•••Akıllanmıyorsun•••

49 5 0
                                    

Yazar'dan:
Tony, Steve ve Bruce'u dinlememiş onların tüm çabasına rağmen Jarvis'in bulduğu konuma gelmişti. Hulkbuster ve Mark32 Steve ve Bruce'yi almış. Diğer tüm zırhlar gövde gösterisi yaparcasına gökyüzünde süzülmüş sonrada gitmişlerdi.

Tony Stark Mark49 ile geldiği binaya baktı ve gökyüzünde süzülerek yere indi. Önüne doluşan silahlı adamları görünce yamukça gülümsedi.
Tony: Gerçekten mi? Çocuklar onlarla bana birşey yapabileceğinizi düşünmüyorsunuz dimi?

Adamlar bir kaç saniye birbirlerine baktılar. Arkalarından gelen adama yol açtılar.
X: Zırhınızdan çıkın Bay Stark.
Tony: Normalinde çıkacaktım ama vidalarda sorun var galiba sıkışmış. Sen çıkartsana tatlım.
Tony'in alayla gülmeseyince adam sinirlenmişse benziyordu.
X: Bu zevkle halledebileceğimiz birşey Bay Stark. Benden istediğiniz bu olsun. Size en iyimizi vericem o da sizi oradan kurtaracak.

Adam cebinden çıkarttığı telefondan birşeyler yaptı ve sonunda asıl beklenen kişi gelmiş oldu. Tony içindeki nefretin yüzüne yansımasını engelleyemedi. Sesi nefret ve kinaye doluydu. Zırhın başlığı kapalıydı onun için kimse yüzünü göremiyordu. Ayrıca o Tony Stark'tı duygularını bastırmak için her zaman alay ederdi, bu onun kendi silahıydı. Düşmanla konuştuğu süre zarfında onu sinirlendirir ve açık vermesini sağlardı.

Tony: Görüşmeyeli çok oldu. Yüzün nasıl?
Terörist: Eskisine göre baya iyi. Bu arada sevgilin nasıl Stark?
Ama Tony'nin unuttuğu şey karşısındaki adamın onu çözebileceği kadar yanında durmuş olmasıydı. Tony'in sırıtan dudakları düz bir çizgi haline geldi, terörist bunu bilircesine daha çok sırıttı.
Terörist: Zırhından çıkamıyor muşsun, sana yardım edicem Stark.

   Adam ellerini Tony'in zırhının beline koyduğun da Tony tepki vermeden bekledi. Ne yapacağını merak ediyordu. Zırhtan gelen sıcaklık uyarısı ile Tony garipseyerek uyarıları gözden geçirdi.
Tony: Jarvis, neler oluyor?
Jarvis: Yüksek derecede sıcaklık algılandı Anthony. Zırh dayanmakta güçlük çekiyor.
Terörist: Sabret Tony, seni ordan kurtarıcam.
  
  Ekranda artmaya başlayan uyarıların ardından, alarm ve bildirim eklendi. Tony böyle bir zıhrtan ayrılış beklemediği için şaşırmıştı.
Tony: Jarvis! Hayır, açılma, açılma
    Alarmın sesi yükselince Tony ağzında bir küfür geveledi.
Tony: Nalet olsun, tamam açıl.

Komutla açılan zırhtan bir anda zıplayan Tony, çaprazında olan adama yumruğu geçirdiğin de karşısında ki adam geriye doğru sendeledi. Tony bir kez daha içinden ona dövüşmeyi öğreten Natasha'ya teşekkür etti. Arkasını döndüğün de terörist ağzından alev püskürtünce bir adım geriledi.
Tony: Alev mi püskürtüyorsun, iyimiş!

Tony şaşkınlığını atamadan adamlar üstüne çulladığın da karşı koymaya çalıştı ama çok kalabalıklardı ve zırhı da şu an iş görür halde değildi. Tony daha fazla çırpınmanın bir manasını olmadığına emin olunca çabalamayı bıraktı. Adamlar onu yerden kaldırıp tuttuklarında, önce cebinde bulunan telefonunu aldılar. Telefonu adamlardan biri kaldırıp teröriste gösterdi. Terörist sırıtarak elini uzattım adama ilerledi. Telefonu çevirip baktı ve cebine koydu.
Terörist: Elime düşüceğin çok açık değil miydi Stark? Ne o yoksa o üstün zekan ile bunun gelişini tahmin edemedin mi?
Tony: Zekam neredeyse herşeyi kapsıyor. Atladığın nokta şu beni sen yakalamadın ben sana geldim. Bu da demek oluyor ki tavan aracılığı ile sadece yüzünün yarısını değil az olan beyninin yarısını da ezmişim.

Tony gülmeye başladığın da adam öfkeyle elini yan tarafında duran zırhın göğüs bölmesine sapladı. Ark reaktör portatifi elinde yavaş yavaş erimeye başladığın da Tony'in de gülümsemesi solmuştu.
Terörist: Eminim ki sevgilini özlemişsindir Stark. Hadi gidelim de özlem giderin.

