Bölüm Şarkısı: Blok3-Güzel ve İddialı
Donup kalmıştım. Neden 'Var' demiştim? Yoktu ki. 1-2 saniye sonra hiç istemediğim bir cevap verdim. "Doruk" deyiverdim bi an da. O an ilk aklıma gelen isim buydu belki de. Maria kaşlarını çattı şaşkınlıkla. Aysu arkadan "Ne?!" diye bağırdı.
Göz ucuyla Doruk'a baktığım da o da şaşkındı. Benden bu kadarını kimse beklemiyordu. Aslında ben de beklemiyordum. "Aslında," dedi Maria. "Aslında çok güzel uyarsınız" diyerek devam etti. Gözlerimi yumdum. 'Hayır' dese dünyalar benim olurdu.
"Deneyelim bakalım!" dedi Maria ellerini bir birine çarparak. Bu demek oluyordu ki başlayın. İstemsizce Doruk'a doğru kaydım. Pistin tam ortasına geldiğimiz de nefretle ona baktım. Onun ise suratın da hiç bir ifade yoktu.
Doruk'a sormamıştı bile Maria,benimle kaymak isteyip istemediğini. Kaderine razı geliyordu resmen. Ellerini belime doladı. Teninin sıcaklığını hissettiğim de irkildim. Kaymaya başladık. İlk başta havaya kaldırdı.
Sadece duruyordum. Çaba bile sarf etmiyordum. Kendi kendine hava da tur attırdı. İndirdiğin de ani bir şekilde kollarını tutdum. "Düşüyordun!" diye bağırdım. "Asla," dedi sakince. "Asla,seni düşürmem" dedi kendinden emin bir şekilde.
"Belli olmaz. Bakarsın,nefretin aklına gelir atıverirsin" dedim sinirle. Hiç bir şey demedi. Maria alkışlıyarak yanımıza geldi. "Bravo!" dedi mutlulukla. "Daha önce sizi birleştirmeliydim" dedi gülerek. Derin bir nefes verdim. Aysu çoktan gitmişti.
"İzninizle" diyerek pistin kapısına doğru kaydım. İçimden dua ediyordum Aysu olmasın diye. Soyunma odasına girdiğim de kimse yoktu. Derin bir nefes verdim. Hızlıca üstümü değiştirdim. Arkama döndüğüm de kapıyı kapatmadığımı fark ettim.
Ama çok geçti. Doruk karşım da duruyordu. Kapıya dayalı bir şekilde. "Noldu? Beni beni beklemiyordun heralde" dedi Doruk. Gözlerimi yumdum bir kaç saniye. Geri açtığım da anlamsız bir ifadeyle bana bakıyordu.
"Sapık!" diye bağırdım bi an da. "Sapık değilim,kapıyı kapatmayan sensin" dedi rahat bir ifadeyle. "Bakmasaydın o zaman" dedim kollarımı birbirine bağlıyıp. "Merak etme görmedim," dedi. "Maalesef" dedi ardından dudaklarını büzerek.
Gözlerim kocaman açıldı. Yutkundum. "Niye geldin" dedim sakin kalmaya çalışarak. "Açık olacağım. Beni neden seçtin?" dedi ciddi bir ifadeyle. "Bilmiyorum" dedim sadece. "Bir sebebi olmalı bence" dedi sorgulayarak. "Bence. Yani sana göre," dedim sertçe
Gelip yan tarafım da duran oturaklardan birine oturdu. "Ama var değil mi?" dedi elini çenesine koyarak. "Bi git be,sapık" dedim dik dik bakarak. Bişey demesine izin vermeden çantamı alıp çıktım. Çok terlemiştim.
Patenden dolayı değil,konuşmamızdan dolayıydı. Birazdan şip şip su akabilirdi bile. Kalp ritimlerim gereğinden fazla hızlıydı. Derin derin nefesler alıp veriyordum. Zorla arabaya attım kendimi.
Arabayı çalıştırmadan önce gruba girip 'Hızlıca kafeye gelin,herşeyi bırakıp. Emre'yi ben alırım' diye mesaj attım ve telefonu kapattım. Arabayı çalıştırıp Emre'nin evine sürdüm. Emre nasıl olduysa aşağı inebilmişti.
Yanıma oturdu. "Eee,nedir bu kadar acil olan?" dedi direkt. "Gidince anlatacağım" diyerek yanıtladım. Kafenin önüne geldiğimiz de Alevgil çoktan gelmişlerdi. Bende arabayı park edip Emre'nin inmesine yardımcı oldum.
Ardından içeri girdik. Alev bizi görünce elini havaya kaldırdı. Kafe kalabalıktı. Yanlarına gidip oturduk. "Ben kahveleri alayım" dedim kaçmak için. "Otur oturduğun yere" dedi Alev kolumdan tutup. Gözlerimi kaçırdım. Bacağımı sallamaya başlayınca "Noldu?" dedi Naz merakla.
"Şey," dedim etrafa bakarken. "Ney?" dedi bu sefer Emre. "Ben partner buldum" dedim dudaklarımı dişlerken. "Eee ne güzel işte" dedi Alev. "Güzel güzel olmasına da.." dedim derin bir nefes vererek.
"Da?" dedi Naz bana doğru eğilerek. "Partnerim Doruk!' dedim bi an da. "Bu muydu ya," dedi Alev rahatlamış bir şekilde. Hemen ciddileşip "Şaka mı?!" diye ciyakladı. "Abim naptı?" dedi Naz merakla. Resmen içime girecekti. Çok yaklaşmıştı merakla.
"Hiç bir şey," dedim omuzlarımı silkerek. Biraz olsun rahatlamıştım. "Yani,demeye fırsatı olmadı" dedim cümlemi tamamlayarak. "Çünkü,Maria izin vermedi bile konuşmasına. Değil mi?" dedi Emre. Yıllardır antrenörümüz Maria olduğu için iyi tanıyorduk.
Kafa salladım. "Yok artık" dedi Alev inanamayarak. "Sen mi istedin?" dedi Naz. "Bi an da oldu. İstemeyerek" diyerek kendimi savunmaya başladım. Alev çok köpürecekti çünkü. "Ama sen istedin yani" dedi Naz açıklayarak. "Hayır,bi an da" dedim düzelterek. "Sonuç ne? Sen fikir sundun işte" dedi Naz geriye yaslanarak.
"Olabilir. Belki nefretin gider" dedi Alev hiç beklemediğim bir şekilde. "Asla!" diyerek ona döndüm. "Aklınızdan bile geçirmeyin" dedim tehtidkar bir şekilde işaret parmağımı sallayarak. "Hehe kesin kesin" dedi Emre sırıtarak.
"Asıl anlatacağım bu değildi,bu daha başlangıçtı" dedim gözlerimi kaçırarak. "Başka ne oldu ki?" dedi Naz. "Ben üstümü giyiniyordum. Kapıyı açık unutmuşum Doruk'ta bana soru sormak için gelmiş. Büyük ihtimalle gördü beni" dedim tek nefeste.
Hepsinin gözleri fal taşı gibi açıldı. 1-2 dakika sustular. Naz çattığı kaşlarını düzelterek "Abimin fantazisi varmış demek. Bilmiyordum" dedi. Ufak ufak hepsi sırıtıyordu. "Yapma!" diye bağırdım öfkeyle.
***
Saçma bir yerde bitti ama sorry. Bu bölümü zorla yazdım. Sebebi ise abim trafik kazası geçirdi hastanedeydik. Bugün eve geldik. Her neyse umarım seversiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşten Kaçmak
RomanceSelen Yıldırım ve Doruk Öztürk birbirinden ölesiye nefret ediyorlardır. Ama kader onları birleştirip durur. Peki ya birbirlerinden nefret etmeye devam mı edecekler yoksa kendilerini birleştirecekler mi?