Başımı dizlerimin arasından kaldırıp açılmak üzere olan kapıya baktım. Yanımdaki kutulara resmen yapışmıştım korkudan.
Derin nefeslerle korkumu kontrol etmeye çalışırken, kasanın kapısı birden büyük bir gürültüyle açıldı. Bunun olacağını zaten bilmeme rağmen kalp atışlarım korkuyla daha da hızlandı.
Adam tam karşımdaydı.
Daha önce şapka ve gözlük taktığından hiç dikkatli bakamamıştım yüzüne. Şimdi bakınca yakışıklıydı. Koyu yeşil gözleriyle buluştu gözlerim. Sakalı yoktu, pürüzsüz bir yüzü ve keskin çene hatları vardı. Spor yaptığı fit vücudundan belliydi. Siyah saçları biraz dağılmış, iki yana ayırı bir şekilde alnına dökülmüştü.
Islak gözlerim ve kireç gibi beyazlamış yüzümle çaresizce ona bakıyordum.
Dizlerim hala göğüslerime çekili bir vaziyette, en savunmasız halimle tam karşısındaydım.
Birkaç saniye öylece gözlerimin içine baktı. Yüzü bir an şaşırmış bir ifadeye büründü ama saniyeler içinde kayboldu ve alaycı bir gülümsemeye bıraktı yerini. Kollarını göğüsünde birleştirip bir kaşını kaldırarak sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Zayıf bedenine rağmen oldukça güçlü bir bünyen var galiba. Normalde o kadar ilaçlı su içtikten sonra en az altı saat uyursun diye düşünmüştüm. Kattığım ilaç az mı geldi? Söyle bakalım nasıl ayıldın?"
Konuşmasını bitirince sanki benden cevap beklermiş gibi yüzüme baktı.
Kendimi sakinleştirmeye çalışarak titreyen dudaklarımı araladım. Ne söyleyeceğimi bilemedim panikten. Titrek sesimle en söylememem gereken şeyi söyledim.
"Piç- Y-yani!.."
Birden adamın yüzündeki gülümseme soldu. Kaşları çatıldı. Yanlış birşey mi söylemiştim ki?
"Sanırım şuan içinde bulunduğun durumun ciddiyetini daha kavrayamadın, Asrın'ım." dedi kasanın içine bir adım atarken. O adımı attığında birşey yapmasın diye ağazımda lafları geveleyerek konuştum.
"Y-yani biraz kuvvetli bir bünyem var! Nedenini bende bilmiyorum ama küçüklüğümden beri ilaçlardan falan çok etkilenmiyorum..." Aslında doğruydu. Bedenim ilaçlardan çok fazla etkilenmiyordu ya da yarım etkileniyordu.
Bu cevapla sinirli yüz hatları biraz gevşedi. Yüzündeki gülümsemeyle bedenimi süzmeye başladı. Adam bakışlarını pürüzsüz yüzümde, saçlarımda, her yerimde gezdirirken rahatsızca kıpırdandım.
"Demek kuvvetli bir bünyen var, hm?" dedi.
Bir adım daha atıp tam önümde durdu. O an korkup kendimimi savunmam gerektiğini hissettim panikle. Cesaretimi toplayıp oturduğum yerden hızlıca kasığına bir tekme savurduğumda çok hızlı bir refleksle kavradı bacağımı. Bacağı hafifçe sıkarak kıvrılan dudaklarını aralayıp keskin bir ses tonuyla konuştu.
"Çok yaramazsın."
Panikle bacağımı geri çekmeye çalıştığımda izin vermeyerek beni kendisine çekti ve ben daha ne olduğunu anlayamadan sanki hafif bir tüymüşüm gibi havaya kaldırıp kucakladı beni. Dehşete düşmüş bir şekilde çığlık attım o anda. Nefes nefese çırpındım biraz.
"Hayır!! İndir beni!"
Çırpınışlarımı umursamadan beni kucağından omuzuna atıp araçtan çıkardı ve hiç istifini bozmadan omzunda benle yürümeye başladı. Küçük bir çocuğun heyecanlanmış ifadesi vardı yüzünde.
Etrafıma baktığımda genişçe bir bahçede olduğumuzu fark ettim. Fazla inceleyemedim bahçeyi ama beni çiftlik evi gibi bir yere getirmişti sanırım. Ne yapacağımı bilemeyerek öylece kalakaldım. Tepki veremiyordum.
Benimle birlikte eve doğru yürürken alaycı bir ifadeyle dudaklarını araladı.
"Aslında seni birkaç gün sonra almayı planlıyordum. İzmir'e gideceğini öğrendiğimde planı erkene çektim. Herşeyi düşündüm Asrın'ım."
Ben şaşkın, afallamış bir ifadeyle onu dinlerken konuşmaya devam etti.
"Otobüsle gidersin sanmıştım. Kör bi noktada kıstıracak, sonrada gazlı bezle bayıltıp arkaya atacaktım seni. Kendi isteğinle bindin, üstüne verdiğim suyu içtin.. Bu kadar kolay olacağını bende düşünmemiştim."
Şaşkınlığım daha da büyümüştü. Adam harbiden manyaktı. Beni daha önceden gözüne kestirmişti hemde.. Zorlukla hızlı nefesler alarak konuştum.
"Demek planlamıştın... Bende zorluk çıkartmadan kendi isteğimle bindim."
"Binmesende bir şey değişmezdi. Her türlü bemimdin, Asrın'ım." dedi keskin ses tonuyla.
Kapının önünde durdu. Cebindeki anahtarı çıkartıp evin kapısını açtı. Direnmemem onu tatmin etmiş olacak ki genişçe gülümsüyordu bir çocuk gibi.
Kapıyı açıp içeri girdiğimizde ferah bir koku geldi burnuma. Büyük ihtimalle ev yeni temizlenmişti. Adam birşeyler mırıldanarak merdivenlerden çıktı benle. Sonunda kendime gelmeye başladım o anda.
"Ne yapacaksın bana?" dedim titreyen sesimle.
Bir kapının önünde durup kapıyı araladığında gördüğüm yatak odası karşısında gözlerimi korluyla açtım. Sonunda kendime gelmiştim. Kalp atışlarım hızlanırken tekme savurdum korkuyla.
"Hayır!" diyebildim çaresiz sesimle.
Ağır adımlarla yatağa doğru yürümeye başladı beni sıkıca tutarak. Panikle sırtını yumruklayarak çırpındım. Kucağından inmeye çalıştım ama pek etkili olmamıştı.
"Shh çırpınma."
"Hayır!.. Yapma!" Kalan gücümle biraz daha çırpınırken bağırmaya çalıştım gitgide azalan titrek sesimle.
Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Tüm bedenim korkuyla titrerken zaten beyaz olan yüzüm kireç gibi daha da beyazladı.
O ise beni hiç umursamadan ellerini belime doğru götürdü. İki eliyle de ince belimden sıkıca kavrayıp beni omzundan ayırdı ve ben daha ne olduğunu anlamadan bir çırpıda yatağa attı bedenimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAPMA! | BxB
قصص عامةSağlıksız ilişki, takıntı, zorlama ve kaçırılma konuludur. #bxb #boyxboy BXB BL Boyslove