Bölüm 15

222 48 79
                                    

Buna bölüm yazmak çok zor ya nolur anlayın beni bu bölümde pek içime sinmedi baştan uyarayım yorum yapın biraz motive olayımm

Neyse bölüme geçin hadi

İyi okumalar

꒰ა ♡ ໒꒱

Changbin oturduğu yerde uyuklarken Chan ağır ağır mor gözlerini aydınlığa açtı. Ertesi sabaha uyandığı için zaman kavramı biraz kaymıştı. Masum masum etrafa bakıp yanı başında oturan hatta elini sıkı bir şekilde tutan deltayı gördüğünde gözleri şokla açıldı.

Mor hareleri önce deltaya ardından ise sıkı bir şekilde birleşmiş olan ellerine kaydı. Boştaki eli ile gözlerini ovuşturdu ağır ağır zira bir düş gördüğünü sanıyordu. Lakin düş falan değildi yavaşça elini kurtarmak için çektiğinde delta, tetikteymiş gibi hızla uyandı. Boştaki eli kılıcının kabzasını bulurken bakışları alfaya döndü.

Uyandığı için gözleri parlarken biraz daha yaklaştı ona. "Chan, daha iyi misin?"

Chan, şaşkın şaşkın ona bakarken gülümsedi. "Sen kimsin Changbin nerede?" diye sual etti. Sesinden bariz bir alay seçiliyordu.

"Sana iyilik yapan da kabahat!"

Chan bir ona bir de hala birleşik olan ellerine baktı. "İyiliğini uzaktan yapamadın mı delta?"

Changbin, durumun farkına henüz varmışken hızla elini çekip ayağa kalktı. Boğazını temizledikten sonra katı sesi ile konuştu. "Bunu diyorsan delta yaptı haberin olsun, kafanda saçma sapan şeyler kurma alfa."

Chan hayal meyal hatırladığı öpücüğü gerçek olup olmadığını bilmemesine rağmen sırf altta kalmamak için yüzüne vurdu hızla. "Beni öpen de deltaydı o vakit?"

"Ne?"

"Ne öpmesinden bahsedersin?"

"Amanın beni sen öpmedin mi? Kim öptü o vakit inanamıyorum biri odaya girip beni nasıl öper!"

Changbinin gözlerinde belli olan öfke kırıntıları ile keyfi yerine gelirken Changbin hızla sözünü kesti. "Saçma sapan konuşma kim öpecek seni hayal görmüşsün. Hem kim seni öpmek için bu kadar yol kat eder?"

Pekâlâ, onunla uğraşmak eğlenceliydi lakin bu sözleri alfanın duygularını incitmişti. Öpmediğini iddia etmesinde sorun yoktu da alfayı yine kırmıştı. Chan içindeki alfanın üzüntüsü yüzünden kendisi de üzülürken Changbinin yüzündeki sırıtış silindi ağır ağır. "Chan-"

"Alâ dediğin gibi olsun." Daha fazla uzatmak istemiyordu zavallı alfası deltası tarafından kırıldığı için yeterince üzgündü zaten. Bir de onun boş sözlerini dinleyemezdi. Gözlerini yavaşça yorgana getirip, zarif parmakları ile köşesini sıkıştırıp oynamaya başlamıştı.

"Ne o? Üzüldün mü ben öpmedim diye?"

"Neden üzüleyim sen benim için bir şey ifade eder misin ki?"

"Eşinim ben senin."

"Tabii tabii." Yataktan kalkıp daha fazla bir şey demeden dışarı çıkıp Changbini deltası ile baş başa bıraktı. Delta, alfasının üzüldüğünü fark ettiği andan beri içinde öfke kusuyordu. Ona kalsa alfasını pamuklara sarar, onu üzmemek için eliden geleni yapardı lakin Changbinin içindeydi ve Changbin onu hep üzüyordu.

"Sen mi özür dilersin yoksa ben kontrolü elime alayım mı Changbin?" Kalın, hırıltılı sesi kafasının içinde duvarlara çarpa çarpa yankılandı. Yapabileceğini biliyordu, henüz onu baskılayacak kadar güçlü değildi bu yüzdendir ki bıkkın bir nefes verdi.

Play with fire ChanchangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin