~2.Bölüm: Yerleşim~

37 8 0
                                    

Türkçe konuşmalar: ★

İngilizce konuşmalar:♥

Arabamın kapısını açıp havalı bir şekilde arabaya oturdum. Güneş gözlüğümü torpido dan çıkarıp taktım.

Hadi bakalım Alaska biz geliyoruz...

🛫✈️✈️✈️🛬

Bu günde birşeyler öğrendik. Temiz hava gibisi yok. O neydi be havasız içim bunaldı. Uçak durunca hemen oturduğum yerin üstündeki yerden bavulumu aldığım gibi kendimi dışarı ya adımlarken buldum.

Yaren'in arkamda kalma ihtimalini düşünmeden çıktım. Oda bana yetişmek için bavulunu yerde sürükleye sürükleye ve ara sıra tökezleyerek geldi. Sonuç olarak geldi. Bana ne kadar kızsada yada çimciklesede kendini ve bavulu buraya kadar taşımayı başardığı için bir şey demedim.

Ben küçük bavulu alıp çıkınca ona büyük bavul kaldı tek başına taşıdığı için bir şey demiyorum. Zaten aksi olsaydı ortalık şu an kan gölüne dönmüş olurdu.

"Beni nasıl orda tek başıma bırakıp dışarı çıkarsın!? Ben bunu taşırken saçlarımın ne kadar bozulduğundan haberin varmı peki! Üstümde hep karıştı. herkese rezil ol-" onun konuşmasına daha fazla dayanamayıp

" merak etme eğer üstün başın yüzünden insanlara rezil olmazsan herkesin içinde birine bağırdığın için rezil olursun." bu sözüm ardından susup telaşla gözlerini büyüttü. Hemen etrafına bakındı ve bir kaç kişinin bize baktığını görüp başını yere eğdi. Uyanmıştı benim saf ve salak kardeşim.

Şimdi iyi bir abla olup onu teselli etmem mi gerekiyor? Çünkü ben bunun tam tersini yapıyorum. " Yok azizim saygı kalmamış, edep denilen bir şey var değilmi? Yazık güzel kızdın aslında demek dışa bakmıyacan."

Ben böyle diyince kafasını biraz daha eğip saçlarıyla yüzünün bir kısmını örttü. Kıkırdadım. Benim kıkırdama sesimle hiddetle kafasını kaldırıp " komik bir şey mi var?" dedi.

Biraz daha üstüne gidersem üstüme saldırma ihtimali olduğu için ellerimi teslim oluyorum dercesine kaldırıp " Tamam şampiyon sakin. Şimdiii ilk önce bizi buradan alıcak kafile liderini bekliyelim. Zaten bizim kalacağımız yere götürürler."

Gözünü devirip bir süre yeri izledi. " tamam o zaman ben telefonla anneme vardığımızı söyleyeyim." başımı olumlu anlamda salladım.

O bir kaç adım ötede telefon ile konuşmaya başladı. Bende etraftaki insanları izledim. Her yerden gelen insanlar vardı. Ve hepsinin bir telaşı vardı. Hepsi bir yerden bir yere hızlı hızlı yürüyor yada koşuyor. Acele işe şeytan karışır azizim, bu ne telaş? Sanki arkalarından köpek koşuşturuyor.

Koşan bir adamın ayakları birbirine dolandı ve yere düştü. Aha ben demedim mi dedim. Ne acele ediyon dayı yavaş yürürsen incilerin dökülmeyecek ya.

Yaren hala telefonla konuşuyor. Yanımdaki direğe yaslanıp etrafı izlemeye devam ettim. Beş dakika sonra tepeme bir gölge oluşmasıyla oraya doğru kafamı çevirdim.

Hoay maşallah bu ne boy Allah vermişte vermiş. Sanırım Rus biri hatta kesin Rus biri çünkü giydiği ceketin üstünde Rus bayrağı vardı. Aynı zamanda elindeki bavulda da var. Elindeki fotoğraf makinesi ile bana bakıyordu.

Bir süre ona baktım oda bana konuşmaya başladı. Ama bir sorun var. Ben Rusça bilmiyorum.

O kunuşurken beden kendi kafamda ne demeye çalıştığını yorumladım. Sonuç... Allah bilir ne diyor. Anama babama sövse anlamam o derece. Hiç durmadan ve biraz da heyecanla konuşuyor acaba anlıyormuş gibi kafamı sallasam? NE diYoN HaCı!?

En sonunda susunca kamerayı bana doğru tutu. Haa fotoğraf çekinelim diyor. Pek fotoğraf çekinmekten hoşlanmam ve sevmem adam bana fotoğraf çekmek istediğini anlatmak için çenesini boşuna yordu ve ayrıca çok heyecanlı çıkmıştı sesi. Bu yüzden onu kırmayıp tamam manasında kafamı salladım.

Hemen yanıma gelip selfie yapar gibi bir tane fotoğraf çekti. Sonra başka bir poz verip tekrar çekti.

Makinayı çevirip fotoğraflara bakmaya başladı. Benim de daha rahat görmem için dizini biraz kırdı. Yaaa şapşal düşünceli Rus çocuk ( çocuk diyom da 32 yaşında adam)

Fotoğrafların hepsi bence çok güzel çıkmıştı. Arkamızdan bir ses gelince o tarafa döndük. Bir turist rehberi bana ve Rus çocuğa baktı. İnce uzun, sarışın bir kadın ve onu incelerken yakasındaki Rus bayrağına gözüm çarptı. Bir Rus rehperi olmalı.

Yanımdaki çocukla kısa bir diyolok kurdular ardından kadın bana dönerek gülümsedi. İngilizce


" Merhabalar " bende aynı şekilde "merhaba " dedim. "beyfendi fotoğraf için teşekkür ediyor."

"rica ederim" dedim. Adam ile kadın arasında yine kısa bir konuşma oldu. En sonunda kadın bana dönerek "beyfendi nerelisiniz diye soruyor."

" Ben Türküm" kadın bir süre bana baktı sonra adamla konuştu. Adam olumlu anlamda başını sallayıp kadına bir şey dedi. Ardından elini bana uzattı. Kadın" merhaba " diyince oda kadını taklit ederek "mer- ra- ha ba" dedi.

Adamın uzattığı eli tutup sıktım. "merhaba" elimi bırakmadan kadına bir şey dedi kadın " ben Andrei Rodya Vlasi"

"Ben Andrei Rodya Vlasi"

" Ben de Buğlem Arin Akar"

Kadın yine çevirdi yine kısa bir diyolok tan sonra kadın ve adam yani Andrei bana döndü. " fotoğraflar için tekrar teşekkür ediyor. Sizinle kalıp sohpet etmek isterdik ama maalesef ki yetişmemiz gereken bir yer var. umarım tekrar karşılaşırız. İyi günler."

Bende aynı şekilde iyi günler dedikten sonra onların yanımdan gitmesini izledim onlar gidince önüme döndüm ve ağzı kulaklarına vararak gülümseyen Yaren' le karşılaşmam bir oldu.

"Ay!" Diye çok sesli olmasada bir ses firar etti ağzımdan. Hakiki mal bu kız ya! Bana sırıtarak bakıyordu.

" Rus ama olsun." Ona anlamayan bakışlar attım. " Diyorum ki Rus bir eniştem olacağa benziyor ama olsun enişte eniştedir."

"Öfff ne alaka? Cıvıtma Yaren." Salak sırıtması hala yüzünde olması sinirimi bozmaya başladı! Bakışlarımı etrafta gezindirdim. Alla Andrei uzaktan bana mı bakıyor? Yok canım ne bakçak bana?

Alla el salıyor şimdi sırıtıyor şimdi Yaren ona doğru gidiyor yanına gitti elleri belinde Yaren'in şimdide saçını çekiyor ovv nasıl da karnına vurdu! Kimin kardeşi? Tabiki benim- Lan!

"Yaren!" Hızla yanlarına gittim rehper hanımda onları ayırmaya çalışıyor gibi ama Yaren onu da tırnalarıyla çizmiş ve saçını başını dağıtmıştı irezillik!

Hemen Yaren'in tutup kendime çektim. Yaren ise " lan sen kim oluyorsun da gülüp el sallarsın! Elin gavurları!" Diye biraz sesli -anıra anıra- bağırıyordu.

Zor bela tutuğum kardeşim ile boğuşurken bizim kabile lideri olucak adamımı görmemle

" Yaren bak adam da geldi hadi. Vallahan deli dana gibisin"

Sakinleşen kardeşim ile liderin yanına vardık...

📷🤭🤭

Merhebeler 🌺

Hikaye hakkında yorumlarıbekliyorummmmm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mühür TutsağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin