1

11 1 0
                                    


"Semih,bu notlarının hali ne! Bizi hayal kırıklığına uğratmaya devam mı edeceksin gerçekten? Bir abine bak bir de kendine,artık şu aklını başına al ve adam gibi derslerine çalış. Bizi utandirmaktan başka birşey yaptığın yok!"

Semih kafasını yere eğmiş parmakları ile uğraşıyordu. Yine bir sınav,yine kötü sonuçlar ve kötü sonuçların ardından gelen azarlama. Bu durum genç için bir rutin haline gelmişti,küçükluğünden beri bu durum ile karşı karşıyaydı. Ailesi hırslı bir kişiliğe sahipti,her daim bir yarış içindeydiler. Ama yarıştırdıkları kişi sadece küçük çocukları olan Semih'ti. Aslında gayet başarılı ve geleceği parlak bir gençti Semih Kılıçsoy. Zekiydi,kendiside bu durumun farkındaydı. Lakin ortaokula geçtikten sonra ailesi onu zor bir yarışın içine sürüklemişlerdi. Onları tatmin edecek tek şey mükemmel notlar ve bu mükemmel notların ardından gelen birincilikti. O zamanlar Semih'te hırslı bir çocuktu. Ders çalışmak için uyumadığı günler vardı ortaokul zamanlarında. Fakat bir sure sonra bu işin fazla olduğunu fark etmeye başlamıştı. Kendini bir yarış atı gibi hissediyordu. Aileside kendisi üzerinden para oynayan bahiscilerdendi. Semih büyüdükce ailesinin başarı istekleri fazlalaşmıştı. Liseye gecınce aldığı ilk 70 notu ile ailesinin karşısına dikildiğinde onu evden atmadıkları kalmıştı. Semih'e göre bu not gayet iyiydi sınıfın en yüksek notuydu. Ama ailesine göre durum tam tersiydi. Annesi bu notunu görduğünde baygınlık geçirmişti ona göre oğlu en iyisi olmalıydı kendisi gibi. Ama annesi kocasının parasını yemekten başka birşey yapamayan aciz bir kadındı Semih'in gözünde. Babası da büyükbabasından kalan serveti ve şirketleri yöneten baba parası yiyen rezil bir adamdı. Abisi de babasının peşinden ayrılmayan ailenin gözdesi,mükemmel,kusursuz biriydi. Peki kendisi? Semih kendisi hakkında bir yorum yapamıyordu,bu aileye uygun biri miydi? Hayır. Peki bu ailede yeri var mıydı? O da hayır. Peki onun yeri neresiydi? Uzun süredir cevaplamaya çalıştığı bir soruydu bu. Geceleri uyumak yerine bu soruyu düşünüyordu,yeri belirsiz bir genç. Bir yapbozun farklı bir yapbozdan gelen bir parçaydı o. Bu aileye ait olmadığının farkındaydı,bunu anlayabiliyordu. Ama kendi yerinide çözemiyordu. Bedeni buraya aitti,peki ya ruhu? Semih kendi kafasında isteği aile modelini ve istediği herşeyi kafasında planlamıştı. Gece kafasını yastığına koyduktan sonra onları düşünüp duruyordu ve bunları düşünmekten uyuyamıyordu.

"Bir daha böyle notlar aldığını görürsem senin için hiç iyi olmaz Semih Kılıçsoy. Duydun mu beni! Ailemizin adını karalamayı bırak artık! Şimdi derhal odana,gözüme gözükme!"

Semih yavaş adımarla başını yerden kaldırmadan üst kattaki odasına doğru ilerledi,kapıyı kapattı ve yatağına uzandı. Uzun süredir akmaması için uğraştığı gözyaşlarını serbest bıraktı.. Yorgundu,hem fiziken hem de ruhen çok yorgundu genç. Telefonunu aldı ve yakın arkadaşlarını aramayı düşündü tam arayacaktı ki kapının açılma sesini duydu. Kafasını yastığından kaldırıp gelen kişiye baktı,içeri giren ailenin kusursuz çocugu olan abisi Cenk'ti. Gülerek ellerini göğüsünde birleştirdi ve kardeşine baktı

"Babam seni yine haşlamış,bakayım yüzüne yine ağlamışsın telefonunda elinde. Noldu yine kendin gibi ibne olan arkadaşlarını mı arıyacaksın?"

Cenk biliyordu,Semih'in erkeklerden hoşlandığını biliyordu. Bu çok büyük bir kozdu onun için. Babası böyle birşey olduğunu duysa Semih'i öldürebilirdi. Ama Cenk bunu babasına söylemiyordu. Belki de o kadar da cani değildir diye düşünüyordu Semih

"Cevap yok. Demek ki doğru tahmin etmişim. Zaten siz ibnelerin birbirinizden başka kimseniz yok. Yaşamayı hak etmiyorsunuz"

Diyerek kapıyı çarparak çıkmıştı Cenk. Semih Cenk'in bu söyledikleri ile yakın arkadaşı Arda'yı aramaktan vazgecti. Normalde ne olursa olsun herseyi Arda'ya anlatırdı,ama abisinin bu söyledikleri canını sıkmıştı. Telefonunu yatağının yanindaki komodinin ustune koydu. Kafasını tekrardan yastığını uzerine koydu ve düşuncelerinin arasinda uyuya kaldi.

👥️

Semih saçlarında gezinen eller yüzünden uyandı,yatağının yanında bir ağırlık vardı. Yatağında birisi oturuyordu. Kemikli parmaklar saçlarında dolaşmaya devam ediyordu. Yavaşca gözlerini acmaya calıstı. Birisi vardı. Tanımadigi birisi saclarini oksuyordu. Arkadan vuran güneş yüzünden tam yüzünü göremiyordu. Ani telaşla hızlıcs yatağında kalktı,uyku sersemi bir halde ayağa kalktigi icin az kalsin düşüyordu. Yatağında uzun boylu,sarı kıvırcık saçli bir adam ona gülümseyerek bakıyordu

"Üzgünüm,amacım seni korkutmak değildi. Otursana"

Dedi ve eliyle yatağı gösterdi. Semih hâlâ şaşkındı. Mavi gözlerini adama kitlemiş pür dikkat ona bakıyordu,yutkundu

"Sen kimsin?"

"Ben Barış,Barış Alper"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: 18 hours ago ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Dream|semih kılıçsoy & barış a. yılmazWhere stories live. Discover now