10.BÖLÜME HOŞGELDİNİZ...
KEYİFLİ OKUMALAR...Küçükken ne olmak istersin diye sorduklarında "Annem olmak isterim" derdim. Annem gibi güçlü, annem gibi güzel ve annem gibi masum olmak isterdim. Şu an içinde bulunduğum durum bir kabus gibi. Her şeyden çok sevdiğim ailem beni kabul etmiyordu. Bu teklifi Çağan'a hiç söylememeliydim.
Reddedilmemizden sonraki günler su gibi geçti. Anne ve babalarımızla konuşmaya çalışmalarımız, bizi görmek bile istememeleri, aile yemeği kurmayı isteyip bir kez daha ret yememiz...
(Yazarın Anlatımıyla-3.Kişi Ağzından...)
Tarih 6 Nisan olmuştu. Yaz, erkenden kalkıp bavulunu gizlice hazırlamıştı ve kaldırmıştı. Kahvaltılarını yaparken Çağan, Yaz'a,
"Hayatım bugün babamın iş yerine gideceğim. Öğleden sonra işim var, çıkacağım o yüzden..."
Çok güzel denk gelmişti. Bu sayede Yaz da rahatlıkla çıkabilirdi otelden.
Kahvaltılarını yaptıktan sonra Yaz, yatakta odasına çekilip telefonuna daldı. Bir şeylerle uğraşmalıydı. Çağan.,hazırlanıp çıkmak üzereydi. Yaz, ona eşlik etti ve uğurladı. Çağan'a son kez sımsıkı sarıldı. Kokusunu içine çekti. Bu onu son görüşüydü. Bu ona son sarılışıydı. Bu onu son öpüşüydü...
Çağan, çıktıktan sonra Yaz, hemen bavulunu sakladığı yerden yani yatağın altından alıp çıktı otelden. Güneş gözlüğünü gözüne takıp yürüyordu. Taksi çevirip binip, şoföre,"Havaalanına lütfen." diyiverdi.
Gözlerinden yaşlar akıyordu. Bir süre Amerika'da kalmalıydı. Bu herkes için en iyisiydi.
Taksiden inip Havaalanına girdi. Biletini uzatıp uçağa girdi. Ama uçak kalkmıyordu. Saat 15.03. 3 dakika geçti bu uçak neden hareket etmiyordu?
Oturduğu koltuktan kalkıp hostesin yanına gitti.
"Bir sorun mu var? Neden gitmiyoruz?"
İşte o an, vücudu titredi. Bayılmak üzereydi. Sanki biriyle basılmıştı. Çağan... Çağan karşısındaydı...
"çağan... Senin ne işin var burada?"
Çağan birden Yaz'ı görmeksizin yolcuların yanına geçip duyuru yaptı.
"Sayın yolcularımız... Demir Holding olarak iyi uçuşlar dileriz. Bizi seçtiğiniz için teşekkürler..."
Şanssızlığın böylesi. Demir holdingin uçağına binmişti Yaz.
Hızlıca bavulunu alan Yaz, uçaktan indi.
Peşinden koşan Çağan, kolunu tutup onu durdurdu."Yaz sen ne yapıyorsun? Pes mi ediyorsun? Tamam bak bir savaşın ortasında olabiliriz. Ama... Ama aşık olmuştuk birbirimize... Sen bu aşkı böyle silemezsin..."
Sesi titriyordu Çağan'ın. Konuşamıyordu... Yaz, gözünden akan bir damla yaşı silerek Çağan'a doğru bir adım attı.
" Pes ediyorum... Pes... Sana bunu yaşatamam, üzgünüm... "
Elindeki bavulla hızlıca Çağan'ın önünden geçti. Çağan arkasından bağırıyordu.
"peki şimdi nereye gideceksin Gün Işığı?"
"Kalacak bir yer bulurum ben!"
Çağan yavaşça Yaz'ı arkasından ilerliyordu. Havaalanından çıkan Yaz, telefonu cebinden çıkarıp Senem'i aradı.
"Senem, neredesin?"
"Tamam, yanına geliyorum... Tamam, Görüşürüz."
Telefonundan taksi uygulamasını açıp taksi çağıracaktı. Caddede süratli bir şekilde gelen araba frenine basamıyordu.
Telefonuna bakan Yaz, arabayı fark etmedi ve yere yığıldı.
Araba onu ezmişti. İleriye fırlayan Yaz, perişan haldeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERZİ
Teen FictionO gün akşam üzeri kahve için her zamanki ofisimin yanındaki cafeye gitmiştim. Onunla karşılaştım. İlk kez o gün sohbet ettik,oturduk,konuştuk. O günden sonra her gün kahve ve tatlı için o cafeye gitmeye devam ettim. Terzi Kitabında; Amerika'nın ün...