Adamlar Tony'i ilerletmeye başladığında karşı koymadı. Binanın içine girip asansöre ilerlediler. Terörist -4'e bastığın da kapılar kapandı ve aşağıya inmeye başladılar.
Kapı açılınca aydınlatmanın az olduğu binanın dışı ve giriş katına kıyasla harabe durumda olan koridordan ilerlemeye başladılar. Etrafta ki koku Tony'in burnuna dolmaya başlayınca istemsizce yüzünü ekşitti. Yürüdükleri yer, küf ve yanık kokuyordu ve bu koku dayanılması güç seviyedeydi. Koridorun sonundaki demir kapı gürültü ile açılmaya başladı.

Terörist: Sevgiline kıymet gösteriyorum Stark. Rahatsız olmasın diye onu bu katta tek tutuyorum. Değerimi bil.

Terörist iğrenç bir kahkaha attığında sesi koridorda yankılandı ama Tony, teröristin dedikleri yada kahkahasını umursamıyordu. Gözleri açılan kapıya kitlenmiş, Elisabeth'i görme umuduyla aralıktan içeriyi görmeye çalışıyordu. Kapı en sonunda büyük bir gürültü ile açıldığın da Tony içeri adımlamak için hareket etmeye çalıştı ama onu tutan adamlar bunu engelledi.
Terörist: Aaa çok ayıp çocuklar. Bırakın da sevgililer kavuşsun

Serbest kalan Tony daha fazla beklemeden hızlıca içeri girdi. Gördükleri kanını dondurmaya yetmişti. Telefonda gördüğünden çok daha kötü bir haldeydi Elisabeth. Aklı başına gelince Elisabeth'e yaklaştı. Gözleri kısık bakan kadın anladığı şey ile gücü yettikçe kafasını sağa sola salladı.

Elisabeth: Anthony, Hayır!
Tony: Anthony, Evet!

Tony'in yüzüne yayılan buruk gülümseme şimdi Elisabeth'de de vardı. Tony elini Elisabeth'in yanağına yaklaştırdığında kadın kafasını geriye çekmeye çalıştı. Tony garipseyerek Elisabeth'e baktı.

Elisabeth: Anthony, dokunma bana seni yakarım.
Tony: Bunca seneden sonra bu beni durdurur mu Lisa?
Elisabeth: Durman gerekiyor... Anthony çek elini dokunma diyorum sana, beni dinle...
Tony: Şşşt, bak sakin ol beni yakmıyorsun güzelim.
Elisabeth: Şu an yakmıyor olmam yakmayacağım anlamına gelmiyor. Bu şey her neyse kontrol edemiyorum Anthony.
Tony: Sorun değil, halledebiliriz. Biz neleri atlattık bunu da atlatıcaz. Sakin ol.
Terörist: Özleminiz göz yaşartıcı gerçekten, biraz daha devam ederseniz ağlayacağım.
Tony: Ben seni ağlatıcam, sen sabret.
Terörist: Ne yapabilirsin ki, Stark? Elisabeth'e yapacağım en ufak şey onun patlamasına neden olur.
Tony: Sence ben buna izin verir miyim?
Terörist: Sen kimsin? Zırh giyen zengin bir züppe? Onun dışında nesin? Zırhını parçaladım, geri kalanları ise kendin gönderdin, radarlarımızdan zırhların burada olmadıklarını görebiliyorum. Kaptan Amerika veya hulk da yok. Söyle bana Stark, ne yapabilirsin ki?
Tony: Senin en büyük sorunun ne biliyor musun? Beni hafife alıyorsun. Bunun için o mağarayı başına yıkmıştım.... Akıllanmıyorsun.

Tony olumsuz bir şekilde kafasını salladığında terörist ve adamları olayı garipsemişlerdi. Tony laf cambazlığı mı yapıyor yoksa sakladığı birşeyler mi vardı bunu bilmiyorlardı. Onlar ne kadar durumu tam olarak kavrayamamış olsalar da Elisabeth için durum netti. Zaten Tony'in sazan gibi atlamayacağını düşünüyordu ama bu dik başlılığına bakılırsa kesinlikle bir planı vardı ve Elisabeth biliyordu ki Tony Stark yaptığı planlarda çuvallamazdı.

Elisabeth'in yüzünde ister istemez bir sırıtma belirlemeye başladığında hızla kendini toparladı. Adamların kafasının karıştığını biliyorlardı. Zırh parçalandığı ve radarlarında zırhlar gözükmediği için Tony'in onlara oyun oynamaya çalıştığını düşündüklerini tahmin ediyordu, bu yüzlerinden belliydi. Ama şimdi kendi bir açık verirse tedbir alabilirlerdi.

Tabi Elisabeth planın kısa vadeli olduğunu bilmiyordu. Tony Stark gene yapacağını yapmış neticeyi hemen elde etmek için hızlı ama sağlam bir plan yapmıştı. Amaç en kısa sürede Elisabeth'e ulaşabilmekti ve bu adamlar ona istediğini vermişlerdi.

Odada yankılanan yüksek sesli alarm ile bakışlar On Halka'nın liderine döndü. Adam cebinde ki telefonu çıkarttı.
Terörist: Bu ne be!

Terörist telefonu bir anda arkaya fırlattığında kapının dışına fırlayan telefon gürültü ile patladı.

 Stark'ın DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin