4. Bölüm: Koray Ulusoy

74 38 41
                                    

   İnsan kaybetme korkusu ile yaşar. O gece tam olarak hissettiğim buydu. Kaybetme korkusu...

   O an sanki kalbim durdu ve zamanda kalbimle birlikte ona itaat eder gibi durdu. Sadece o ana kilitlenmiş durumda telefona bakıyordum. Bir damla göz yaşı süzüldü gözlerimden. O gece geldi gözlerimin önüne Işık'ın haberini aldığım gece... Başım öyle bir dönmeye başladı ki ayakta daha fazla duramadım ve yere, dizlerimin üzerine sertçe bırktım kendimi. Artık gözyaşlarım ardı arkası kesilmeden boşalırcasına akıyordu gözlerimden.

   Deliler gibi titreyen ellerimle ve ağladığım için buğulu gören gözlerimle zar zor Doruk'u aradım. Çaldı çaldı ve çaldı... Tam vazgeçip kapatıcakken ağlamaklı bir adam sesi duydum telefondan.

- Kimsiniz?

    Dedi o ses bana. Sesi çok kötü geliyordu.

- Ben Seher Yıldız, Doruk Çelik'in arkadaşıyım siz? Siz kimsiniz? O iyi mi? Telefonun sizde ne işi var?

- Babasıyım ben. Evet iyi. Doktorlar öyle söyledi yani. Odasında uyuyor şuan. Telefonu üzerindeymiş hemşire bize teslim etti.

   Öyle derin bir nefes verdim ki. İyi olduğunu duymak beni çok rahatlatmıştı. Gülümseyerek elimin tersi ile hızlıca gözyaşlarımı sildim.

- Tamam cidden çok rahatladım. Hangi hastanede siniz?

- Bunu bilmene gerek olmadığını düşünüyorum. Zaten harap olduk hepimiz şimdi kimse ile uğraşacak durumda değiliz. Hoşçakalın.

   Telefon aniden yüzüme kapanınca gülümsemem soldu ve telefonu kulağımda tutan elim yavaş yavaş aşağı indi. Yapacak hiç birşey yoktu. Oturma odasına geçtim koltukta oturdum. Geçmek bilmeyen dakikalar beni deli ediyordu. Doruk'u görmeden için rahatlamazdı. Uyuyamazdım da artık. Öylece duvara boş boş bakarak oturdum.

   Telefonumun çalma sesi ile yerimden fırladım. Uyumuştum anlaşılan. Duvarda ki saate baktım önce saat 06.03'tü. 25 dakikadır uyuyordum. Bu gece gözüme giren tek uyku buydu sanırım. Sonra telefona çevirdim gözlerimi. Arayanının Doruk olduğunu gördüm ve hemen açıp konuşmaya başladım.

- Alo Doruk iyi mi? Kötü bir şey yok değil mi?

- Seher sakin ol iyiyim.

   Sesini duyduğum an ağlamaya başladım. Aynı zamanda da gülüyordum.

- Gerizekalı sana bir şey oldu diye ödüm koptu. O halde nasıl araç kullanırsın!?

- Seher geçti yok bir şeyim. Özür dilerim. Ufak sıyrıklar ve sol kolumda küçük bir çatlak dışında iyiyim. Merak etme. Hiç uyumadın mı sen? Sesin çok yorgun geliyor. Hadi git biraz uyu lütfen.

- Hayır uyumayacağım. Yanına gelmek istiyorum. Hangi hastanedesiniz?

- Seher hayır. Lütfen git biraz uyu. Bu gün içerisinde çıkacağım zaten buradan. Çıkınca yanına gelirim söz.

- Tamam ama geleceksin bak.

- Tamam söz geleceğim. Uyu sen. İyi uykular.

   Telefonu kapatıp masanın üzerine bıraktım. Bugün günlerden cuma idi. Okulun başlamasına 55 dakika vardı. İlk derse gitmesem birşey olmaz düşüncesi ile 1 saat sonraya alarm kurup uyumaya gittim. Hiç değilse 1 saat uyuyup o şekilde okula gitmek daha iyi olacaktı.

                                     ~~~~~~♡~~~~~~

   Alarmın resmen bas bas bağıran sesi ile zorlada olsa uyandım. Başımın çok ağrıyor olduğunu fark ettim. Mutfakta birşeyler atıştırıp bir ağrı kesici aldım. Sonra hazırlanıp okula gittim.

SON ŞANS (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin