05/04/2026Saat 12:00 artık ertesi gün olmuştu yeni bir gün gelmişti kapıma ama ben tabiki uyumamıştım orta büyüklükte olan evimin bahçesinden çıktım şehire uzak tım ama biraz uzaklıkta bi petrol vardı. arabamın sürücü koltuğuna Geçtim ve yola çıktım petrole Varmıştım markete girdim nalet olası kahve sürekli bitiyordu sepete 2 paket kahve attım bir kaç atıştırmalık da aldım ve kasada ödemeyi yapıp arabama gidip tekrar evime gittim evimin kapısını açtım geldiğimi fark eden kedim direk ayaklarımın dibine gelmişti ayakkabılarımı çıkarttım direk açık mutfaklı olan salonuma geçtim kedim de peşimden geldi loş olan ışığı açtım ortam çok hafif aydınlanmıştı poşetleri mutfak tezgahın üstüne bıraktım ve kedim pamukta kendini ayaklarıma sürtüyordu onu kucağıma aldım sevdim nazikçe
okşadım güzel tüylerini ve bir ses duydum pamuğu yere bıraktım doğruldum adım sesleri gelmeye Başlamıştı yavaşça ve bı o kadarda sert atıyordu adımlarını asker gibi...
kundura ayakabılarının sesi salonda yankılanıyordu takı tam arkamda durana kadar... hiç birşey yapmadım gözlerimi kapattım derin bir nefes aldım onun geldiğini tabiki fark etmiştim
Eve girdiğim an fark etmiştim hissetmiştim eve adım atar atmaz onun kokusunu almıştım Hayatım boyunca unutmayacağım tek şey tek kokuyu almıştım... Sessizliği bozan o oldu " Kedin tatlıymış" dedi 6 ay olmuştu bu sesi duymayalı tam 6 ay olmuştu koskoca 6 ay... Dakikalar önce normal atan kalbim şimdi son derece hızlı Atıyordu. "Evet tatlıdır" dedim Ve elini omuzuma attı hızlı bir hamleyle dirseğimi koluna geçirdim geri sendeledi ona doğru döndüm beni bileklerim den tuttu ama karnına tekme atarak bırakmasını sağladım karnında hissetiği acı ile ellerini karnına götürdü geri doğruldu üstüme atıldı bu sefer bileklerimden daha sert tuttu
Boğuşurken dengemizi kaybettik Ve yere düştük iki elimi bileğimden tutarak başımın üstünde birleştirdi bir kolunuda boğazıma yasladı baskı yapıyordu ama acıtmıyordu Sakince durdum tepki göstermedim oda tepki göstemedi bir birimize öylece baktık yaklaşık 5 dakika öyle durduk aylar sonra o okoyonus mavisi gözleri ilk kez görmüştüm Dudakları yukarı kıvrıldı "Merhaba sevgili karıcım" dedi Sırıtırken. Duyduğum kelime ile ben sırıttım "merhaba sevgili kocacım hoşgeldin " dedim " Pek hoş bulmadım" dedi imalı bir şekilde bende "aşk olsun ben seni gayet iyi karşıladım sen bana kaba davrandın hala kaba davranıyorsun" dedim hala üstümde olduğuna atıfta bulunarak yeni aklına helmiş olacakki üstümden hemen kalktı
Elini bana uzattı tutmam içinelini geri çevirmedim yerden kalktım " iyi dövüşüyorsun kim öğretti acaba?" Dedi egoist kocam işte güldüm vitrine doğru yöneldim iki bardak ve dolu olan viski şişesini aldım ve tezgahın üstüne koydum " öğretmenim kötüydü ben kendim geliştim" dedim onu sinir etmek için bardaklara viskiyi doldurdum Kaşlarını çatmış beni izliyordu "hiçte bir kere ben harika bir öğretminin" güldüm" tabi öyledir bilmemmi?" Dedim ve kadehlerden birini ona uzattım Aldı ve tek dikiştede bitirdi Bende onun gibi tek seferde kafama diktim " eee hayat nasıl sevgili kocacım? Sorguya çekmicekmisin? Beni nasıl ne zaman buldun?" Dedim ona Bana doğru yaklaştı " ben seni hiç kaybetmedim her zaman nerede olduğunu ne yaptığını biliyordum" dedi keskin ve net sesiyle şoka uğradım "ne bunu nasıl yaparsın benim için kolay mıydı sanıyorsun planı nasıl tehlikeye atarsın?!" Dedim sinirle "yapamadım işte!" Diye bağırdı sakinleş tim çünkü sinirliydi birşey olmuştu "artık geldiğine göre zaman geldimi " diye sordum sakince bir şeyler ters gitmişti yüreğimi korku kaplamıştı " zaman çoktan geldi" dedi uzun zaman sonra elini tuttum en son 6 ay önce tutmuştum bu eli tenlerimiz tekrar temas etmişti aklımda ilk elerimizin buluştuğu an geldi gülümsedim oda hatırlamış olacakki oda gülümsedi baş parmağıyla elimin üstünü okşadı "Ne oldu?" Diye sordum gözlerinin içine baktım gözlerinde acı ve hüzün vardı "Annem ve babam " dedi hayır lütfen lütfen düşündüğüm şey olmasın " ne oldu?" Dedim bir kez daha "annem öldü ve bunu babam yapmış" dedi şok geçirdim kan beynime sıçradı bunu beklemiyordum " ve babam en başından beri karşımızdaymış " dedi o an her türlü duyguyu hissettim. "Ve" dedi devamını getiremedi ama ben tahmin etmiştim"annem ve babamı o öldürmüş değil mi?" Diye sordum sakin dim ama ölüyordum can çekişiyordum içimdeki yangın cehennem ateşinden bir parçaydı "evet" dedi canının yandığını biliyordum kalbime bıçak saplanıyor du ona sarıldım sarılışıma hemen karşılık verdi ikimizin de gözleri dolmuştu geri çekildi ikimizde sessizce ağlıyorduk sessiz dik ama bu sessizlik felaket ve ölümün savaşın çağırısıydı " sana söz yerde kan bırakmıyacağım afetim" "sana söz" dedim " savaş artık başladı ver bir daha ayrılmayacağız" dedim alnını alnıma yasladı gözlerimizi kapattık "geri dönüyoruz" dedi ve devam etti " yemin olsun taş üstünde taş bırakmıyacağım" dedi artık savaş başlamıştı ve şuan sessiz dik belki ama ikimizin de içinde bir fırtına vardı ve gözlerimiz den akan yaşlar ve ihanetin acısı ben ihaneti affetmez dim şuan ki sessizliğim ölüm demekti biz başlangıçtan beri bir çok şey olmuştuk biz başta hem iki yabancı idik hemde iki vâris tik hem iki öğrenci hemde nişanlı'ydık biz iki lider dik biz iki sırdaş tık biz iki dosttuk biz iki sevgili idik ve biz bir kral ve kraliçeydik biz iki eştik ve şimdi ise düşmanlarımızın en büyük korkusu olacaktık bu saat bu yeni başlayan günün güneşi artık bizim güneşimiz di
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kraliçe felaket Devri
Teen FictionBen Maria afet slytherin Slytherin ve sır katili timinin varisi Çocukluktan beri belli yaşam tarzı ve sırlarla Büyüdüm çocuktum omuzlarıma yüklendim çocuktum Onların kaldıramadığı yükleri ben yüklenmiştim 20 yaş 20 yıl... 20 yıl boyunca birbirimiz...