Ofiste oturmuş patronun gelmesini bekliyordum.Bir insan bu kadar bekletilir mi ya?Tamam sen patron olabilirsin ama sonuç olarak hepimiz insanız.
Yaklaşık yarım saat bekledikten sonra kapının açılma sesini duydum.İçeri sarı saçlı,ela gözlü ve uzun boylu bir adam girdi.
Gözünü birkaç saniye bende gezdirdi.Dur bir dakika beni süzüyor muydu şuan?
Hemen kendini toplayıp"Beklettiğim için çok özür dilerim."dedi mahçup bir şekilde.
"Sorun değil,çok beklemedim zaten."Aynen Gamze hiç beklemedin hatta.
"O zaman görüşmeye başlayalım mı?"dedi sırıtarak.
"Tabii ki"dedim gülümseyerek.
Birkaç dakika konuştuktan sonra maalesef işler istediğim gibi gitmedi.
"Yani yeterli deneyiminiz yok maalesef.Biz daha deneyimli birini arıyoruz."dedi üzgün bir şekilde.
"Anlıyorum"dedim umutsuz bir şekilde.Yine her zamanki gibi iş konusunda başarısız olmuştum.Artık alışmış olmam lazımdı ama içimdeki üzüntüyü durduramıyordum.
"Tekrardan özür dilerim sizin gibi birini işe alamadığım için."dedi bana bakarak.
"Önemli değil,Tanıştığımıza memnun oldum..."
"Ufuk"dedi kafasını sallayarak.
"Ufuk Bey"dedim gülümseyerek.
"Bende tanıştığımıza memnun oldum Gamze.Eğer bir ihtiyacın falan olursa kartım sende."dedi bana mutlu bir şekilde.
"Teşekkür ederim Ufuk Bey.Umarım tekrar görüşürüz."dedim.Neden böyle bir şey dediğim hakkında hiçbir fikrim yok.
"Mutlaka görüşücez."dedi bana gülümseyerek.Adam gerçekten benden hoşlanmış olabilir mi!
Başarısız iş görüşmesinin ardından kendimi bir kafede otururken buldum.Hemen Melis'i aradım.
"Melis gelebilir misin?Galiba şuan sana gerçekten çok ihtiyacım var."dedim üzüntülü bir sesle.
"Hayatım hemen geliyor.Nerdesin sen?"dedi endişelenerek.
Melis'e konum attıktan sonra beklemeye başladım.Birkaç dakika bekledikten sonra Melis kafeye gelebildi.
Onu gördüğüm gibi hemen sarılıp"Yine alamadım işi"dedim aşırı üzgün bir sesle.
Beni iyice sarıp sarmalayıp"Aşkım sen kendini niye üzüyorsun bu kadar.Tamam olmadıysa olmadı sana iş mi yok sanki."diyip beni sandalyeye oturttu.
"Galiba bana gerçekten iş yok.Ne olucak benim bu halim ya."dedim ağlamaya başlayarak.
"Kızım kendine gel ya.Sanki kimsen yokmuş gibi davranma.Ben varım senin yanında bir kere."dedi gururlu konuşma yapar gibi.
"Ne yani senden mi para alıyım diyorsun Melis.Ben bu konuşmadan bunu anladım."dedim alınarak.
"Ya aşkım ben öyle bir şey demiyorum.Sadece zorda kalacak bir durum yok diyorum sana."dedi sırtımı sıvazlarken.
Resmen Ailem ve Melis olmasa beş parasızın tekiydim.Artık bir şeyler yapmam gerekiyor.Daha ne kadar ailemle Melis'e yük olucam.
Melis eliyle göz yaşlarımı silerken"Hem bak sana güzel bir haberim var."dedi gülümseyerek.
"Neymiş o güzel haber"dedim hala kendimi toparlayamamışken."
"Yarın erkek arkadaşımla tanıştırıcam seni."dedi gülümseyerek.
"Gamze şu 30 yaşındaki adamdan mı bahsediyorsun."dedim alaycı bir şekilde.
"Ya 30 yaşındaysa ne olmuş yani,yaş sadece bir sayıdan ibaret sonuç olarak."dedi kendine güvenen bir şekilde.
"Sen mutluysan bana laf düşmez."dedim gülümseyerek."Ama olurda seni üzerse o zaman nasıl kırıyorum o adamın ağzını gör bak sen."
"Yaa canım arkadaşım benim."diyip kocaman sarıldı bana.
"Neyse ben artık eve dönmeliyim.Çok yoruldum yatıp kafamı dinlendiricem biraz."dedim
"Tamam canım görüşürüz o zaman"deyip vedalaştıktan sonra ayağa kalktım ve Melis'le vedalaştım.
Tam gidecekken kafenin kapısından giren kişiyi gördüğüm an başımdan aşağı kaynar sular döküldü.Bunun burda ne işi vardı.
Melis'te görmüş olucak ki bir anda ayağa fırladı.İkimizde ağzımız açık o kişiye bakıyorduk.
Melis benden önce davrandı"Selim'in Burda ne işi var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Ev Arkadaşı
Ficção Adolescente"Selin...eminim.Mert'e karşı hiçbir his beslemiyorum."dedim yanına geçip.Sanki az önce onu rüyamda görmemişim gibi. "O zaman Mert'in tekrar bana dönmesini sağla."dedi gözlerime bakarken.Onu ne kadar sevmesemde şuan içimde ona karşı bir acıma duygusu...