Banyodan çıktıktan sonra karşılaştığım manzaraya karşılık dona kalmıştım. İfakat hanımın aralanan kapısının ardından Orhan bey ve İfakat hanımı öpüşürken görmüştüm. Onlar beni görmeden hemen odama girip kapıyı kapattım. İlk 5 dakika gördüklerimi hazmetmeye çalıştım.
Yaptıkları bu iğrençlik gözümün önünden gitmiyordu. Orhan beyin karısını aldatmasını geçtim ama aldattığı kişi yengesiydi. Bu yaptıkları ahlaksızlıkla Halis ağanın, Gülgün hanımın gözünün içine nasıl bakıyorlar aklım almıyor. Bu gördüklerimi Ferite söyleseydim bana inanır mıydı? Ama böyle bir şey nasıl söylenirdi ki?
Üzerimi değiştirip erkenden salona indim. Yemek saatine daha vardı ama duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Salona indiğimde Orhan bey, Gülgün ve İfakat hanımda oradaydı. Gülgün hanımın gözlerinin içine bakamıyordum çünkü aşırı üzülüyordum ona.
"Seyran gelsene." diye yanına çağırdı Gülgün hanım. Asık suratımı biraz olsun düzeltip gülümsedim. "Ee neredeydin bu gün?." diye sordu.
"Antepten yakın bir arkadaşım İstanbula geldi, onunla buluştum."
"İyi etmişsin genç kızsın sonuçta, gez istediğin kadar." Orhan beyin gül gibi karsını İfakat gibi bir cadıyla aldatması gerçekten garibime gidiyordu. Çok geçmeden Ferit indi salona. Beni görür görmez göz kırptı ve yanıma oturdu.
Gülgün hanım ve İfakat sohbet ederken Ferit çaktırmadan elime dokundu. "Bende seni arıyordum."
Gülgün hanım fark eder diye Ferite cevap vermedim ve elimi çektim. Ferit rahatsız olduğumu anlamış olacak ki ses etmedi. Halis ağa salona indikten sonra herkes masadaki yerine geçti. Akşam yemeği her zaman ki gibi sessizdi. Halis ağa Orhan beyle işler hakkında konuşuyor, bende şirkete gelip bir görüneyim diyordu.
Akşam yemeği bittikten sonra her zaman ki gibi odama geçtim. Gelicek hafta üniversitem başlıyordu ve aşırı heyecanlıydım. Odamda biraz takılıp, müzik dinledim ama canımın sıkıntısı hala geçmiyordu. Feriti görmek istiyordum ama odasına çıkamazdım. Yakalanma olasılığım yüksekti. Telefonuma gelen mesajla hızlıca elime aldım.
"Napıyorsun? Özledim." Yazmıştı Ferit.
"Daha az önce aşkam yemeğin de beraberdik ya, üstelik sabahta beraberdik. Ne çabuk özlüyorsun?." diye yazıp gönderdim.
"Bi kere sabahın üzerinden kaç saat geçti, ayrıca akşam yemeğinde doğru düzgün bakamadım bile sana."
"Mecbur, yarın kahvaltıda görüşürüz o zaman."
"Yarım saat sonra gelsene odama." diye mesaj attığı anda yataktan fırladım. Yarım saat sonra mı? Bu İfakatın gözü zaten üzerimde kesin yakalar beni, üstelik üniversitelerin açılmasına 1 hafta var ve bu riski alamazdım.
"Yarım saat sonra mı? Saçmalama!."
"Aslında şimdi gel derdim ama Latif bey ayaktadır şimdi, karşılaşmanı istemem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amiyàne | SeyFer
Любовные романыBaşka bir evrende Ferit ve Seyran nasıl olurdu? Seyran okumak için İstanbula gidecektir ama halası onu Korhan ailesine emanet etmiştir. Ailenin küçük oğluyla Seyranın yolları kesişmiştir