Kahraman konağı
Hevin herzamanki gibi sabah kalkmış ve hazırlanmıştı. Odasından çıkıp konağın avlusuna doğur yürüdü annesi ile babasının yanına oturdu, ve konuştu "günaydın bav günaydın daye"
Halil Ağa "günaydın keça min"
Gülcan hanım "günaydın kızım"
"Bugün nöbetin var öyle değil mı? "Diye sorudu Halil Ağa
"Evet baba bu akşam nöbetteyim "
"Ah be kızım sana dedik çalışma diye gel evde otur diye ama dinleyen kim"diye sitemle konuştu Gülcan hanım
"Ne yapsaydım anne evde oturup beni biri ile evlendirmenizi mı bekleseydim ben halimden gayet memnunum "
Onlar tartışırken aşağıya karnı burnunda derya indi yavaş adımlarla gelip görümcesinin yanına oturdu"beyanî baş"dedi
"Günaydın yengecim"
"Günaydın kızım"
"Günaydın buka min"
Onlar selamlasırken aşağıya zilet gibi takımı ile Fırat indi"beyanî baş sevgili ailem"
Herkes günaydın diyerek cevapladı onu o işe yüzüne bakmayan karısına bakıp konuştu"ama gülüm yapma böyle nasıl izin vereyeyim ben senin onu yemene" diye sitemle konuştu zira karısının aşerdiği şey yenilecek birşey değildi.
" Ya ucundan azıcık yiyecektim çocuğumuzun vücudunda leke mı oluşun"
Helin daha fazla dayanamadı ve konuştu "abi yengem ne aşeriyor ki" diye sordu ama aldığı cevap ile keşke sorma saydım diye düşündü.
"Toprak aşeriyormuş abicim" duyduğu şey ile gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı en sonunda dayanamayıp bastı kahkahayı "valla toprak aşerenide ilk defa görüyorum"
Kahkahası durduğunda biraz düşündü ve sonunda aklıma gelen şeyle "buldum"diye bağırdı.
Herkes ona odaklanmıştı genzini temizleyip konuşmaya başladı "ben hemen geliyorum bir dakika" dedi ve mutfağa doğru ilerledi.
Aklına gelen fikir şuydu dün kek yapmıştı , ama kekim birazı yanmıştı bu yüzden o yanan tarafları ayırmıştı hemen bir kaseye alıp ezdi aynı toprağa benziyordu.
Hemen yengesine götürdü "al yengecim" dedi. Yengesi hemen elinden alıp yemeye başladı kek olduğunu biliyordu ama görüntüsü onu tatmin ediyordu.
"O o ne karıma toprak mı yediriyorsun" diye sordu Fırat
"Hayır tabiki kek o "
Fırat derin bir nefes aldı. Biran gerçekten topark yiyor sanmıştı. Helin kolundaki saate baktı gitme vakti gelmişti, ayağa kalktı ve konuştu "size doyum olmaz ama benim gitme vaktim geldi görüşürüz" dedi ailesi ile vedalastiktan sonra arabasına bindi ve yola koyuldu.
Hastaneye geldiğinde hemen arabadan indi önce kendi odasına gidip çantasını bıraktı ve önlüğünü giydi. Ardından hastalarına bakmaya başladı.Önce daha dün yatmışı gerçekleşmiş bir çocuğun odasına girdi kendisi dün düşmüş ve kafasını yapmıştı dikiş atılmıştı. Tedbir amaçlı burda tutuluyordu 10 yaşındaydı içeri girdi.
Güler yüzü ile "günaydın kendini nasıl hissediyorsun" diye sordu çocuğa yanındaki kadına küçük bir baş selamı verdi aynı şekildede karşılık aldı.
"Çok iyiyim çıkmak istiyorum çok sıkıldım"
" Dur bakalım konturollerini yapalım çıkarsın sonra"
Önündeki masadan dosyayı aldı ve baktı değerleri gayet normaldi kafasındaki yaraya baktı yarada gayet iyi durumdaydı çocuğun annesine dönüp konuştu "değerleri gayet normal yarasında iyi durumda bugün çıkabilirsiniz geçmiş olsun"
" Çok teşekkürler doktor hanım"
" Ne demek görevimiz" ardından odadan çıktı ve diğer hastalarına bakmaya başladı.
Şahmaran konağı
Azad sabah uyanmış kısa bir duş aldıktan sonra siyah bir takım giymişti. Yatağının ucundaki çekmeceyi açtı ve içinden bir saat alıp taktı.
Aşağıya indi herkes çoktan kahvaltıya inmişti bir o kalmıştı oda yerine oturup konuştu "beyanî baş"
Herkes aynı şekilde karşılık verdi. Babası Ahmet Ağa konuştu "oğlum senle bugün bir arkadaşımın yanına gideceğim kendisini severim sayarım bizi oğlunun yeni açtığı kafaeye davet etti ee bizede davete icabet etmek düşer derim ki birlikte gidelim ne dersin"
"Olur bav o kadar çağırmış gitmezsek ayıp olur "
"Tamam oğlum birazdan çıkarız "
Kahvaltılarını edip ayaklandı baba oğul arabaya gectiler kısa süre sonra arabayı lüks bir kafenin önünde durdurdu önden babası kendisi arkasında birlikte kafeye girdiler mehmet ağa hemen yanlarına geldi selamlaştılar bir süre üçü sohbet etti sonra azad telefonunu çıkarıp onunala oynamaya başladı.
Akşama kadar orda oturdular saat 8 olmuştu artık kalktılar eve gitmek için kapıda vedalaşırken iki el silah sesi duyuldu.
Bölüm sonu
Evet ilk bölüm ile karşınızdayım umarım beğenirsiniz ilk defa bir kitap yazıyorum yanlışlarım hatalarım yazım yanlışlarım olabilir şimdiden özür dierim kusura bakmayın lütfen
Sizce kim vuruldu?
Bölüm nasıldı?
Sizce helin ve azad ne zaman karşılaşacaklar?
İyi bayramalar
Begendiyseniz voteye basmayı ve yorum yapmayı unutmayın ilk bölüm biraz kısa oldu ama diğer bölümü olabildiğince uzun tutmaya çalışacağım fikirlere ve elestirilere herzaman açığım görüşmek üzere ❤️
Yukarıdaki Kürtçe kelimelerin anlamları
Bav:baba
Daye:anne
Keça min:kızım
Beyanî baş: günaydın
Buka min:gelinimYukarıdaki aşerme mevsusu gerçek hayatta yada bir filmde duymuştum yazmak istedim hatırlamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE'NİN ESİRi |BERDEL| (ARA VERİLDİ)
Genel KurguMardin'in en güçlü asiretlerin'den olan iki aşiret mardid'in en güçlü ikinci aşiretinden ,olan hevin kahraman kendi çabası ile doktor olmuş ve Mardin'de doktorluk yapmaktadır azad şahmaran namidiğer deli ağa şirketleri ile ilgileniyordu Mardin'in e...