Bölüm Şarkısı: Ece Seçkin-Follow Me
Kafeden çıktık. Emre'yi evine bıraktığım gibi eve gittim. Annemle konuşacaktım. Benden duyması en iyisi olacaktı. Ve uzun zamandır düşündüğüm şeyi diyecektim. Okulu Dünya Şampiyonasına kadar bırakmayı.
Kapıyı açtığım da mutfaktan sesler geliyordu. Mutfak kapısından baktığım da annemin bişeyler hazırladığını gördüm. Tam gidecekken "Ordasın biliyorum" dedi dönmeden. Donup kalmıştım aniden deyince. "Üstünü değiş. Elini,yüzünü yıka ve gel" dedi arkasını dönmeye tenezzül bile etmeden.
Hiç bir şey demeden yukarı çıktım. Üstümü değişip aşağıya indim. Annem son dokunuşları yapıyordu. "İçecek?" dedi tabakları koyarken. Ağzım aralanmışken "Neyse gerek yok. Yeterince kilo aldın zaten" dedi kendisine içecek dökerken.
Hiç bir şey diyemedim. Susup tabağıma bakmaya başladım. Annem karşıma oturdu. "Bir kaç gündür okula gitmiyormussun" dedi yarı sinirli yarı normal bir halde. "Sebep?" dedi çatalını eline alırken. "Çok zor" dedim sadece. "Bunca yıldır yaptığın şey,şimdi mi zor oldu?" dedi alayla. Yemeğinden bir parça ağzına adıp çiğnemeye başladı.
"Anlamıyorsun," dedim homurdanarak. Madem konuşacaktım içimdekileri dökme vaktiydi. "Evet,pateni bende seviyorum ama yeter artık. Hep beni bir şeylere zorladın anne. Hep. Artık yoruldum,kaldıramıyorum tamam mı? Bıktım,herşeyden. O kadar isteksizce yapıyorum ki herşeyi. Bu sadece paten içinde geçerli değil." dedim nefes bile almadan. Çiğnerken çenesi durmuştu.
Beni dinliyordu. İlk defa. Yutkundu. Tam bişey diyecekken durdurdum. "Sen her zaman kendini düşündün. Sana ben hiç içimden gelerek 'anne' demedim. Bu ne kadar acı farkında mısın? Ha yok tabii sen beni umursamadığın için bilmezsin. Daha ilkokulken bile beni almaya gelmezdin. Veli toplantılarına da hep babam gelirdi. Bu senin için ufak olabilir belki ama benim için öyle değil. Ben daha 9 yaşındayken herşeyi idrak ettim. Sırf senin yüzünden." konuşurken laflar ağzımdan tükürür gibi çıkıyordu.
Gözleri dolmuştu. Gözümden bir damla yaş aktı. Hemen silip devam ettim. "Sen hep kendini düşündün. Ya ben on yaşındaydım on! Senin bana 'ne kadar pis bir kız' olduğumu söylediğinde ben daha on yaşındaydım. O günden sonra ben hep utandım. Kendimden utandım. Ama artık senden de utanıyorum anne" dedim sertçe. Gözünden bir yaş aktı. "Sen bencilin tekiydin her zaman!" diye bağırdım en sonunda. Ardından hıçkırarak ağlamaya başladım.
Kendimi durdurup,"Kabul et veya etme umurumda bile değil,ben okulumu donduracağım ve Dünya Şampiyonasından sonra gideceğim." dedim dik dik ona bakarak. Ayağa kalktım tam gidecekken arkamı dönüp "Bak," dedim ellerimi açarak. "Artık sende benim umurumda değilsin." dedim ve yukarı çıktım.
Annem arkamdan baka kalmıştı. Hayatım boyunca ilk defa ona karşı geliyordum. Alev'e gitmek istiyordum. Ona ihtiyacım vardı. Odaya girip anahtarımı aldım ve çıktım. Ağlamıyordum. En azından şuan.
Ev kapısını açarken annemin sesi geldi. "Nereye?" diyordu. Sesinden ağladığı belliydi. "Sanane" dedim ve çıktım. Hep ben ağlamıştım,sıra ondaydı. Nasıl bir an da acımasız olabilmiştim bilmiyordum ama ben buydum. Yıllardır içimde tuttuğum Selen buydu. Hızlıca Alev'in evine sürdüm.
Kapıyı çaldım. 1-2 dakika sonra kapı açıldı. Uykulu gözlerle Alev bana bakıyordu. Nasıl gözüküyorsam,gözleri kocaman oldu. "Sana ne oldu böyle?" dedi endişeyle. İşte o an gözümden yaşlar akmaya başladı. İstesemde durduramıyordum.
İçeri aldı beni. "Anlat,çabuk" dedi sinirle. "Annem" dedim sessizce. "Derya Teyzeye bişey mi oldu?" dedi yanıma oturup. Kafamı iki yana salladım. "Noldu o zaman?" dedi sinirle. "Daha doğrusu ona değil bana oldu" dedim karşıma bakarak.
"Nasıl yani? Gevelemede anlat hadi" dedi sabırsızca. Herşeyi tek tek anlattım. En son Alev'in gözleri koyu kırmızıydı resmen. "Aslında," dedi düşünür gibi. "İyi olmuş kız!" diye ciyakladı birden.
"Ben de zaten pişman değilim. Sadece fazla mı oldu?" dedim ona bakarak. Ağlamam dinmişti. "Resmen sana bakmayan bir anneydi o," dedi sinirle. Hiç bir şey demedim. Ne kabul edebildim,ne de inkar. Sadece sustum.
"Uyu,dinlen" dedi Alev. Kalkacakken elini tuttum. "Seni seviyorum canımın içi" dedim gülümseyerek. O da gülümsedi. "Bende aşkım bendee" dedi. Ayağa kalkıp sarıldım. "Her zaman yanımda olduğun için sana sonsuz teşekkür ederim" dedim sarılırken. Sebepsizce ağlamaya başladım. "Şştt ağlama bak bende ağlarım" dedi saçlarımı okşarken.
***
Sabah uyandığım da nefis yemek kokuları geliyordu. Saate baktığım da 5:30'du. Mutfağa girdiğimde Alev kahvaltı hazırlıyordu. "Sen ve 5'te uyanmak?" dedim inanamayarak. "Senin için aşkım" dedi gülerek.
Güldüm ve oturdum. Hızlıca kahvaltı yapıp hazırlandım. Patene geç kalıyordum. Alev mutfağı topluyordu. Öpücük atıp çıktım. Piste geldiğim gibi soyunma odasına girdim. Patenlerimi giyip buz pistinin olduğu yere gittim.
Maria yoktu. Doruk ısınma hareketleri yapıyordu. Yanına kaydım. "Maria yok mu?" dedim kaymaya devam ederken. Doruk olduğu yerde zıpladı. "Ödüm koptu,sinsi sinsi mi gelinir?" dedi dik dik bakarak. "Seni öldürme planları yapıyordum" dedim alayla. "Çok komik," diyerek göz devirdi. "Ayrıca Maria'yı da bilmiyorum geldiğim de yoktu" derken durdu.
Bana garip garip bakıyordu. "Noldu? Canavar mı gördün?" dedim alayla gülerek. "Göz altlarına noldu?" dedi endişeyle. Ellerimle göz altlarıma dokundum. Ağladığım için morarmış olmalıydılar. "Kapatmayı unutmuşum" dedim ağzımın içinde. "Sen hep mi kapatıyorsun?" dedi şaşkınlıkla.
"Hayır," dedim aldırış etmemeye çalışarak. "Hem sanane" dedim umursamaz bir tavırla. Tam karşıma geldi. "Bişey olduysa diyebilirsin" dedi ellerimi tutup. Şokla ona bakarken teninin sıcaklığını hissettim. Kıvılcımlar bedenimi sarıyordu. Hızlıca ellerimi çekip "Sanane ya sanane!" diye bağırdım. Sesim pistte yankılandı.
"Ayı" dedi Doruk uzaklaşarak.
****
Artık en az 2 bölüm olmadan bölüm gelmeyecek. Yani art arda bölümler gelecek demek! İyi okumalar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşten Kaçmak
RomanceSelen Yıldırım ve Doruk Öztürk birbirinden ölesiye nefret ediyorlardır. Ama kader onları birleştirip durur. Peki ya birbirlerinden nefret etmeye devam mı edecekler yoksa kendilerini birleştirecekler mi?