. İki gün sonraki düğün için bugün Suzan teyzelerle birlikte bende köye gidecektim ama beni beklemeden onlarda gitmişti. Mecburen Cihan'a mesaj attım.

@gokkce
- Abi köye geçeceksen benide alsana

@cihann
- Babamlarla niye gitmedin

@gokkce
- Banyo yapacaktım beklememişler

@cihann
- 1 saate dükkanı kapatırım
- Merkeze uğrucam dönüşte alıyım

@gokkce
- Bende geleyim nolur çok sıkıldım

@cihann
- Düzgün giyin Gökçe

Mesajını görüldüde bıraktım. Bununda kıyafetlerime olan takıntısı beni öldürüyordu. Aynadan kendime baktığımda üzerimin düzgün olduğunu zaten biliyordum. Beyaz tişörtüm ve beyaz pantolonum gayet uyum içindelerdi.

Onun dükkanı kapatmasına yakın bir zaman diliminde kıyafetlerimi koyduğum çantamıda yüklenip dükkana gelmiştim. Böylelikle vakit kaybetmemiş ve hemen yola çıkmıştık.

"Telefonumu bağlayım mı?" Sorduğum soruya radyodan rastgele bir şarkı açarak olumsuz cevap verdiğinde gözlerimi devirdim. "Senin niye müzik listen yok? Böyle amcalar gibi radyodan devam ediyorsun." Başını bana doğru çevirdiğinde güldü. "Amcalar gibi demek?" Olumlu anlamda başımı salladım. "Evet amcalar gibi."
"Rastgele dinlemeyi seviyorum." Arabayı bir anda durdurduğunda muhtemelen gelmesi gereken yerdeydik.

"Arabada bekle." diyerek arabadan indiğinde çantamdan telefonumu çıkaracaktım ki duyduğum telefon sesi arabada gözlerimi gezdirmeme sebep oldu. Torpidonun içinden çıkardığım telefonu kapanmadan açtım. "Efendim Suzan teyze." Sesi biraz farklı çıkmıştı. "Gökçe kızım sen misin?" Sanki görebilecekmiş gibi olumlu anlamda başımı sallarken konuştum. "Evet." Arkadan gelen gürültüler yüzünden sesi zor anlaşılıyordu. "Yolda mısınız?" Mantıken yoldaydık. "Yoldayız." Cihan arabaya bindiğinde Suzan teyzeyle konuşmamızı bitirmiştik. "Annen aradı." Telefonunu ona doğru uzattığımda başıyla çantamı işaret etti. "Çantana koysana." Telefonunu çantama koyarken sigara paketi ve çakmağınıda uzattı.

🐬

Köyümüzdeydik, bilinen adıyla Aşıklar bizim bildiğimiz adıyla Rumca aşıklar anlamına gelen Arsovos ya da Asrifoz köyünde.
Dağlık bir araziye kurulan, yerleşim yerlerininse bu dağların yamaçlarında dağınık olarak bulunduğu köy bolca turist alıyordu. Çünkü iki yüz yıldır Aşıklar deresi üzerinde bulunan ve koruma altına alınan tarihi Aşıklar Kemer Köprüsü'nü içinde barındırıyordu.

Cihan arabayı onların evi ve bizim evimizin arasından geçen yolun kenarına park ettiğinde arabadan indim. Yolculuğumuz yarım saat sürmesine rağmen bacaklarımda uyuşukluk hissediyordum.

Ben tam bizim evin bahçe kapısını açacağım sırada ne ara yanıma geldiğini fark etmediğim Cihan kolumdan tutarak beni çekiştirmişti. "Ne yapıyorsun?" Kolumu kendime doğru çektiğimde bıraktı. Kendi evlerini işaret etti. "Bizim evdeler baksana." Evi baştan aşağıya süzdüm. Taş ve ahşap karışımdan yapılmış ev oldukça büyüktü. Büyük bir bahçesi olduğundan birde serender yapmışlardı. Ben onların evini incelerken o bahçeyide geçmiş eve çoktan girmek üzereydi koşar adım ona yetiştim.

BAL | Yarı TextingWhere stories live. Discover now