Selam canlarımm iyisinizdir!! Bölümü olabildiğince hızlı yazmaya çalıştım diyer kitaplarıma ayarlama getirdikten sonra.
Medyaya Dereni koydum unarım beğenirsiniz, beğenmezseniz bir başka daha buluruz sıkıntı yok 💜 Beğendiğinizi umuyorum yıldızlarımızı parlatmayı unutmayalımm ✨️İyi okumalar...♡
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Duyduğum sesler ile gözlerimi zar zor açtım. En son olanları hatırladığımda yüzümü ovuşturarak sesin nerden geldiğini anlamaya çalıştım. Evet, kapı çalıyordu. Hemde delicesine.
En son kaldığım duvar kenarından kalktım ve üzerime çeki düzen vererek alacaklı gibi çalan bu gerizelının kim olduğuna kapı deliğinden baktım. Şaşırmamı sağlayan Karanı görmemdi. Kaşlarımı hayretle kaldırarak sorgularcasına kapıyı açtım.
Oldukça telaşlı görünüyordu. Ben kapıyı açar açmaz ben daha bir şey diyemeden kolumdan tutarak içeriye çekti ve kendisi de içeri girerek kapıyı aynı hızla kapattı.
"Karan ne yapmaya çalışıyorsun!?" Kolumu bir hışımla elinden kurtardıktan sonra sinirle ona döndüm. Endişeli bakışları beni buldu, "sadece, sadece iki dakika sessiz olur musun?" Ne dönüyordu yine!
Bir kaç saniye sonra dışarıdan adım sesleri ve fısıldaşma sesleri gelmeye başladı. Kaşlarımı çatmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Siktiklerim bir gün boş bırakmıyorlardı.
Az sonra sesler kesildi ve kapım sertçe çalışmaya başlandı. Elimi cebime atarak falçatayı sıkıca tutarak kapıya yaklaştım ve delikten kim olduğuna baktım. Dört tane hiç de tekin olmayan adamlar kapının önündeydi.
Tek kaşımı kaldırarak Karana baktım, "kim bunlar da başım musallat ediyorsun!" Kısık sesle bağırdım.
"Anlatacağım! Lütfen şimdi bana biraz yardımcı ol.."
Kapı delicesine çalmaya devam ederken daha fazla durmadan cebimde ki falçatayı sıkıca tutarak kapıyı açtım. O sırada Karan salona saklanmıştı.
"Kapımı böyle çalma hakkını size kim verdi!" Sert bakışlarımı her birinde gezdirdim. Beni görünce hepsi bir an duraksadılar ama grubun sözcüsü diye tahmin ettiğim esmer adam kalın sesiyle konuştu,
"Az önce hafif esmer kahverengi saçlı bir adam buraya geldimi veya buralarda gördünüz mü?" Ses tonuna yüzümü buruşturmak istesem de ifademi sabit tuttum.
Şuan da Karana yardım etmeyebilirdim. Burada, içeride olduğunu söyleyebilir ve Karanı adamların eline düşürebilirdim.
"Hayır, öyle birisi buraya gelmedi, görmedim."
Ama ben onlar gibi değildim.
Kararlı sesim ile inandırıcı olması için de göz temasımı bozmadan gözlerinin en derinine ifadesizce baktım. "Neden sormuştunuz?" Diye devam ettim.
Nefesini verdi sıkıntı ile, "bir arkadaşımız gözden kayboldu da, aramaya çıkmıştık." Dedi. Kafamı sallayıp, "umarım bulursunuz arkadaşınızı" dedim ve daha fazla duramayarak kapıyı kapattım. Adım sesleri uzaklaşırken, "nerede bu adam!" Diye sinirle söylendiğini duydum.
Hızla içeriye gittim. Karan yerinden çıkmıştı, "Bu neydi şimdi böyle!" Diye sinirle bağırdım. Şuan evimin içerisindeydi ve bu bile sinirlerimi bozuyordu.
"Güzelim... bak açı-" Kaşlarımı sonuna kadar çattım, güzelim mi demişti o bana. Hemde herşeye rağmen? Yüzsüzlüğün de bu kadarıydı! İlk başta 'şu' diye hitap ederken ne ara güzelime geçmiştik?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEK AİLEM
DiversosHayal edin... Kendi ayakları üzerinde duran genç bir kadın.. Kendini spora adamış.. gözü kara bir kadın.. Şimdi bu kadının tüm hayatı planlı düzenli iken, ortaya çıkan acı gerçekler ile tüm hayatı alt üst oluyor.. Bu kitap güçlü bir kadının ailesi...