Küçük kız babasının kucağındaydı bilinci açıktı ama gözleri değil. Herşeyi çok net duyuyordu ama göremiyordu istesede bakamzdı. Bakarsa eğer babsı anlardı annesinin ölümünü gördüğünü. Annesinin başı canice kesilirken onun gözünden bir yaş bir akmadığını.
Ağlamak istiyordu küçük kız, kendi gözyaşlarında boğulmak istiyordu. Ama yapamazdı hem annesine verdiği söz için hem de babasının onun uyuduğunu sandığı için.
İçine atıyordu küçük kız duygularına yaşayamıyordu onları, eğer açığa çıkarırsa ağlardı çünkü ama ağlamamalıydı küçük kız. Annesine sözü vardı küçük kızın ve asla bu sözü bozmayacağına dair yemin etmişti annesine.
Babası duvarlarının boyaları akmış bir eve girdi. Küçük kızı eski olduğunu görmesine bile gerek kalmadan anlaya bileceği bir yatağa bıraktı. Küçük kız onun hareketlerinin sonucuydu. O ne yaparsa küçük kız da yapmak zorundaydı.
Babası gıcırdayan kapıyı küçük kızın uyanıp uyanmayacağını önemsemeden sertçe kapadı. Küçük kız babasının gittiğini anlayınca gözlerini açtı odaya göz gezdir meye başladı ve odanın eski olduğu hakkında yanılmafığını anladı.
Küçük kız demirden bir yataktayfı yatağın hemen yanında yine demirden yapılmış bir komedi ve üstünde gece lambası vardı. Kapının tam karşısında ise demirden iki kapaklı küçük bir dolap vardı.
Oda büyüktü ama içindeki eşyalar azdı. Küçük kızın renkli bir dünyası vardı ama oda siyahın tonlarına boyanmıştı. Sadece duvarlar beyazdı onun dışında hiç bir iç açıcı renge sahip değildi oda.
Küçük kız yataktan inip yere oturdu başını bacaklarına gömdü ve sonunda gözyaşlarını serbest bıraktı.
Küçük kız hıçkırarak, bağırarak ağlamak istiyordu ama yapamıyordu. Bağırmak istediği her seferde boğazı acıyordu, sesi çıkmıyordu. Sadece sessizce hıçkırıklarında boğulabiliyordu küçük kız, annesi için elinden ağlamaktan fazlası gelmiyordu.
Küçük kız kendini sakinleştirmeye çalıştı. Kalbi acıyordu, canı yanıyordu annesini istiyordu ancak annesi artık yanında değildi. Her zaman canı yandığında yanında olan annesi artık yoktu ve bu gerçek küçük kızın her aklına gelişinde daha çok canı yanmasına sebep oluyordu.
Annesi onun için bir melekti. Ve annesinin anlattığı hikayelere göre melekler asla ölmezdi. O günden sonra küçük kız kendi kendine yemin etti artık ona anlatılan hikayelere inanmayacağına dair.
Bir kaç adım sesi duydu küçük kız. Bir kaç insanın konuşma sesini, babası değildi onlar.
Küçük kız hızlıca ayağa kalkıp yatağa geri yattı. Gözlerini yumdu. Yeniden o eski haline döndü ve yeniden eşsiz bir bi eser, biblo, gibi görünüyordu. Onun gören bir kişi ona insan diyemezdi.
🕒
Gözlerimi açtığımda hava hala karanlıktı. Elime telefonumu alıp saate baktım. 3.26 . yaklaşık 10 saattir uyuyordum, ve kendimi hala yorgun hissediyordum ama tekrardan uykuya dönersem sabah yeniden uyanamayacaktım. Okuldan geldikten sonra uyumayı kesinlikle bırakmalıyım.
Uykumun açılması için dışarı çıkmaya karar verdim. Yavaşça ayağa kalktım, okuldan geldiğim gibi yatağa girmiştim, formamı dahi çıkarmaya üşenerek.
Dışarının soğuk olacağını düşünüp üstüme kalın, uzun bir sweatshirt giydim altıma ise bir eşofman giyip dışarı çıktım.
Yoldan herhangi bir araba geçse bu karanlıkta, bu siyah kıyafetlerle kesinlikle fark edilmezdim bu yüzden bir araba yüzünden bu saatte ölme ihtimalim çok yüksekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kobay: Piyon
Mystery / ThrillerYıllar önce annesinim ölümünü gören kız babasıyla beraber onları kimsenin bulamayacağı bir yere giderler ve babası kızını bütün kralliyetteki kızlar gibi hanımefendi büyütmeye çalışır. Kız büyüdüğünde çok güzel ve kraliyet kurallarına uyan bir genç...