Yukardaki şarkıyı açıp dinlemenizi tavsiye ederim. İyi okumalar...
Ağlamak zor değil. Kimse duymasın diye nefesini tutarak ağlarsın ya o çok zor işte. Yoruldum artık dayanamıyorum diyorum daha yaşın kaç diyorlar. Bilmiyorlar ki ben yıllardır istismara uğruyorum. Bilmiyorlar ki ben vücudumdaki yara izleri ile yaşıyorum. Çok şey anlatmak isteyip de bir o kadar susmak ister mi insan? Avazı çıktığı kadar bağırıyor düşüncelerim; ' Neden? ' Ben neden buradayım?
Hayat gerçekten toz pembe değilmiş, ben bugün bunu öğrendim. Hayatta bazen hiçbir şey yolunda gitmez, bunu öğrendim. İşte ben o hayattan 1 günde yoruldum. Şimdi elimdeki gururumla ve içimde biten umudumla baş başa kalmak istiyorum...
" Heves iyi misin? "
Zihinsel olarak çökmüş,
duygusal olarak bitmiş,
ruhsal olarak ölü,
fiziksel olarak bitkinim. Sen?
" İyiyim. " Ara sokağa girerek gözden kaybolmuştuk. " Ben içerde bir adam öldürdüm farkındasınız dimi? " Bartın direksiyonu çevirirken sırıttığını görmüştüm. O dikiz aynası boşuna değil. Yanımda oturan ve arabaya bindiğimden beri gözlerini benden ayırmayan kumral kız konuştu. " Biliyoruz tatlım sıkıntı etme! " Tatlım? Gözlerimi devirdikten sonra karanlık bir sokağa girdiğimizi fark ettim. Terk edilmiş inşaatlarla dolu bir sokaktaydık. Bartın arabayı yavaş sürmeye başladığında ineceğimizi anladım. Arabayı durdurdu, anahtarı aldı ve indi. Beş katlı terk edilmiş boş bir inşaatın önünde durmuştuk. Bize de kapıyı açtıktan sonra sırayla sarışın çocuk, ben ve kumral kız indik.
" Asım sen burada bekle! " Bartın arabada ön koltukta oturan kişiye sesleniyordu. Asım! Adı Asım'mış. Sağ eliyle bizi girmemiz gereken yere yönlendirdi. Ellerim hala titriyordu. Hem üşüyordum hem de beyaz elbisemde bir başkasının kanını taşıyordum. Kollarımı birbirine bağlayarak dediği yöne ilerledim. Hepimize bir sandalye hazırlanmıştı. Ortada ateşi bile hazırdı. Bartın sandalyemi göstererek " Otur " Deyince hızlı adımlarla geçip oturdum. Evet bir açıklama bekliyordum.
" Şimdi sana her şeyi tek tek anlatacağız ama- " ama ne? Biri düzgünce anlatsın ya da ben buradan siktirolup gidim! Bu sarışın çocuk ama derken ne kastedecekti ki? Cümleni bitirsen ölürsün zaten!
" Önce bir anlatalım sonra amasına bakarız! " Bartın kenarda duran sandalyeyi kendine çekerek oturdu. Gözleri gözlerime değince yutkundum. Geliyor gelmekte olan!
" Kardeşin Simay Arlas tehlikede! " Yerimden sıçrayarak konuşmaya başladım.
" Ya biz sizi bile tanımıyoruz, siz bizi nereden tanıyorsunuz? Kardeşim niye tehlikede ben niye buradayım? " Ben isyan ederken Bartın işaret parmağıyla susmam gerektiğini gösterdi. Susmuyorum amk açıklayın doğru düzgün. Şap diye girdi konuya!
" İki ay önce gece vakti bir bara gitmiş. Bizim bir büyük abi var çok da fazla adamı var. Biz de kurşunla bu adamı nasıl öldüreceğimizi planlıyoruz. Çünkü kendisi tam bir şerefsiz. O gece barda kardeşini kaçırmış. Yani kaçırmak denmez Simay baya bir içtiği için kendisi onunla gitmiş. Sabahta aynı yatakta uyanmışlar. Simay büyük abiyi kalbinden vurmuş ve kaçmayı başarmış ama ne polise gelmiş ne de eve. Bize de Simay'ı öldürmemiz gerektiği söylendi. O adam tek gecelik ilişkiden sonra hepsini tek tek öldürüyordu. İşi buydu. Zevk için yapıyordu. İlk defa kaçabilen kişi Simay'dı. Ve bu görev kurşun'a verildi. Belki kızı biz buluruz diye- " Yavaş gelin yoksa ben şimdi çok pis kriz geçireceğim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH (+18)
Fantasíaİntikamın gölgesinde kaybolan bir ruhun zaferi içsel bir yıkımın başlangıcıydı... Savaşı kazanmıştı. Ama kim? Uzaklarda onu kahkahalarla izleyen şeytan mı? Yoksa sonsuz bir acıya sıkışan ruhu mu?
