Şu lanet olası hayat

13 1 1
                                    

Merhabalar, ben ismi gereksiz olan bir kişiyim. Burada size toplumun lanet olası öngörülerinden ve kendi hayatımdan bahsedicem.

Bi üniversitede okuyorum, tabi buna okumak denirse, adeta ölüyorum. Ama mantıken, bunu yaza biliyorsam, hayattayım demektir. Neyse sizin başınızı şimdiden dolduramadım, çünkü hikaye istiyorsunuz. Kısaca, hayatımdan bahsediyim.

Yaşım 21, 3 çocuklu bir ailenin 3. Ve son çoçuğuyum. Bu lanet şehirden kurtulmak isteyen, sözde mutlu bir ailenin son çocuğu. Neyse, hikayeye geçeyim.

Üniversitenin 3. Yılı ve ben hala birini bulamadım, aşık oldum mu? Oldum. O beni seviyor mu, hayır. Ama bi' şansım var. İstediğim bilgileri en yakın arkadaşlarından, yani benim yakın arkadaşlarımdan ala biliyorum.

Kızın doğum günü yaklaşıyordu. Bense, ne hediye alayım diye en sevdiğim arkadaşlarımdan biri olan deniz'imle konuşuyordum. Ah ulan bu gerizekalılık niye milleti ele geçirdin. Bir akraba sordu benden, buruşuk  yüzünde çokbilmiş sahte bi' gülücükle, tabi ona gülücük denirse:
Kimle mesajlaşıyorsun? İçimden sana ne lan demek gelse de, cevap verdim gerizekalı gibi:
Bi' arkadaşımla.
Yoksa onunla sevişiyor musun?
Ne alaka am.... demek istedim, ama oradan ayrılmak olmayan aklımda ağır bastı. Sonra bu akraba diyilemeyecek olan yaşlı dinazor beni anneme söyledi, ne biliyim, haberin yok, oğlun kimlerle finfgirdiyor, kimin peşinde koşuyor.

Gerçeğin 1 gramının böyle olmadığını canım annem çok iyi biliyor. Ah, o olmasa, ben napayım. Beni hayatta tutan bi' kaç şeyden birisidir. O günün akşamında misafir giderken gözüm dönmüştü artık. Az kalmışdı, kadının üzerine yürüyecektim, annem zar-zor tuttu beni. Kadının yüzüne böyle bağırıyordum: sana ne?????
O da anneme böyle söyledi: bu vahşi oğlunu bir psikoloğa götür,  bu yaşta büyüklerine saygısızlık yapıyor.

Sonra annem beni yatıştırtı ve sıcak çay verdi. Beni o anda daha fazla sinirlendirmek istemiyordu, ama gerçekleri de söylemesi gerekiyordu. Bana böyle dedi:
Biliyorum, oğlum, senin dediğin gibi o yaşamaya uzak, gençlerden anlamayan, taş devrinden kalma bi' titanboa yılanı. Ama beni dinle, biliyorum, sen Deniz'e aşık değilsin, o senin en yakın dostlarından, ama toplum senin ahlaksızlık yaptığını düşünüyor.
O zaman onları kurşun manyağı yapalım.. derken annem 'git uyu dedi'
Böyle demişti ama kalbinde: "Ah oğlum, acaba bu dertlerden ve bu şiddete meyillilikden ne zaman kurtulacaksın?" Diyordu.

Ben de onun sabrını fazla zorlamadan yatağıma gittim. Ama uyuyamıyordum. Ne mi yapacaktım, düşünce deryasına dalacaktım: acaba fazla mı tepki vermişdim yoksa haklı mıydım, sonra bu am.... ko......un ihtiyarı yüzünden Denizle sohbetim yarıda kalmıştı. Sonra onunla sohbet konusu olan kişi aklıma geldi ve Raşit Behbudov'un Nazende sevgilim şarkısını mırıldanmağa başladım. Böylelikle, o mavi gözler sayesinde yatıştım ve Deniz'e "üzgünüm bi' virüs'ü gebertiyordum" yazdım ve uykuya daldım

Umutsuz ÇığlıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin