———
Kuzey"Teo pas!" Diye bağırdım filenin diğer tarafına geçip. Top Teo'dan bana pas olarak gelince de smacı basarak oyunu bitirdim.
Teo, "Kolaydı ez çerez mayonez." Diyip sırıtarak Kerem'e gönderme yaptığında karşı takımdaki kerem sinirle gözlerini büyütüp Teo'ya atıldı.
Mahallenin aşağısında buldukları voleybol filesini gelip bahçenin uygun bir köşesine kurmuşlardı ve sabahtan beri oynuyorduk. Karan'da bizim hakemliğimizi yapıyordu.
Dün gece odamda oluşan garip ortamdan sonra sabaha konuşmamız biraz zor olmuştu ama tekrar normale dönmüştük.
Masanın üzerindeki havluyla alnımı silerken Karan'ın yanına oturdum. "Geberdim yorgunluktan. İyileştiğinde kesinlikle bir el maç atıyoruz." Diyip kolunu dürttüğümde gülerek kafasını salladı.
"Atarız tabii-" dediği sırada bir anda düşen yüzü ve sessizleşen ortam ile kaşlarım çattım. Teo'yu dövmek üzere olan Kerem bile dönmüş arkama bakıyordu.
Yavaş yavaş kafamı çevirdiğimde gördüğüm ebeveynlerimiz ile gözlerim kocaman oldu. "Hassiktir ya." Diye mırıldanan Teo Kerem'in yakasını bırakıp üzerini düzeltti. Karan ve ben hızlıca ayağa kalkıp ailelerimizin yanına ilerledik.
"Baba ben açıklayabilirim." Diyerek söze girmeye çalıştım fakat Asya arkamdan gelip benim yerime konuştu. "Merhaba Demir abi, böyle ani bir şekilde burada olduğumuzu öğrenmenizi istemezdik fakat öyle oldu, kusura bakmayın." Dediğinde babam bir bana bir de Karan'a baktı.
Halil abi ise buradaki insanların kim olduğunu ve bahçesinin ortasında neden bir voleybol filesi olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Kuzey bizi arayıp Karan'ın kendini daha iyi hissetmesi için, evin kalabalık olmasının daha iyi olacağını söyleyince, bizde eşyalarımızı toparlayıp geldik. Aslında yarın dönüyorduk ve size gözükmeyecektik. Fakat sanırım işiniz erken bitti." Diye söze giren Doğa, biraz olsun yalanla ortalığı toparladı.
Etraf sessizken, ve babamlar konuşmazken, Melis abla olaya girişip, "Ay ne iyi yaptınız da geldiniz. İyi niyetinizi yerim ben sizin. Oturun lütfen." Diyip bahçe takımını işaret ettiğine Halil abi ve babam aynı anda ona döndüler. Ama Melis abla onları umursamadan herkesi koltuklara oturttu.
En son ayakta ben ve Karan kaldığında yanımıza gelip önce bana sarıldı, "Sana ne kadar teşekkür etsem az." Dedi ve saçlarımı okşadı. Çok şefkatli bir kadındı Melis abla. "Ne demek, hem biz oldukça iyi anlaştık Karanla." Dediğimde Karan da kafasını salladı.
"Evet anne, daha iyiyim." Dedi ve annesine sarıldı. "Çok sevindim, gözümü arkada bırakmadınız." Biz konuşurken Halil abi boğazını temizleyerek bizi de masaya çağırdığını belirtti.
Hepimiz büyük masanın etrafında toplandığımızda babam delici bakışları ile bana bakıyordu. "Ankara'da kurtulamıyorduk, buraya da geldiler." Diye mırıldanan babama ithafen Teo, "Niye öyle diyorsun Demir abi ya, kalbimi kırdın." Dediğinde gülüşümü tutmak için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Hala kalbimi kırdın diyor ya, ulan çocuk hasta diye seni başına bırakıyorum, sende arkadaşlarını çağırıp oyun oynuyorsun!" Diye bağırdığında kaşlarımı çattım.
"Arkadaşlarım Karan'ın da arkadaşları. Ona moral olmaları için getirdim. Ayrıca Karan'ın daha iyi olduğu belli oluyor baba, dikkatli bakarsan." Diyerek laf çarptırdığımda annem bir kaç saniye Karan'a baktı.
"Tamam oğlum, iyi yapmışsın da keşke bir haber verseydin." Dediğinde ona dönüp, "Haklısın, özür dilerim." Dedim. Babama inat anneme ekstra kibar, ona ekstra gıcık davranıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY GÜZELİ-BXB|Yarı Texting|
Fiksi RemajaÖlene dek sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden Eşcinsel bir kurgudur. Childhood friends to strangers to lovers 🥂