Kaçıncı alarm çaldığından haberim yoktu. Çünkü çooook uykum vardı. Has... Chan Hyunglarla buluşacaktım. Saat 10'a geliyordu. Normalde her sabah altıda kalkardım. Küçüklüğümden kalmış bir huy işte veya travma siz ona ne demek isterseniz.
Bu düşüncelere son verip, üstümü giydim. Kahvaltı etmeden evden çıktım. Her zamanki gibi iştahım yoktu. Gelen ilk otobüse bindim. Airpods'larımı taktım. Spotify'dan Romantic Homicide dinlemeye başladım. Kimseye aşık olmama rağmen aşk acısı çekiyordum. Ne tuhaf değil mi? Bazen bu hallerime gülüyorum. Çünkü çok saçma.
Biri tarafından ilgi görmek, bebek gibi hissettirilmek güzeldir herhalde. Ama bu kişi ta ananızın amındadır. Tabi benim gibi önünüze gelene ''ıyyy'' yapmazsanız bu koca lise de sap kalmazsınız. Acaba bazen düşünüyorum ''Overthink Sendromumu var bende?'' diye, fazla düşünüyorum ya da dinlediğim şarkıdan modum böyledir. Acilen müziği değiştirmeliyim!
Sonunda her zaman buluştuğumuz çardağa geldim. Hepsi oturmuş jelibon salatası yapmak için beni bekliyorlardı. Beni önemsiyorlardı. Beni savunuyorlardı. İlgi gösteriyorlardı. Kötü zamanlarımda yanımda oluyorlardı. Ortaokulda da arkadaşlarımdan istediğim ufacık şeylerdi bunlar.
Jeongin sevinçle paketi açmaya başladı. Hyunjinde sevinçle açmaya başladı. Bende çardağın içine girip Seungmin'in yanına oturdum. Felix ortamın ilk giriş konuşunu yaptı.
''Oğlum neredesin sen. Ağaç olduk burada.''
''Uyuyakalmışım nabim kardeşim''
Daha sonra paketleri açarken Changbin ağızına bir kaç tane atıyordu, sözde yardım ediyor. Felix'e ensesine bi' tane geçirmesi için kaş göz işareti yaptım. Felix'te saniyesinde anlıyıp ensenine ''şap'' diye bir güzel geçirdi. Felix ile birbirimize ''çak'' yaptık.
''Amınıza koyarım sizin''
Klasik miniboy Changbin sinirlenişi işte ne yaparsın. Hepimiz gülmeye başladık ve gerizekalı Hyunjin gülerken su içiyordu(mal). Tabi ki de gülerken su içmek imkansız olduğu için sevgili malok arkadaşım Hyunjin tüm suyu üstüne döktü. Neyse ki Jeongin'in evi buraya yakın olduğu için grubumuzun babası Chan ile Jeonginlere kurutulmaya gittiler.
Bizim oburlar ise jelibon yemeye koyulmuşlardı. Tabi ben iştahsız olduğum için onlar yerken ben Reels izliyordum ki kafamı çevirmemle elinde jelibonlarla yaklaşan Changbini gördüm.
''Hadi Hyungnun gülüüüüüü! Azıcık tadına bak''
''I-ııı''
Jeongin oradan gülerek konuştu.
''Aha nallı katırın nazı tuttu yine''
''Kes lan ekmek''
''İstemiyorum'' dedikçe Changbin inadına dibime geliyordu. Yuh amına koyayım öpüşecek miyiz?
''Changbin gel öpüşelim o zaman ne bu!''
''Olur yavrum''
''Siktir git palecik çarpıcam bi tane''
''At şunu ağızına gidicem''
''Hay yeter yeminle her yerde M harfi çıkıyo(jelibon m harfi şekilde) ne bu ilerdeki kısmetim mi'' dedim ve şükür şu jelibonu yedim.
Hyunjin Lol'den kafasını kaldırarak konuştu.
''Öyle deme lazım olur''
''Hyunjin ne lol'ü be gel bsye girek aga''
Daha sonra Chan Hyunglar geldi. Öyle havadan sudan konuşuyorduk ki, gözüme Chan Hyung takıldı. Bütün gündür sesi çıkmıyordu ve telefonda biri ile gülümseyerek mesajlaşıyordu. Abe heyran ne bu mutluluk. Kolumu Hyunjine dürttüm. İkimizde aynı anda bilerek öksürdük. Yok anam bakmıyo ne bu böyle. Durumu anlayan Felix dayanamıyıp hemen sordu.
''Hyung geldiğimizden beridir telefonda mutlu mutlu biriyle yazışıyon noldu oğlum anlatsana''
Seungmin'in içinin burkulduğunu hissedebildim. O da hissetmiş olacak ki aynı anda göz göze geldik. Gözlerinde burukluk vardı. Aramızda kalsın Seungmin Chan'ı 8 yıldır çok seviyor. Bu sevgi karşılıklı mı karşılıksız mı belli değil. Tabi bu sırrı bir tek ben biliyorum.
''Ya tam söylicektim. Bizim karşı mahalleye Brezilya'dan arkadaşım taşınacakmış onu söyledi. Hatta bizim okula gelecekmiş. ''
'' Ondan hoşlanıyor musun?''
Felix'in bu sorusuyla Seungmin kaskatı kesilmişti. İçimden yüz binlerce kez hoşlanmadığını söylemesini dua ettim. Seungmin sadece yere bakıyordu.
''OHA OHA OHA NE ALAKA FELİX KARDEŞİM GİBİDİR NE HOŞLANMASI AMINA KOYAYIM'
Seungmin rahatlamış halde eski haline geri döndü. Saat 19:00' a geliyordu. Benim için artık kalkma vaktiydi.
''Hadi ben artık kaçar!!!!''
Herkes beni onaylıyıp dağılmıştı. Seungmin ile evlerimiz yan yana olduğu için beraber gidiyorduk. Zaten bugün morali bozuktu. Moralini azıcık düzeltmek için ona en sevdiği Waffle'cıdan Waffle aldım. Onu mutlu görmek beni de az çok mutlu ediyordu.
Eve geçtiğim gibi, elime telefonumu alıp Tik Tok izlemeye başladım. Aklıma Chan'ın Brezilya'dan gelecek arkadaşı geldi. Acaba çocuk yakışıklı mıydı? Ya geldiği gibi sevgili olursak, sonra beni başka biriyle aldatıp yıllarca aşk acısı çektirir ve ölünce mezarıma aldattığı kişi ile gelirse... JİSUNG SEN NE DİYORSUN AMINA KOYAYIM! İyice hayalperestleştim. Daha çocuğu görmemişim ne diyorum ben!
Bu saçma düşüncelere son verip tam yatacaktım ki, aklıma kahvaltı bile yemediğim geldi. Hemen Online sipariş verdim.
Yemeği de yiyip hemen bir kedi gibi küçülüp kendimi uykuya bıraktım.
- - -
SELAAAAAAAMMMMMM NABERRRRRRRRRRRRRR
umarım kitap tutaaaar
YETER ARTIK Bİ KİTABIMDA TUTSUN
ve birazcık tuhaf hissediyorum çünkü normalde asla ve asla küfür etmeyen biriyim bu kitapta bulunan argo ve küfürün benimle bir alakası yok sadece daha çok tutması için ekledim
😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
miss me/minsung
Romance''Yavrum seni çok özledim'' ''Minho daha yeni eve bıraktın ya daha evin içine girmedim bile''