(Karakol)
Rose ve ailesi, Elis'in ölümünden sonra derhal polisi çağırır ve gelen polisler hepsini karakola götürerek evde incelemeye başlar.
Rose, Polis Bay Albert ile sorgu odasına girerler.
R: Bir sabah Mia uyanamadı. Onu bulabildiğimiz en iyi doktorlara götürdük ama hiçbiri ne olduğunu anlamadı. Sonra onu alıp eve götürdük, o sırada hala komadaydı.
A: Evet, dinliyorum.
R: Daha sonra evde garip şeyler olmaya başladı, anlaşılmaz şeyler. Çok korktum ve taşındık ama geçmedi.
A: Siz bunun bir çeşit doğaüstü olay olduğunu mu düşünüyorsunuz?
R: Evet, inandım, daha doğrusu zorunda kaldım.
A: Peki, bu söz ettiğiniz hizmetten ne zaman yararlanmaya başladınız?
R: Başka bir çözüm yolu kalmayınca.
A: İfadenize göre Bayan Brown dün akşam saat 9 sularında Elis kocanızı bir hipnoz haline sokmuş.
R: Evet.
A: Bunu bir ritüel şeklinde yapmış. Bilinç altını başka bir boyuta geçirmek için doğru mu?
R: Evet, doğru.
A: Buna gerçekten inandınız mı?
R: Tabii ki de. Her ne yaptıysa işe yaradı. Mia uyandı.
A: Peki, kızınız uyandıktan sonra ne oldu?
(8 saat önce, EV)
Rose salona geldiğinde koltukta Elis'in cansız bedenini bulur ve çok şaşırır. Ama Joshua ortada yoktur, panikle bir el feneri alarak onu aramaya başlar ama hiçbir yerde bulamaz. Salona geri geldiğinde yerde kuran kamerayı görür. Eline alıp baktığında fotoğrafta Joshua'nın eski fotoğraflarında duran yaşlı kara gelini görür ve şok olur. O sırada arkasında Joshua gelir.
J: Rose, ben buradayım, hayatım.
R: Ha, aman tanrım.
J: Ne oldu, neden korktun?
T: Rose?
M: Anne, iyi misin?
Joshua Elis'in cansız bedenini görür.
J: Aman tanrım. Elis? Hayır, hayır, hayır, hayır.. Elis?
T: Aman tanrım.
M: Elis teyze, ölmüş mü?
J: Anne, Mia'yı götür buradan hemen.
T: Tamam.
J: Ambulansı da ara.
Rose Joshua'nın tepkilerini şaşkınlıkla izler.
J: Ne? Bana neden öyle bakıyorsun?
R: Bilmiyorum.
J: Bunu benim yaptığımı mı düşünüyorsun?
(Karakol)
A: Ona inandınız mı?
R: O benim kocam.
A: Ben bunu sormadım.
R: Evet, inandım. Benim kocam kimseyi öldürmez.
A: Peki, bu fotoğraf?
Polis Albert, Elis'in son çektiği fotoğraftaki kara gelini Rose'a uzatır.
A: Elis bunu ölmeden hemen önce çekmiş.
R: Yani?
A: Bu kadını tanıyor musunuz?
R: Hayır, dediğim gibi o zaman evde çok garip şeyler oldu. Bir ton hayalet gördüm.
A: Yani bu bir hayalet mi? Bakın, ben hayaletlere inanmam. Ben suçlularla ilgilenirim.
R: Beni anlamıyorsunuz.
A: Sizi anlıyorum, zor zamanlar geçirdiniz fakat bu bana inandırıcı gelmiyor. Elis'in boynunda insan eli ile yapılmış izler vardı. Adli tıp birimi izleri kocanız ile eşleştirirse size haber veririm.
R: Peki, memur bey. Gidebilir miyim?
A: Tabii, sorgu bu kadardı, iyi günler.
R: İyi günler.
Rose, sorgu bittikten sonra sorgu odasından ayrılarak evin yolunu tutar.
