Hyunlix hayatımda okyanusum var oldukça olacak, o olmasa bana bir şey ifade etmeyecekti bugüne dek, ben bu iki güzel çocuğu her gördüğümde kendi güzel sevgilimi hatırlayacağım. Umarım başta okyanus olmak üzere hepiniz beğenirsiniz...
Senin için yazdığım onlarca kurgudan biri umarım seversin simpforhyunlix
Ayrıca onayın olmadan attığım için gergoyumBiraz garip duran bi sahne var yazarken baya düşündüm ama biyolojik olarak mümkün o yüzden daha önce görmediyseniz benim suçum değil işini bilmeyen vampirlerin suçu
Uyarılar açıklamada
___
"Hazır mısın?" Sordu Hyunjin insan sevgilisine.
Özgüvenle kafa salladı Felix. Haftalardır bekliyordu bugünü. Hyunjin minik sevgilisini vampirlerle dolu bir kulübe getirmek istememişti tabi. Felix'in tüm o vahşeti kaldırabileceğinden emin değildi. Herkes onun gibi değildi ya; ölümle burun buruna gelen dek tüketilen insanlar, en acı veren şekillerde kan içen vampirler, vampir zehrinin özgüveniyle ne yaptığını bilmeyen insanlar vardı.
İşin aslı Hyunjin'in onlardan bir farkı yoktu, belki de daha kötüsüydü o. Felix'in kanını ilk içtiğinde hipnoz etmişti onu, damarlarında dolaşan zehrin farkında olmayan Felix hissettiği şeyi aşka yordu. Kendini kaybetmiş gibi gezdiği bir haftanın sonunda tekrar Hyunjin'le buluştuğunda geçen baş ağrısını ruh eşi olmalarına yordu. Hyunjin'le buluşup durduğu iki haftanın sonunda sevgili oldular.Chan çok kızmıştı bu duruma, evet belki aşkın nereden geleceği belli olmazdı ama barda tanıştığı bir çocukla iki hafta içinde sevgili olmak da hiç akıl karı değildi. Felix'se sorun olmadığına emindi, daha öpüşmemişlerdi bile Hyunjin çok hassastı ona karşı.
İlişkilerinin ikinci ayında söyledi Felix'e vampir olduğunu. Evet şu an da istediği gibi tüketebiliyordu onu ama bilinci açıkken yapmak farklıydı. Felix'in de farkında olmasını istiyordu, kanını kendi isteğiyle sunmasını istiyordu. Kanlarını içmenin insanlara zarar vermediğini anlatmıştı Hyunjin, hiçbir vampirin insan öldürmek zorunda olmadığını, hayvan kanları da içebildiklerini, ne içtiklerinin sadece keyfe bağlı olduğunu, bazı vampirlerin insan kanını sevmediğini... Hyunjin'in büyüsüne çoktan kapılmış olan Felix, kabullenmişti hemen durumu. Kimseye söylemeyecekti tabi, bu minik sırlarıydı onların.
En başta sadece seksi bir şeydi bu. Öpüşmelerinin sonu ısırıklarla bitiyor, ön sevişmlerinin bir parçası oluyordu. Zamanla buna bağımlı oldu Felix. Hyunjin'in bile şok edecek şekilde bağımlı oldu. Hyunjin'e susayıp susamadığını soruyor, ders aralarında tuvalete çekip bir kabinde Hyunjin'i besliyordu.Felix kendini kaptırdıkça Hyunjin korkuyordu, sanki Felix'in haberi bile olmadan ona yaptığı şeyleri unutmuş gibiydi. Onu sakinleştirmeye çalışıyor, gerek olmadığını anlatıyordu. Birkaç kere hipnoz edip vaz geçirmişti.
Asıl korkusu kendineydi, onu tüketmekten korkuyordu yüz yıllar süren ömründe böyle bir şey tatmamış, Felix'inki gibi bir koku duymamıştı. Kendini tutması çok zordu, son damlasına dek tüketmek istiyordu Felix'i. Kim olsa isterdi. Dünya üzerinde Felix'e karşı koyabilecek bir vampir bile olmadığına yemin edebildirdi. O sadece mükemmeldi. Sarı saçları, bembeyaz cildi, en ufak şeyde dolmaya müsait gözleri, güneş gibi gülüşüyle mükemmeldi.
Hyunjin en başta öbür vampirlerin Felix'e olan bakışlarını kaldıramayacağı için istememişti kimseyle tanıştırmamayı. Şimdiyse Felix'in ondan isteyecekleriydi tek korkusu. Minik sevgilisi vampir olmasına bayılıyordu.