Kırgın

101 13 27
                                    


Bir adım geri çekildi genç ülke. Küçük bir mimikle dudağının kenarını büktü ve sonra koridordan odasına giderken kardeşine seslendi: "Doğu roma İmparatorluğu'na selamımı söyle o zaman!" dedi umursamazca.

Kibri yenmenin en kestirme yolu umursamamaktı. Kardeşinin çıktığını kapının sesinden anladığında bir an durdu koridorda ve o an babasının odasının kapısının kapalı olduğunu fark etti. Babası kapısını asla kapatmazdı.

Sakince odaya yürüdü. Kapının dibinde durup dikkatle içeriyi dinledi. Sabah işini halletmek için gitmeden önce eve uğradığında babası iyiydi, ikizi evden ayrıldığından beri onu görmediğini düşündü ve ani bir telaşla, korkunun tüm beyin hücrelerine yayılıp beyin sapının bedenini ele geçirdiği o duyguda açtı kapıyı! 

Babası yerde, yatağın köşesindeydi. Aniden açılan kapıya kaldırmıştı başını ve duyguların tahriş ettiği gözlerindeki hüzünle Göktürk'e bakmaktaydı. "Ne oldu oğlum?" derken elinde tuttuğu eşyaları hızla koydu kutuya, annesinin eşyalarıydı. Yüzünü yere eğip duygularını kamufle etme çabasıyla kalktı yerden. 

Babasının yanına gidip ne diyeceğini şaşırırken Göktürk, "kardeşlerin nerede?" diye sordu Asya Hun. 

Kardeşleri dışarıdaydılar, kendi hallerinde takılıyorlardı, kelimeler duygulara az gelince sarılıvardi babasına Göktürk, sıkı sıkı, bedenindeki tüm sevgi ile ona kalkan olmaya, içine yerleşmiş o acının zehrini sıkıp dışarı atmaya çalışırcasına sarıldı. Ve o an tutamadı kendini babası, hıçkırıklara boğulurken, zehre dönmüş yaşanmışlıkların yürekte yuvaladığı yaradan irin akıtırcasına ağladı Asya Hun ve Göktürk de ona katıldı.

...

Hayatın en verimli terapilerinden biri acıyı paylaşmak değil miydi? Hayat, acı ve sevginin zıtlığında yaşanan bir ikilemde çalışan denklem gibiydi. Acılar paylaşarak azalır, sevgi paylaşarak çoğalırdı, hayatın temelinde daima paylaşmak vardı..

Cennet ancak paylaşılarak kurulabilecek en güzel yer değil miydi?

Old CH One-ShotsWhere stories live. Discover now