Uyandığımda Kaya yanımda yoktu.Nerdeydi bu adam şimdi?Üzerimi değiştirip aşağıya indim.
Etrafa baktığımda hiç kimse yoktu.Korumalar da ağızlarını bıçak açmıyordular.Kayayı bir kaç kez aradım ama açmadı bile ulan ben sana bunun hesabını sormaz mıyım?Beni bu hamile halimle bıraktın ya aşk olsun.Napıcaktım ben evde?Aklıma bir fikir geldi.Parka gidicektim.Ordakı küçük çocukları izlemeyi severdim.Ama Kaya sayesinde gidemiyor olmuştum.Korumalardan gizli çıkmam gerekiyordu.Yoksa izn vermezdiler.Anlamıyorum ben bu evin hanımıyım ama hala kaçacak gibi peşimde dolanıyordular.Evin arka bahçesine baktığımda kimse yoktu sadece bir tane koruma vardı o da uykusuz halde nöbet çekmeye çalışıyordu.Eminimki top patlasa umrunda olmaz.Bahçeden çıkıp dümdüz yolda ilerlerken bir yandan da bebeğimle konuşuyordum.
"Bebeğim seni şimdiden merak ediyorum gel de babana trip atalım beraber.Sakın bana karşı oyunlar çevirmeyin tamam mı?Sonuçta ben 9 ay taşıcam yani.Bir az zorlu geçse de hadi bakalım."
Elimle karnımı okşarken başımı kaldırdığımda parka çoktan ulaşmıştım.Çocuk sesleri etrafa doluyordu.Gülümseyerek salıncakta sallanan çocuklara baktım.Etrafta koşturan iki kızsa aşırı tatlıydı.Bir an bana çarptıklarında düşmemek için çabaladım ve başardım.
"Af edesin abda"
(Af edersin abla)
"Önemli değil çok koşturmayın bak düşersiniz"
Başlarını sallayarak yine koşmaya başladılar.Ben de irelilemeye devam ediyordum.İlerde bir tane bahçeli ev görünce dikkatimi çekti.Bir az yakınlaşınca armut ağaçlarını görmemem uzun sürmedi.Off şimdi sulu sulu olsa da yesek.Yok ben dayanamıcam gidip alıcam.Ne diyorsun Filiz elalemin meyvesini ne diye alıcaksın?
Nolucak ya hamileyim derim biter gider hem Kayadan para da alıp veririm.Bahçe kapısı açıktı şansımdan.Hemen içeri girip ağaçlara yakınlaştım.Elim yetmeyince tırmanmaya karar verdim.Elimle ağaçtan tutup iki ayağıma yana doğru birleştirerek tırmandım kedi gibi.Evet az kaldı hadi elimle armutu aldığım gibi ayaklarımın beni bırakmasıyla çığlık atarak yere düşmeyi bekledim.Ama düşmedim.Noldu acaba?Gözümü açtığımda sarı saçlı ela gözlü hafif uzun sakallı erkek beni tutuyordu.Korkudan elimi boynuna sarmıştım!
Hemen elimi çekerek yere indim.O da beni bırakarak üzerini düzeltti.
"Ne işin var senin burda?Utanmıyor musun armut çalmaya?"
"Ben çalmıcaktım sadece canım çek.."
"Gidip manavdan da ala bilirdin.Ama tabi karşında dururken neden para veresin ki?!"
Gözlerim dolmaya başlamıştı.Ah bu hamilelik hormonları beni deli edecek.
"Hamileyim tamam mı?Canım çekti ve manava gidecek kadar sabrım yoktu.Çok güzel duruyordular.Parası neyse veririm."