Bir kar tanesi. Koca dünyada bir kar tanesi kadar bile değildik aslında. Ölsek kimse için bir şey değismezdi, yaşayınca da değismiyordu. Bizler kar tanesi gibi eriyorduk ve bu kimseyi etkilemiyordu.
🔥
Bölüm 20: BEBEK
Geride kalmıştım, ben birisi için geride bıraktığı bir hiçtim. Kullanılmış ve bir çöp gibi kenara atılmıştım.
Kalbimi ortadan ikiye yarmıştı ve umrunda bile değildi, dönüp arkasına bakmamıştı bile.
Bana bunu yaptığı için onu öldürmem gerekirdi ama ben aptal gibi onu seviyordum.
Aradan 1 ay geçmişti Asrın'ı görmeyeli tam 1 ay olmuştu. Koskoca upuzun bir 1 ay. Kısacık sürede nasılda bağlanmıştım ona ama bana da ders olmuştu.
Annesini de görmüyordum ve garip bir şekilde babam da ortalıkta yoktu. Arada telefonla arıyor iyi miyim diye kontrol ediyordu ama kendi sesi iyi gelmiyordu. Bana yine bir şey anlatmıyordu ama bu sefer ben de çok sorgulamıyordum.
Dolaptan Nutellamı çıkardım. Uzun zamandır yaptığım tek aktivite evde dizi izlerken tatlı şeyler yemekti.
El birliği ile beni tekrar depresyona sokmayı başarmışlardı. Baran da şirketin başına geçmişti zaten, bu yüzden şirkete de gitmiyorum. Canları cehenneme.
Elimde nutella ile salonuma gittim ve büyük koltuğuma tekrar uzandım.
Bu ara biraz kilo almış gibi hissediyordum fazla tatlı yemekten de midem çok bulanıyordu.
Koltuğun kenarında olan şampanyayı da elime aldım ve kaderime doldurdum.
Bilgisayarımda açık olan "How I met your mother" dizisini izleyerek kendimi biraz eğlendirmeye çalışıyordum ama Asrın'ın bana söylediklerini düşünmeye dalınca dizi yalan oluyordu.
Başkası var demişti, bir başkası. Bana dokunduğu gibi dokunduğu, bana baktığından kim bilir kaç kat daha güzel baktığı bir başkası... Kimdi acaba o? Bana tercih ettiği o kız kimdi? Zaten hep bur tereddüt içerisindeydi benimleyken, en başından anlamalıydım.
En çok acıtanda beni sadece tansel temas için kullanmasıydı. Ona ize aşıktı, yani aşık olmalıydı.
Ama yinede onu benimle aldattığını göre ona da çok değer verdiği söylenemezdi bence.
Pisliğin tekiydi aslında o. Bense beni seviyor, korumaya çalışıyor sanmıştım.
Canım yanıyordu canım çok yanıyordu. Kalbim paramparça olmuştu ve çoğu parçasını o alıp gitmişti.
1 aydır evin içindeydim. Bazen gelsin diye dualar ediyor bazen ona ve hala onu sevmeme olan öfkemden evde sinir krizleri geçiriyordum. Kalan zamanımda ise ağlıyordum sadece ağlıyordum.
Buna rağmen bu süreç içinde beni şaşırtan ve mutlu eden bir şey vardı. Yiğit o günden sonra karşıma hiç çıkmamıştı.
Elbet her şey Birgül tekrar başlayacaktı hem de Asrın olmadan ama 1 ay her şeyden uzak kalmak bana iyi gelmişti. Tabi Asrın olsaydı o olayların içinde bile olsam iyi hissediyordum.
Ağlamam hıçkırıklanmaya başlayınca kafamı tekrar yastığa gömdüm ve sanırım biraz uyumayı başarabildim.
Uyandığımda saat neredeyse sabah olmuştu. Koltuktan kalkmama başım döndü ve tekrar koltuğa tutunarak oturdum. Göz göre göre ölüyordum. Midemde hissettiğim bulantı ile banyoya koştum. Birkaç kez öğürdükten sonra klozetin başından kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakın Koruma (+18)
Dla nastolatkówDudaklarımı açlıktan kurtaran dudakları... Ben artık gerçekten ona ait hissediyordum. Annemin söylediği sözler geldi aklıma. "Asla aşık olma Biran. Emin ol aşk pişmanlıktan başka bir şey değildir." Çok geç anne ben çok aşık oldum..