1

2 1 0
                                    

"Varolmuş bir gelecek buldum bize sevgilim, orada bizi bekliyorlar. Çabuk ol ve yanıma gel, sensiz geçirdiğim her an benim her gün ölüme bir adım yaklaşmam gibi, kokunu, sesini unuttum sevgilim. Neden beni bırakıp gittin, böyle bir dünya da bir başıma. Kolay mı geldi beni bırakıp gitmek, ya da bencilce davranmak. Odamda ki kıyafetlerin hepsi eskiden senin gibi, lavanta kokardı artık bir tek izin yok. Ben bilirdim senin kokunu odama sıkmayı, ama odayı kokunla dolduran sen olmadıktan sonra ne anlamı var, benim varolmuş geleceğim de kaybolan bir geçmişsin sen."

Hava yağmurluydu, karamsar insanların seveceği türden bir hava hakimdi. Yağmur yağıyor, gök gürüldüyordu. Bütün öğrenciler sınıflarındaydı, derslerini bu havaya rağmen işliyorlardı. Tabii beden dersi olanlar bu durumdan şikayetçilerdi. Bir çok derste boştu. Bunlardan birisi de 11-D'nin dersiydi, bütün öğrenciler sınıfta fısıldaşarak konuşuyorlardı, bazıları uyuyor, bazıları ise ilgi alanlarıyla uğraşıyorlardı. Çınar ise her zamanki gibi Oğuz Hocasının yanındaydı.

"Çınarcığım, gerçekten kendini çok geliştirmişsin. Seninle gurur duyuyorum, böyle olmaya devam et."

Çınar'ın Oğuz Hocası, yavaşça Çınar'a eğildi ve onun dalgalı kızıl saçlarına minik bir buse bıraktı.

"Gerçekten iyi miydi hocam?" Çınar masum bakışlarıyla Oğuz Hocasına bakıyordu, Oğuz ise Çınar'ın okyanus mavisi bakışlarının içine düşmüştü. "Tabii, sen yaparsın da güzel olmaz mı bebeğim."

Çınar Oğuz Hocasının ona 'bebeğim' demesine hafifçe kızarır sonra ise bakışlarını Oğuz Hocasından yavaşça çeker ve başını yere eğer. "Bana bak Çınar, sadece bana."

Oğuz hafifçe Çınar'ın arkasından belini tutar ve kendine doğru çeker. Çınar'ın boynuna gömülür ve Çınar'ın kokusunu içine doğru çeker. Oğuz, Çınar'ın papatya kokusu yüzünden mayışmıştı. "Çok, çok güzelsin."

Çınar Oğuz'un hareketleri karşısında rahatlamış ve ve kendini rahat bırakmıştı, Oğuz Çınar'ın belini yavaşça okşar, "Her bir zerren beni etkiliyor Çınar'ım."

"Hocam, bir gören olucak."

"Görsünler, görsünler de kıskansınlar."

"Hocam, sizin işiniz gider. Benimse ailem. Ailemi biliyorsunuz..."

Oğuz gözlerini devirdi ve Çınar'ı kucağına oturttu. "Öyle bir şey olmayacak," Oğuz Çınar'ın gözlerinin derinlerine bakarak konuşur, "Kimse bu gizli kaçamağı bilmeyecek. Anladın mı?"

Çınar hafifçe başını sallamakla yetinmişti. Oğuz hocasının kucağında kendi yüklerini hafifletmeye çalışmıştı.

-
Çınar ve Oğuz, Çınar 9. Sınıfta iken tanışmışlardı. Çınar, bu okula diğer okulunda zorbalık gördüğü için nakil olan bir öğrenciydi. Çınar'ın diğer okulunda zorbalık görmesinin tek sebebi sadece "Eşcinsel" olmasıydı. Öğretmenler arasında konuşulmaya başlamıştı bu olay. O gün bir öğretmen Oğuz'un yanına gelip konuşmaya başlamıştı. Bu öğretmenin adı Esra'ydı.

Esra Hoca, Oğuz Hoca'nın yanına oturmuş ve Oğuz Hoca'nın iş yapış şekline bakıyordur.

"Oğuz Hocam, duydunuz mu? Sizin sınıfınıza nakil olan öğrencinin neden nakil olduğunu biliyorsunuzdur. Zorbalık. Peki neden bu çocuk zorbalığa uğruyormuş biliyor musunuz?"

"Bilmiyorum Esra Hocam beni rahatsız etmezseniz sevinirim. İşim var ve işimi yapıyorum şuan. Sizde de iki çift insan gözü olduğu için bunu algılamak bu kadar zor olmamalı."

"O çocuk 'Eşcinsel'."

"Olabilir hocam, bu gayet normal bir durum. Herkesin yönelimi kendine. Sonuçta o çocuğun hayatı sizin hayatınız değil, o çocuğun hayatı."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

En Parlak Yıldız || BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin