Berfin'den
🌠
Yine uyandığım sabaha lanet etmekle yetindim, neden mi? Çünkü ne olur güneşi görsem o benim güneşim olamadıktan sonra, ne olur kitap okusam, o benim kahramanım olamadıktan sonra, ne olur yerimden kalksam onunkini kaldıramadıktan sonra...
Fakat lanetlerimi ede ede kalkmak zorundaydım, çünkü bugün İlayda ile buluşacaktım. İlayda, beni sevgilisiyle tanıştıracağını söylemişti. Herhangi bir randevuya çıkmadığım için üstüme özen vermedim haliyle.
Saate baktım.
11:54Şimdiden çıkmanın doğru olduğunu düşündüm. Geç kalmaktan nefret ederdim, haliyle çıktım.
Doğrusu İlayda bayıldığım bir arkadaşım değildi. Hatta bana karşı ve çevresine karşı yaptığı yanlışların haddi hesabı yoktu, fakat beni sevgilisiyle tanıştırma isteğini merak etmiştim.
Yürürken aklımdan bir an olsun çıkmayan biri vardı. Sude'm... onunla küs olmaktan, kavgalı olmaktan, konuşmamaktan nefret ediyordum. Onsuz neydim ki ben? Tabii benim böyle düşüncelerim uzun sürmedi, Kızlar yazdı da...
Biliyosun abla
Jense:
ASCIL HABKSIJIrmak:
neJense:
NUSAIrmak:
anlamiyomBerfin:
nolmus nisayaJense:
Durun
Anlatcam
Suan
Anlatamyon
Ben
Aksam
Yazcam
Size
Tm
MiIrmak:
he📎
Saçma birşey konuşulacağını anladığım, daha doğrusu düşündüğüm için mesajların devamına bakmamaya karar verdim. Derken gelmiştim. İlayda'yı da gördüm, fakat camın biraz daha kenarına baktığımda gördüğüm diğer kişi..
Sude'ydi
İlayda'nın yanındaki kız Sude'mdi
Bakakalmıştım, nefes alamıyor, göğsüm daralıyordu. Gördüklerim gözümün kararmasına neden olmuştu, bacağımdaki titreme ayakta durmama engel oluyordu, gözyaşlarımı tutmak gittikçe zorlaşıyordu, tüm kanın beyninde toplandığımı hissediyordum. Daha doğrusu hissedemiyordum."Siktir"
Kendini toplamaya çalıştım, anında kızaran gözlerimi elimden geldiğince silmeye ve yüzüme bir gülümseme takınmaya çalıştım, başarabildiğimi hiç sanmıyordum fakat denemiştim.
Son güçlü soluğumu da aldıktan sonra içeri ilk adımımı atmıştım.
İçeri girdiğim anda İlayda beni görmüştü. El sallamıştı. Elimi sallamaya gücüm mü kaldı ki...
Sude gayet mutlu görünüyordu fakat ben onu tanırdım, yüzündeki gerginliği görürdüm. Yine de bir şey demedim. El sıkıştık, oturduk. Sude'yi ve her halini izliyordum, İlayda konuşana kadar. "Yaa siz bu bakışmalar baya iyi anlaştınızz" dedi. Sevgilisini böylesine izlemem doğru değildi. "Haklısın, özür dilerim-" biraz durakladı Sude, ve devam etti. "-özür dilerim sevgilim."
Bu cümleyi duymak zaten yıkılmış beni paramparça etmişti, halimi görmüyor muydu? Neden böyle yapmıştı, İlayda'da olup bende olmayan ne vardı? Bunları haketmiş miydim?
"Hayırlı olsun, yakışmışsınız" dedim yüzümde buruk bir gülümsemeyle. "Teşekkür ederiz canım" dedi İlayda. Bir süre sohbet ettik, doğrusu ben Sude'yi izledim ve Sude gözlerini kaçırdı, İlayda ise bir şeyler anlattı. Bu bir süre böyle devam etti, artık kalamayacak hale geldiğim zamansa ayağa kalktım ve konuştum.
"İlayda, güzel bir gündü, sevgilinle beni tanıştırma hevesini anladığım pek söylenemez, yine de teşekkür ederim."Sude anlıyordu, sesimdeki kırgınlığı anlıyordu fakat tek bir kelime dahi çıkmıyordu ağzından, öylece bakıyordu, izliyordu. Titreyen göz bebekleri ve oynadığı elleri ne kadar stresli olduğunun göstergesiydi. Ona baktım, bakıştık yine.
"Rica ederim Berfin, sevgilimle daha önceden çok küçük bir tanışıklığın varmış da, son görüşmenizi yap diye çağırdım seni. Sonuçta artık benden başkası yok"
Duyduğum sözler tekrar görüşüme müdahale etti. Ayaklarımı zar zor basarak yürümeye başladım. Titreyen bacaklarım yürümeme engel olurken, bir yandan duyduklarımı algılamaya çalışıyordum. Kafeden çıktıktan sonra artık dayanamayacağımı anladım, ve bacaklarım kendimi yere atmama neden oldu...
![](https://img.wattpad.com/cover/366667073-288-k537020.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çardağın Çatısı / GL
Подростковая литератураGönlümün sultanı canıma minnet, bilmese de.