Merhabalar efendim. Uzun bir aradan sonra yine ben bu arada hepinize çok teşekkürler 300 okunmaya ulaşmışız🥳. Hepinizi çok seviyorum dağ çiçeklerim 🍬. Hepiniz ayrı ayrı kıymetlimsiniz. Eğer büyük yerlere gelirse bu durum hikayeyi baştan hepsini okuyup cringe yerleri silip baştan yazıcam. Vee belki yazar olucam. Belki kitabı çıkar. Hiç bilmiyorum. Neyse herkesee iyi okumalar dağ çiçeklerimm🌸.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"ERSİN!" Derin nefes verdim," bir daha kahvaltı yapmıcam sana! Kendin yaparsın ya!"
Ersin yüzünü yıkamadan gözlerinde ki çapakları silerken bile homurdanıyordu.
"Asena deli misin amına koyiyim daha saat kaç?" Saate baktı ve saatin bir olduğunu gördü!
"Kaçmış ersin bey?"
"Ups. Pardons. Ne bilim kızım bana daha saat sabahın beşi gibi geldi."
"Ama değil ersin! Haydi otur şu masaya." Diyip masayı işaret ettim.
İkimiz de masaya geçip kahvaltımızı etmeye başladık. Gayet sezsizce yapıyorduk. Ama ersin bu sezsizliği bölüp," daha iyi misin?" İyi olmayıpta ne yapıcaktım yani?
"İyiyim ersin. Abartılcak bir şey yok. Ha bu arada Tuana beni aradı bizim ekip akşam yemeğe çağrıyolar. Neresi olduğunu hiç bir bilgim yok."
"Tamam gideriz."
"Ben gelmicem erso."
"Bir bana erso deme diye kaç defa dedim ama aso. İki niye gelmicen? Üç ise sen gelmezsen bende gitmem."
"Git hava alırsın sen cano. Bana rüzgar fazla yaramıyor. Bilirsin." Diyip göz kıprtım. " Akşam yürüyüşe çıkcam zaten."
"İyi beraber çıkarız." Ersin benden hiç ayrılamıyordu. En sinirimi bozan ise buydu.
" Ayrı ev tutucam artık he! Yeter ne oğlum rahat bırak beni. Zaten işte sen görevde, çatışmada birde evde sen vallahi bıktım." Çatalı tabağımın yanına bıraktım.
Dudak büzüp," ama ben senden bıkmadım güzellik," diyip yanağımdan makas aldı.
"Neyse hadi ben doydum ersom. Tabakları filan kaldır. Ee sonra evi süpür. Bugün temizlik işi sende ya hani hiç vır vır etme. Benim işlerim var bugün." İş dediğimde odama kilitlenip efkarlanmaktı.
