Elimde fotoğraf makinemle karşımda oturan Jungkook'un dergi fotoğraflarını özenli bir şekilde çekiyordum. Jungkook'un üzerinde kısa bir gömlek ve kısa bir şort vardı. Dergi'nin konseptine uyması içinde Jungkook sırılsıklam bir şekilde karşımda duruyordu. Yanı başımda oturan kıskanç sevgilisi Taehyung'un hoşuna gitmediği o kadar belliydi ki elindeki sıgarasıyla beni yakabiliceğinden korkuyordum. Her ne kadar Jungkook'un fotoğraflarını çekmemi istemese de Jungkook'a bakdıkça daha çok azdığını ve sürekli sırıtmasından çok memnun olduğu belliydi. Bu durum ise Jungkook'un hoşuna gidiyor sürekli pozlarını değiştirip onu daha çok azdırıyordu. Bunlar birbirlerini sevdiklerini gösterirken gelen gürültüyle Jimin'in geldiğini ve yine bir şey kırdığını anlayıp iç çektim. Jimin her geldiğinde bir şey kırılıyordu ve bu yüzdende mola veriyorduk. Gelmesi beni mutlu etmişti aslında çünkü bu ikisinin iğrenç sevgilerine katlanmıyıcaktım. Hem bizden başka ilişkilerini bilen yoktu başkalarının bilmesinede gerek yoktu zaten. Jungkook ünlü bir bl oyuncusuydu dizi partneri ile çok yakıştıran vardı ve skandallar çıkmıştı ama bence çok yakışmıyorlardı hem skandallar çok saçmaydı hemde Taehyung daha çok yakışıyordu . Her ne kadar Jungkook insanların ne dediğini umursamada Taehyung bu durumdan dolayı deliye dönüyordu. Taehyung ise bir şarkıcıydı oda dizi ve filmlerde oynamıştı ama Jungkook'un dizileri kadar izlenmemişti. Bu 4 yıllık ilişkilerini bizden başka bilen yoktu çünkü kime güveniceğimizi yada kimlerin ne tür haber çıkartıp kariyerlerini nasıl bitiriceklerini bilmiyoruz. Jungkook'un dediğine göre sanırım bir kişi daha biliyordu o ise Jungkook'un yakın arkadaşıydı. Bildiğim kadarıyla bir kpop stajyeriydi. Daha önceden arka danscı olmuş fakat bir durum dolayısıyla ayrılmıştı. İsminin ne olduğunu bilmesem de bu çocuğu çok araştırdım sonuçta onun yapıp yapamayacağı ne malum. Bunları bir kenara bırakıp Jimin'in bana uzattığı kahveyi elinden aldım. Ben kahvemi yudumlarken bu ikisi çoktan kaybolmuştu. Tuvaletten gelen sesle anlamıştım ne olduğunu alışmıştım da hep oluyordu çünkü. Önce kahvemden bir yudum aldım daha sonra çektiğim fotoğrafları elemeye başladım. Yanıma oturan Jimin de bana yardım ediyordu.
~
Biz seçerken ikiside çıkmıştı. Jungkook'un boynunda hafif zor fark edilebilecek morluklar vardı hepsini tamamen kapayamamıştı. Fondoteni düzensiz ve hızlı sürdüğü çok belliydi. Dudağındaki hafif ruj dudağının kenarlarına bulaşmıştı ve üstü dağınıktı aynı saçları gibi. Taehyungun ise sadece dudaklarında hafif ruj vardı ve biraz saçları dağılmıştı. Jungkook hemencicik koltuğa oturmuştu büsever Taehyung'u çekicektim. Çekmeden önce Jimin ile seçtiğimiz fotoğrafları Jungkook ve Taehyung'a gösterdim onlarda bizim seçtiklerimizi beğenmişlerdi. Sonra Taehyung yerine geçmiş Jungkook ise onu izliyordu.
