☆ Sakız Ve Aytaşı
☆ Sakız Ve Rüzgâr Adam
☆Sakız Ve Haftanın ÖyküsüSAKIZ VE AYTAŞI
Sakızın adını dedesinin dedesi koymuş. Dede o zamanlar tam yüz yaşındaymış bir sözcüğü diline dolamayagörsün bırakmazmış kolay kolay. Torununu torunu doğduğu gün sakız sözünü diline dolamış.
" Sakız da sakız ... sakız da sakız..." demiş durmuş
Torunu "sakız" dedikçe bir sakız tıkmış dedesinin ağzına. Ama fayda etmemiş dede "sakız" diyor başka bir şey de demiyormuş
Dedenin oğlu parmağını şak diye şaklatmı
"Buldum" diye bağırmış "Bebeğin adını sakız koymamızı istiyor"
Ailenin en yaşlısı ne derse o ad konurmuş doğan bebeğe
Baba, sakız diye üflemiş çocuğun kulağına. Dedelerin dedesi susmuş bir daha da sakız lafını ağzına almamış
Sakız şimdi sekiz yaşında
Annesi , babası, kardeşi nazlı ve semenderi Yusuf'la birlikte kentin ara sokaklarında bir apartman dairesinde yaşıyor.
Babası dünyanın en tatlı işini yapıyor. Bir şekerci dükkanı işletiyor. Sivilce dökmüs gibi üstü pütürlü şekerlerden nohut şekerlerine, jelibonlardan vapur tutmasına iyi gelen şekerlere kadar her türlü şeker vardı dükkânında.
Sakız babasıyla dükkana gitmeye bayılırdı. Ama artık dükkana adım atması yasak. Şeker yemekten bir tek öndeki iki dişi sağlam şimdi ötekilerin hepsi çürük.
Annesi bir şirkette sekreter. Şirket deyince saçları dimdik dikenlerden. Her sabah sürüne sürüne işe giden sürüne sürüne de eve döner. Sakız kafa dengi bir kardeşinin olmasını çok isterdi doğrusu. Kardeşiyle bacak bacak üstüne atıp, sohbet etmeyi , ciklet patlatmayı, bebeeklere giysi dikmeyi,uçurtma Uçurtmayı kim istemez Nazlı sakız'a hiç yanaşmaz. Utangaçtır. Konuşurken yüzü çilek yemiş gibi kızarır. Perdenin arkasına gizlenir hep.
Semender yusuf Nazlı'dan daha enerjiktir. Fırt fırt dolaşır durur evin içinde kitaplık raflarına,bibloların arasına, reçel kavanozlarının arkasına saklanır sakız'a aratır kendini.ARKADAŞLAR KUSURA BAKMAYIN BİRAZ KISA OLDU AMA ZAMANIM KISITLIYDI EĞER BEĞENDİYSENİZ DEVAMINI YAZACAĞIM