Gözlerini hastanede açmıştı. Ama burası daha modern, iyi ve gelişmiş bir hastane odası idi. Ne şehirlerindeki berbat hastane gibiydi, ne de hemşire olan komşuları Bayan Clara'nın evi değildi burası...
Etrafına bakındı, saat 19.45 idi. Güneş çoktan batmış, şehrin ışıklarını odanın camından görebiliyordu az çok. Telefonuna sarıldı hemen, ekranı çatlamıştı, bunu yeni fark etti. Hemen baktı durumuna, sadece koruması hasar almıştı. Büyük bir rahatlama duygusu ile telefonunu açtı. Her zamanki gibi gelen mesajlar:
Proje Grubu - Okunmamış 43 mesaj
Sınıf Grubu - Okunmamış 127 mesajVe şaşırtıcı şekilde, arkadaşı olan Ryan mesaj atmıştı ona. Am son olanlardan sonra ne onun yüzünü görmeyi, ne de mesajı okumayı istemiyordu.
Ayağı kalkmaya çalıştı, ama olmadı. Tekrar denedi, denedi... En sonunda serum askısına tutunarak yürümeyi başardı. Aynada baktı kendine ilk, normalde hiç ayna karşısına geçen birisi değildir kendisi. Kendisine bir baktı: Uykusuz, kan çanağına dönmüş gözler, mosmor olan göz altları...
??? - UYANMIŞSIN!
Muffin bu sesi direkt hatırladı, hemen kapı tarafına baktı, evet oydu, Noir idi
Noir - Seni sapasağlam görmek iyi geldi, o neydi öyle her geldiğimde ölü gibiydin
Muffin - Sen nasıl buraya geldin, ben nerdeyim, ne oldu bana...
Muffin aklındaki binbir türlü soru için cevap arıyordu ve bu cevapların Noir'de olmasını umuyordu
Noir- Yani gerçekten, bir şey hatırlamıyor musun? O geceyi, olan biteni...
Muffin - Ne oldu ki?
Noir - ...
Noir gerçekten söylemek istemiyordu. Çünkü söylese tekrardan Muffin'in bir şeyler yapabileceği, en kötü ağlayacağını biliyordu.
Noir - Boşver... Sonra anlatırım sana, hele kendine bir gel, öyle konuşuruz.
Noir cam kenarına geçmiş, sigarasını içiyodu. Muffin ile hasta yatağına öylece oturmuş duruyordu. Sonra telefonuna bir mesaj geldi. Tekrar Ryan idi... Ama cevaplamak istemiyordu
Noir - Oğlum telefona tecavüz mü ettin bu ekran ne?
Muffin - Merak etme, koruması hasar aldı sadece...
Noir - Bir ton mesaj var, niye okumuyorsun ki? Çoğu okul grubu bid-
Muffin - (Noir'in lafını keser) Noir, sonra okurum...
Evet gerçekten önemli mesajlar olabilirdi, kendisi şehrin en iyi okulunda okuyordu, Noir'in endişesine hak veriyordu ama havasında değildi.
Saat 21'e iyice yaklaşmıştı. Yavaş yavaş ziyaretçiler gitmeye başlamıştı. O saat gelene kadar Noir, Muffin'e kendine getirmesi için binbir çeşit konu açtı ama Muffin oralı bile olmadı. Artık gitme saati gelince Noir ayağa kalktı, ve Muffin'e baktı:
"Bak dua et, şu haldesin diye bir şey yapamıyorum, yarın seni mutlu görücem yoksa 3 gün daha bu hastanede kalıcaksın"
Muffin - Sahi, hastane demişken, niye beni şehir merkezindeki hastaneye getirdiler?
Noir dilini yutmuştu. Sessizlik odaya tekrar hakim olmuştu. Noir acele ile vedalaşıp odadan çıktı. Muffin buna bir türlü anlam veremiyordu...
Niye bir şey söylemeden gitti ki?
...
Saat neredeyse gece 2 olmuştu. Halen aklında binbir türlü soru varken Muffin uyumayı düşünmemişti. Cevap arıyordu: Gazetelere baktı, bilgi çıkmadı. İnternetten yerel haberlere bakmaya çalıştı, interneti yoktu... Ortada öylece kalmıştı. Artık ne yapıp edip yarın Noir'den gerçekleri duyacaktı...
Sabah 10 gibi Noir çantası ile geldi
Noir - Madem sohbet etmek istemiyorsun, o zaman seni neşelendireceğim!
Çantasından bir sürü şey çıktı: Çizgi romanlar, mangalar, Muffin'in Nintendo DS3'ü ve üzerinde çalıştığı kitabı getirdi. Artık ne yapıp edip eski Muffin'i getirmek için tüm kartlarını tek bir elde harcıyacaktı Noir. Kumarbazın teki olduğu için pek takmıyordu böyle riskli işleri
Muffin - Noir, şu anlatacağın şey, hani ben niye burdayım, neden bir şey hatırlamıyorum, artık sence de konuşma vakti gelmedi mi? Hem artık toparladım gibi...
Noir durdu, buna hazır değildi. Tamam gerçekleri duymak en doğal hakkı idi ama Muffin'in buna hazır olup olmadığına emin değildi...
Noir derin bir nefes aldı, ve sonra anlatmaya başladı:
Aslında sen 2-3 gündür buradasın. Yani bir şey hatırlamaman bana şahsen garip geldi, bir yaralanman yok, bir şeyin yok. O gün attığın mesajlar bile var, ulan seni teselli edeyim diye 10KM yol katettim ben ibne!
*Nefes alıp sakinliğini tekrar kazandı*
Yani attığın mesajlara göre konuşacağım, şu okulunuzdaki bahar etkinliği, onun için sahil tarafına gitmiştiniz sınıfın ile. Neyse tabii en iyi arkadaşın olduğum için bana durumu anlattın, tabi sonra bana ağladığın ve arkadaşlarına sövdüğün bir ses kaydı attın. Sonrasında hastaneye kaldırıldığın haberi geldi. Yani olaylar böyle...
Muffin suskundu. Bir şey demiyordu. Sadece Noir'i dinliyor idi.
Noir - İnan bana, hazır olduğunda sana söyleyecektim, neden senden bunu saklayım ki, değil mi?
Muffin halen suskundu. Sadece yere bakıyor ve Noir'i dinliyor idi.
Noir sonrasında hazırlanıp erkenden gitti, onu yalnız bırakması gerekiyordu, aklında sorular vardı ama Noir sadece ona buz dağının görülen kısmını anlatmıştı...
O gece gerçekten bana ne olmuştu?
Ertesi gün hastaneden taburcu oldu, ne zamandır dışarı çıkmıyordu. Bulutlu bir günde merkez hastaneden ayrılıp otobüs durağına kadar gitti, gördüğü ilk otobüse bindi, ve dairesine doğru gitti.
Apartman dairesine gelince kapıyı açtı, Pastel onu orada bekliyor idi, tabii hayvancağız onu kaç gündür bekliyordu. Hemen kedi kumunu, mamasını ve suyunu tazeledi. Odasına gitti, eşyalarını bıraktıktan sonra duşa girdi. Duştan sonra üstünü giyindi, ve her zamanki gibi bilgisayarının başına oturdu. Discord'da onu bekleyen 47 DM, serverlardan gelen 60 küsür bildirim vardı. Ama hiçbirini okumadı. FL Studio'u açtı. Ve komisyon çalışmalarını bitirmeye başladı (zaten birinin teslim tarihi az kaldı).
...
Saat 12'e doğru yaklaşıyordu. 5-6 saattir bilgisayar başında idi. Ama komisyon çalışmaları bitirme mutluluğu ile yatağına uzandı, telefonunu aldı. Tarihe baktı: 24 Nisan. Yarın çok sevdiği, beraber çalışma yaptığı arkadaşı onu ziyarete gelicek idi. Bir şey çaktırmamaya dikkat edicekti o kadar. Işığı kapattı, telefonu şarja taktım ve yatağının içine girdi. Ve tavana bakıp şunları söyledi
"Yarın başka bir gün"...