0

3 0 0
                                    

Toprak Yağmura - Canozan

Bir bir akan yağmur taneleri, yağmurla beraber nemlenen hava da çok bunaltıcıydı. Yağan taneler pencerelere düşüyordu, kendini izlettiriyordu. Dışarıda yağmurun yağmasına sevinen insanlar vardı, anlarım onları ne de olsa o kişilerin yağmurdan nefret etmek için bir nedenleri yoktu, ama Yağmur'un vardı.

Yağmur'un yağmurlardan nefret etmek için bir sebebi vardı. Gözlerine öldüğü birisi vardı, o öldüğü gözler onun mezarı olmuş zaten nereden bilecek? Yağmur, yağan yağmurdan o gün nefret etti. Hayatını verebileceği kişi, onun hayatını mahvettiği gün nefret etti. Onu önemsiz bir kağıt parçasıymış gibi atıp gittiği gün nefret etti yağmurdan.
Hem Yağmur'dan, hem yağmurdan.

Yağan yağmur karşısında bazen tutamaz insan gözyaşlarını, yağmur insanı haykırması için gaza getirir. "Bağır ben arkandayım," der.

Yağmur, yağan yağmuru izliyordu, tek tek toprağa düşen yağmur damlalarına bakıyordu.
Belki toprak ve yağmur ayrılmazdı ama Toprak ve Yağmur çok güzel ayrılırdı.

"Yağmur, Yağmur oğlum baksana," arkadan Koray Yağmur'a sesleniyordu ama Yağmur'un tek odak noktası yağan yağmurdu.

Koray bir iki kez Yağmur'u dürttükten sonra Yağmur kendini gerçekliğe dönmüş bir şekilde bulur.

Yağmur Koray'a zoraki bir gülümsemeyle döner,"Ne oldu Koray?"

Koray oflayarak Yağmur'a bakar, "Oğlum sen hâlâ unutmadın mı o, işte o pislik herifi,", Yağmur gülerek Koray'a bakar. "Unuttum, unuttum. Sen hiç merak etme beni, sadece yağmur yağınca bir iki dakikacık aklıma geliyor işte o, o kadarcık yani."

Koray gülerek Yağmur'a bakar, "Senin şu tatlığın olmasa biraz daha konuşurdum da, senin şu tatlılığınla ne yapacağım ben? Dayanamam ki."

Koray Yağmur'a sarılır ve alnına eğilerek Yağmur'un alnına minik bir şekilde dudaklarını değdirir, Yağmur'un okyanus mavisi gözlerine bakar. "Hadi evine bırakayım seni okyanus gözlüm, hasta olma."

Yağmur ve Koray içinde bulundukları kahverengi renklerle tasarlanmış kafeden çıkarlar ve Koray'ın parlayan kırmızı arabasına binerler, Koray sürücü koltuğuna, Yağmur ise hemen sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa oturur.

Koray arabayı sürmeye başlar, Koray'ın sarımsı ela gözleri hem yolda hem de kafasını pencereye yaslamış, somurtarak yağan yağmur bakan Yağmur'daydı. "Yağmur, bak bana bir daha o herifi hatırlamana izin vermiyorum."

Yağmur Koray'a bakmadan hâlâ dışarıda yağan yağmura bakarak konuştu "Yapamıyorum Koray, olmuyor," Yağmur suratında hayal kırıklığı olan bir yüz ifadesiyle Koray'a bakarak konuşmasına devam etti. "Ne kadar hayatımı mahvetmiş olsa da, çıkmıyor aklımdan. Sanki aklımın bir köşesine ben acı çekeyim diye kendini kazımış gibi."

Koray arabayı kenara çekerek arabayı durdurdu ve Yağmur'a dönerek Yağmur'un yüzünü avuçlarının içine aldı. "Yağmur'um, güzelim. Bak bana, sen onu delicesine seviyor olabilirsin ama o seni sevmiyor, sevseydi sevdiğine iftira atıp kaçar mıydı? Söyle bana güzelim."

Yağmur, kafasını iki yana sallayıp gözyaşlarını serbest bıraktı ve ağlamaya başladı. Kollarını Koray'ın omzuna sardı ve kafasını Koray'ın göğüsüne gömdü. "Söz vermişti, beni bırakmayacaktı. Ben salak mıyım? Koray, söylesene ben gerçekten zavallı mıyım?"

Koray kollarını sıkıca Yağmur'a sarar ve Yağmur'un sarı saçlarını öpüp, kokusunu içine çeker. "Hayır, senin hiçbir suçun yoktu. Ayrıca, o nasıl söz öyle. Sen hayatımda gördüğüm en harika, en tatlı, en sevilmeye değer kişisin bebeğim, anladın mı?"

Yağmur yavaşça geri çekilir, kolunun tersiyle gözyaşlarını siler ve kafasını aşağı yukarı yavaşça sallar. "O zaman eve gidelim, zaten bu aralar sürekli yağmur yağıyor, moralim bozuluyor."

Koray bu hayatta en değer verdiği Yağmur'una bakıp arabayı sürmeye devam etti. Yağmur'un yaşadığı sokağa gelene kadar arabada tuhaf bir sessizlik hakimdi.

Yağmur'un yaşadığı sokağa gelinceye kadar dışarıda güneş çıkmıştı. Gerçi Yağmur'un yaşadığı sokaktaki herkes evlerinden dışarı çıkmıştı, müzikler çalıyordu, konvoy eşliğinde herkes dans ediyordu, ortada ise Yağmur'un Toprağının annesi Aynur abla oynuyordu. Yağmur ve Koray onları umursamadan arabadan inmişlerdi.

Fakat Yağmur ve Koray karşılarında gördüğü manzara sayesinde şaşkınlıklarını gizleyemiyorlardı. Yağmur'un kalbi sıkışmıştı ve Koray'a sıkıca tutunmuştu. "Koray, gelmiş."

Koray adeta burnundan öfke soluyordu, "Hangi yüzle gelmiş bu şerefsiz buraya," Yağmur'a yutkunmak bile haram olmuştu, yıllar önce hayatını mahveden kişi şuan karşısında güle oynaya eğleniyordu. "Yağmur'um, istersen ailene söyle. Benim yanımda kal bir süreliğine, malum istenmeyen birileri var da burada."

Yağmur Koray'ı yavaşça bırakır ve mavi gözlerini Koray'ın ela gözlerinin derinliklerine bırakır. "Hayır, gerek yok. Ne de olsa burada istenmeyen tek bir kişi var o da kendini çok iyi biliyor."

Yağmur bu seferde mavi gözlerini, dalgalı kumral saçları olan ve kehribar renginde gözleri olan gence dikmişti. "Tam da karşımda duruyor, hayat katilim ve kıyamadığım gözlerini benim mezarım yapan acımasız."

-Asıl bölüm bir sonra ki bölüm ve büyük ihtimalle Yağmur tarafından okuyacağız.

-Mpreg yapsam mı diye düşünüyorum bazen ama büyük ihtimalle kurguya mpreg yakışmaz.

-Şuan Wattpad ülkemiz de yasak olduğu için yayınlamak konusunda biraz tedirginim ama yine de yayınlamak istedim.

-Seviliyorsunuz💗

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Toprak Yağmura || BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin