☆☆☆
Damian'ınla aramızda gerilim dolu bir sessizlik vardı. O anın gerilimi odada yoğunlaşıyordu ve Damian'ın sinsi gülümsemesi, sinirlerimi daha da bozuyordu.
"Neden?" dedim, sesimdeki öfkeyi bastırmaya çalışarak. "NEDEN?"
Damian sadece gülümsedi ve bir adım daha yaklaştı. "Senin hakkında çok şey biliyorum, Riley," dedi sessizce. "Ve benimle işbirliği yapmanı istiyorum."
"İşbirliği mi?" dedim, şaşkınlıkla kaşlarımı çatarken. "Sen deli misin? Beni buraya bayıltarak getirdiğinin farkında mısın?"
Damian sadece sinsi bir şekilde gülümsedi ve daha da yaklaştı. "Seni buraya getirmem için iyi bir sebebim olduğunu biliyorsun. Ve işbirliği yapmak isteyeceksin. Eminim."
Gözlerimi ona dikerek durdum, içimdeki öfkeyi kontrol etmeye çalışıyordum. Damian'ın ne planladığını ve neden beni buraya getirdiğini anlamam gerekiyordu. Bir yandan da ona fark ettirmeden elimdeki kelepçeleri çıkartmaya çalışıyordum, sonuçta ablamın iş arkadaşı olup birkaç kere bizimle yemeğe geldiyse bile yinede bana zarar verebilirdi. Kendi güvenliğim için dikkatli olmalıydım.
"Artık teklifini söyleyecek misin?" diye sordum, artık gerçekten sabırsızlanmaya başlamıştım.
Damian sessizce yaklaştı ve kısık bir sesle fısıldadı, "Senin ablanla ilgili gerçekleri öğrenmen için yardımcı olabileceğimi düşünüyorum, Riley."
Bu sözlerle birlikte donup kaldım. Ablamın ölümüyle ilgili gerçekler... Bu benim için derin bir yaraydı. Ancak Damian'ın bu gerçeklere nasıl eriştiğine dair şüphelerim vardı.
Damian, sessiz bir şekilde devam etti, "Sana bir teklifim var. İşbirliği yaparsan, ablanın ölümüyle ilgili gerçekleri öğrenebilirsin."
Bu teklif karşısında nasıl hissedeceğimi bilmiyordum. Bu teklifi kabul etmek doğru mu yoksa kendimi büyük bir tehlikenin içine mi atıyorum? Ancak içimden gelen bir his, bu teklifi kabul etmem gerektiğini söylüyordu. Belki de bu, ablamın ölümünün ardındaki sırları aydınlatabilecek bir fırsattı.
Kararımı verdim ve Damian'a doğru bakarak, "Anlaştık." dedim.
"Oh, bu beklediğimden hızlıydı."
"Ne yapmamı istiyorsun?" diye sordum, kararlı şekilde Damian'a bakarak.
"SHIELD'ı içten çökertmek için bana yardım edeceksin." dedi Damian, dünyanın en normal şeyini söyler gibi.
"NE?! Neden bunu yapmak istiyorsun ki?"
"Onlar Ela'nın ölümünün sebebi, Riley." diye karşılık verdi Damian, sesindeki öfke net bir şekilde duyuluyordu.
"Bir görevde ölmesi bundan SHIELD'ın sorumlu olduğu anlamına gelmez!" diye itiraz ettim, sesimdeki endişeyi gizleyemiyordum.
"Ben de o görevdeydim Riley, her şeyi gördüm, her şeyi biliyorum. Ela'nın ölümünden SHIELD ve Fury sorumlu. Dikkatsiz davrandılar. Ela'nın yanına gitmek istedim ama bana izin vermedi." dizlerinin üstüne düştü. Söylediklerinin ağırlığını bedeni taşıyamıyormuş gibi...
"Ela tek başına o adamların eline düştü. Onu kurtarmamıza izin vermedi. Yanına gidebildiğimde ölmek üzereydi. Kucağımda son nefesini verdi. Sana o ajandayı vermemi istedi. Son nefesinde bile senden bahsetti." diye ekledi Damian, gözleri dolmaya başlamıştı. Ardından, gözyaşlarına boğuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AfriShade // Natasha Romanoff & Clint Barton [Düzenleniyor]
Ficción General[Bölümler düzenleniyor ve tekrardan yazılıyor] Natasha Romanoff'un gözleriyle kesiştiğinde, bir an için dondum. Ama sonra, o soğuk bakışlarını karşıladım. Bu karşılaşma beklediğimden daha erken gelmişti. O, SHIELD'in en iyilerinden biriydi, benim de...