Disclaimer: Smutımsı
———
Maçın hemen ardından girdiği duştan dolayı ıslak olan saçlarını kurularken yalnızca beline bağladığı havluyla giyinmeye hazırlanıyordu. O sırada eşya dolaplarının arkasından kendisine doğru gelen, çoktan yıkanıp giyinmiş olan Jungkook girdi görüş açısına. Diğer bölmede duşunu almış olmalıydı. Altına gri eşofmanını geçirmişken siyah tişörtünü omzuna atmış taşıyor, belden yukarısı çıplaktı. Suratındaki sırıtışla nemli saçlarını geriye doğru savurup ona ters ters bakan sevgilisinin yanına ulaşmıştı.
"Çok mu utandı benim tatlı bebeğim?" diye oyuncu bir edayla gözlerini kısarak söyledi, aynı anda Taehyung'un yanaklarını sıkma amacıyla uzattığı ellerine de minik tokatlar yiyordu. Ama pek pes edecek gibi değildi, minik bir oyun döndürüyorlardı konuşurlarken. Soyunma odasında kimse kalmamıştı.
Taehyung, dudaklarını büzerek çatık kaşlarıyla karşılık verdi, "Salaksın sen, ne diye vuruyorsun popoma? Acıdı bir de..." Kızgın kalmasına; öpüşmelerinden beridir ilk defa bu haliyle gördüğü yarı çıplak Jungkook pek yardımcı olmuyordu ama gözlerini inatla suratından çekmeyerek iradesizliğine geçici bir çare bulmuştu neyse ki.
Jungkook'un ona doğru gelen ellerine vururken düşük bütçeli, ruhsuz bir boks maçına benzeyen halleri, karşısındakinin onun iki elini de tutup başının üstünde birleştirmesiyle son bulmuştu. Birkaç saniye içinde ise çıplak beline dolanan kollar onu yönlendirip arkalarındaki dolaba sırtının yaslanmasını sağladı.
"O minik şortların içinde o kadar iyi duruyorlardı ki, dayanamadım." Taehyung'un çatık kaşları ve huysuz modu tamamen değişmiş ve yerini şaşkınlıkla gevşeyen suratı bulmuştu. Altında yalnızca havlu varken ellerini hareket ettirememesi biraz gerilmesine sebep olmuştu ama bu halinden memnun olmadığı anlamına gelmiyordu kesinlikle.
İlk öpüşmelerinin üzerinden yaklaşık bir hafta geçmişti ve okul dışı buluşmalarının hepsi toplu buluşma olarak denk geldiği için hiçbir yerde yalnız kalamamış, zaten azıcık tattıkları dudaklara hasret kalmışlardı.
Jungkook'un geniş omuzlarından inerken kusursuzca incelen beli onu mahvediyor, kollarından biri dolaba yasladığı bedenin iki elini de bileklerinden sabitlemek üzere kalkmış, diğeri ise esmer tenlinin belini kavrayıp bir okun yayı gibi havalanmasını sağlıyordu. Bu, birkaç saniye öncenin modunu silip atmış yerine Taehyung'un çıplak olsa da sıcaklayan, kıpır kıpır vücudu gelmişti.
Sırtı gibi kafasını da yasladığı dolaptan olabildiğince doğrulup, Jungkook'un suratına uzandı onu öpmek için. Bu istekli ama çaresiz hali, karşısındakini epey bir eğlendirmiş olacak ki neredeyse ulaşacakken sırıtarak kafasını çektiğinde sızlandı kollarında küçülmüş olan beden.
"Jungkoo-" Sızlanışını bile bitirmeden kendininkilere kapanan dudakların beklenmedik yumuşaklıklarını hissettiğinde utanmazca inledi Taehyung, özlediğini belli etmek istiyordu. Bu sefer kendi isteğiyle ağzını ufakça açtığında bunu bekliyormuşçasına dillerini birleştirdi Jungkook. Ara sıra kırmızı dudakları dişleyerek şişmelerine sebep oluyor, dilini daha derin sokup sıcacık ağzın tadına varıyordu.
Jungkook, onu her gördüğünde kendini tutması gerektiği bedeni, bu sefer hiçbir arzusunu ondan sakınmadan yönlendiriyordu. İnce beli saran kollarıyla onu kendine çekip alt bedenlerinı çarpıştırdığında ağızlarının içine birer inleme bırakmışlardı. Taehyung, havluyu bu kadar sıkı sarabildiği ama aynı zamanda Jungkook'un eşofmanının ardındaki sertliği hissedebildiği için de gayet minnettardı. Öpüşürlerken ona dokunmak da istiyordu, her ne kadar kollarını sabitlemesi hoşuna gitse de. Bu yüzden biraz zorlayarak tek kolunu elinden kurtardı ve çıplak omuzlarına koydu elini. Jungkook'un pürüzsüz teninde sırtına ve saçlarına tur atıp duruyordu şanslı parmakları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
desperate | taekook ✓
FanfictionKendimi kimseye açmama kararım seni neden bu kadar rahatsız ediyor? [text+düzyazı]