Selam,güzel okurlarım biz 11k olduk hepinize çok teşekkür ederim💞 bir süredir bölümü yayınlayamamıştım panomda da belirttiğim üzere,bunula birlikte... wattpad'e yasak getirildi bildiğimiz üzere maalesef.
Ben burdan 15. bölümü atacağım.
Şu anlık bir şey diyemiyorum.Duruma göre bakarız diğer bölümlere.Özgürce yazıp,okuyabilmemiz dileğiyle...
✍🏻İyi okumalar💐♾️
~BÖLÜM ŞARKISI~
Nesrin SİPAHİ~YILDIZLARIN ALTINDA
AŞKIN NUR YENGİ-AY İNANMIYORUM
14/11/2004
Köyde sedirde oturan babasının kucağında oturuyordu Defne.Seyit KIRAÇ'ın kolunun altında ise Abisi uyukluyordu.Sabah köydeki çocuklarla su savaşı yapmaktan hali kalmamış sonrasında da herkesle bayramlaştığındandı buu yorghdydrunluğun sebebi.Yanan sobadan çıtırtılar gelmesiyle ellerini çırpıyordu.Sobanın üzerindeki kestaneler Defneye göre pişmek bilmiyordu.Bayramın birinci günüydü bu gün,Bütün gün her eve gele'nin bacağına yapışmış;
Bayram pu güüün!diyerek kahakaha atıp sarılıyordu.Babaannesinin köyüne ziyarete gelmişlerdi.Herkesle ziyaret ederken gün bitmiş akşam olmuştu.
Sedirin arkasındaki tahta çerçeveli pencereyi açtı Defne,yıldızları elini yanağına koyup seyre daldı.
Ba-baa dilek dileyim mi?,diyerek neşeli neşeli şakıdı,bilmiş bilmiş babası Seyit'e dönüp "dilek dilersek gerçekleşir."
Seyit kızının yanına gülerek geldi.
"Yıldız kayarsa dilek tutulur güzelliğim."
Defne kolunu göğsünde bağlayıp "Ama kaymiyo ki ba-ba"
"Ne dileyecekmişsin bakalım,babam.
Söyle bakalım ceylan gözlü kızım."
"Annem bazı geceleri sen yokken ağlıyoğ,ağlamasın annem.Sana bişey olmasın."Seyit' yutkunup kızının son dediğini es geçti,ne diyeceğini bilemedi."olur mu öyle şey,sen yanlış görmüşsündür?"
"Yoo bazen rüyasında adını sayıklayıp korkarak uyanıyo"
Kızı'na sarılıp eliyle saçını okşadı.
Askerdi.Bugün vardı,yarın yoktu belkide.
"Gel bakalım yıldızları sayalım seninle"
"Tamam!"diyerek şakıyıp güldü babasına
çoktu yıldızlar,sayamayacakları kadar.
Defne işaret parmağıyla bir yıldızı gösterip;
"Ba-baa şu yıldıza bak parıl parıl parıldıyoğ!"
Seyit gülerek"nasıl parıldıyor,bir daha de bakayım ceylan gözlüm."dedi küçük kızının yanağından makas alarak,
"Parıl!parıl,Parıl,parıl!"diye cırladı Defne.
Üç aylık görevden iki gün önce dönmüş bayramda ise Seyit'in annesinin yanına ziyarete gelmişlerdi.Defne ellerini çırpıp "ba-baaa ne zaman pisecek kestaneleğ" 'r'yi pek söyleyemiyordu küçük kızı,onun bu haline gülümsemeden edemedi.
"Babam...pişti pişecek sabret güzelliğim."
Seyit güzel kızının başına öpücükler kondurdu.Diğer tarafını dönüp uyuyan oğluna da aynı şekilde.
Müstakildi bu ev odanın tahta kapısının açılmasıyla elinde çaydanlıkla gelen güzel karısını gördü.Hilal.
Lal'i gelmişti.
Yanlarındaki soba'nın üstüne çaydanlığı koyan Lal'ini herzaman ki gibi hayranlıkla izledi.
Seyit alayla;
"Senin bu kızın iki dakika sabretmiyor be Lal'im,karnında yedi ay mı kaldı yoksa hatun?"
Hilal kızına dönüp Seyit'i kaşlarıyla gösterip yalancıktan kaşlarını çattı.
"Ne diyor kızım senin bu baban,söyle o babana dokuz ayı tamamladık biz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerim
RandomHayali öğretmenlik olan Defne sonunda bu hayalini gerçekleştirmek üzere,tayininin çıkmasıyla Hakkari -Yüksekovaya gelir. Yüzbaşı Yağız, albayın verdiği görevle Defneyi almak için hava limanına gider. Onlar için pekte güzel bir tanışma olmamıştır. Ba...