~
Çok fazla çekmiştim hem sıkılmış hem yorulmuştum. Ayağı kalktığımda hepsi toplanmaya başlamıştı. Ben evimden bir kaç bir şey aldıktan sonra Jungkook ve Taehyung'un evine gidicektim. Fotoğraf makinemi ve birkaç eşyamı çantama koyduktan sonra stüdyodan çıktım. Merdivenlerden aşağı doğru indim ve kapıya ulaştım. Elimi uzattığıkda yağmurun yağdığını anladım. Her yağmur yağdığında kendimi huzurlu hissediyordum. Yağmurun sesi beni rahat hissettiriyordu. Elimdeki şemsiye mı açtım ve yürümeye başladım. Yağmur damlaları şemsiyeme değdiğinde çıkan o ses çok huzur verici hissettiriyordu. Yürürken üzerinden geçtiğim küçük su birikintileri beni huzurlu hissettiriyordu. Biraz daha ilerlemiştim ve evime gelmiştim. Benim evim stüdyoya yakındı sonuçta kendi stüdyomdu bu yüzden seviyordum. Uzun yollardan nefret ederdim. Evin içine girince anahtarı masanın üzerine koydum. Ayakkabılarıma çıkartıktan sonra masanın altına yerleştirdim. Kapıyı kapatmıştım ve içeri girdim. Koltuğa kendimi atınca rahatlamıştım. Çok yorgun hissediyordum gitmesem mi diye düşündüm ama uzun zamandır da gitmemiştim hem Jungkook'un arkadaşı da gelicekti tanışmış olurum nasıl biri olduğuna bakarım güvenip güvenemiyiceğimize bakarım. Koltuktan kalkıp odama gittim. Dolabımdan rahat kıyafetler aldım. Önce rahatsız edici gömleğimi ve pantalonumu çıkartıp onun yerine rahat kıyafetlerimi giydim. Köpeğimi kontrol ettikten sonra cüzdanımı, telefonumu ve anahtarlarımı alıp evimden çıktım. Otobüs durağına doğru yürüyordum. Yağmur hala yağıyordu ama daha azdı. Durağa yaklaşmıştım. Yoluma devam ederken biraz uzağımda bir otobüs durdu. İçerisindeki bir çocuk önce etrafa sonra bana baktı. Sarı uzun saçları vardı. Boya olduğu çok belli olmuyordu ama yakışmıştı çilli suratına. Gözleri parlıyordu bana bakarken sanki. Dolgun yumuşak görünen dudakları vardı. Ona bakdıkça kendimi daha iyi hissediyordum sanki. Bana o gözleriyle bakdıkça nedense daha iyi hissediyordum kendimi. Bana gülümsemişti o güzel dudaklarıyla. Ben ise ona öylece mal gibi bakıyordum. O kadar güzeldiki gözümü alamıyordum sanki bir meleğe bakıyordum. Kafamı çevirmiştim bir an sonra yoluma devam ettim aklım onda olsada.
~
Jungkook'un evine gelince kapıyı çaldım. Mutlu bir şekilde açtı kapıyı. "Hoş geldin" dedi gülümseyerek . Bende soğuk bir şekilde hoşbuldum diyip içeri girdim. İçeri girdiğimde otobüsün içinde gördüğüm çocuğu koltukta otururken gördüm. Yoksa Jungkook'un en yakın arkadaşı o muydu ?
~
Stüdyoya geldim herkes çalışmaya başlamıştı bile. Bende çantamı bırakıp yanlarına gittim. Çok yorgundum ama yinede çalışıcaktım sonuçta hayalimdeki iş kolay bir şey değil bu yüzden sorun olmazdı. Arkadaşlarım çalışıcağımız yerleri anlatırken bende uygun şarkıyı seçmeye çalışıyordum. Seçtikten sonra yerimi aldım ve çalışmam gereken yerleri arkadaşım bana gösterdi. Kollarım bir sağ bir sola savruluyordu. Dans etmeyi severdim ve bu yüzden de sürekli dans etmek beni kendine çekiyordu. Belkide idol olmayı istemem doğru bir seçimdi.
~
Eşyalarımı toplamıştım çıkmak üzereydim. Üzerimde büyük bir heyecan vardı belki de yarışma yaklaştığı içindir. Ben ve grup arkadaşlarım çok çalışmıştık. Biz 7 kişilik bir erkek grubuyduk. Grubumuzda ben, Jisung, Yeonjun, Beomgyu, Wooyoung, Jungwon ve Sunoo vardı. Arkadaşlarımın hepsini seviyordum. Beomgyu ve Yeonjun'un gereksiz saçma kavgaları. Wooyoung'un hep yeni birine aşık olması. Jisung'un Beomgyuyu her seferinde koruması. Jungwon ve sunoonun sakince bu mallar ne yapıyor dermiş gibi izlemeleri. Grubumuz bu özelliklerden oluşuyordu. Bizlerin kişilik özelliklerinden.
~
Bu gün bir şeyler yemek ve içmek için bir restauranta gidicektik heyecanlıydım. Stüdyodan çıkmıştım gidiceğimiz yere doğru yürüyordum. Restauranta gittikten sonra Jungkook'un evine gidicektim. Mutluydum özlemiştim onu. Restauranta yaklaşmıştım yakındı zaten hem yemekleride çok lezzetliydi seviyordum orayı. Bizimkilerden Sunoo ve jisung gelmişti sadece diğerleri yoktu. Yanlarına gittim kapının orada oturmuş bekliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The photographer's little starlight
Fanfictionilk o yağmurlu gecede aşık oldum sana yıldız ışığım